 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı
Y A R G I T A Y İ L A M I
Esas Karar
749 1459
12.2.1996
Özet:Daha önce açılan ve redle sonuçlanan boşanma davası eşlerin
sürekli ayrı yaşamasına ve nafaka istenmesine dayanak olamaz.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp
düşünüldü.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun
sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre
davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Tedbir nafakasına hükmolunabilmesi için kadının ayrı yaşamakta haklı
olduğunun sabit olması gerekir. (MK. 161, 162/3) Bu davada davalı olan
kocanın Medeni Kanunun 132. maddesine dayanarak 21.6.1993'de açtığı dava
23.6.1994'de red edilmiş 12.9.1994'de kesinleşmiştir. Kadının o davada tesbit
olunan ayrı yaşama hakkının ebediyen devam edeceğini kabul etmek evlilik
müessesi ile bağdaşmaz. Davacı aradan geçen uzun zaman içinde hoşgörü
gösterdiğini eşinin bu yaklaşmayı kabul etmediğini veya başlıbaşına ayrı
yaşamayı haklı kılan yeni bir olayı ispat etmedikçe boşanma davasından önce
meydana gelen olaylar bu davada hükme esas alınamaz. Davacı kadının bu dava
tarihinde de ayrı yaşamakta haklılığını ispat edemediği gözönünde tutularak
davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
S O N U Ç : 1- Temyiz edilen kararın 2. bentte gösterilen sebeple
BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine
2- Sair temyiz itirazlarının 1. bentte gösterilen
sebeple reddi ile hükmün çocuklara verilen nafaka ile ilgili bölümünün
ONANMASINA, oyçokluğuyla karar verildi. 12.2.1996
Başkan Üye Üye Üye Üye
Tahir Alp Nedim Turhan Ş.D.Kabukçuoğlu Ferman Kıbrıscıklı Özcan Aksoy
(Muhalif) (Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Davalı kocanın Medeni Kanunun 132. maddesine dayalı (terk sebebine
dayalı boşanma isteği) boşanma davası davacının ayrı yaşamada haklılığı
gerekçe gösterilerek reddedilmiştir. (23.6.1994) Boşanma isteğinin reddi ile
o dava ile verilen tedbir nafakaları kesilmiştir. Davacı eş kendi adına ve
küçük çocuğuna izafeten ve reşit olan ortak çocuk tedbir ve yardım nafakası
isteğinde bulunmuş, mahkeme isteği uygun bularak anne ve küçük çocuk için
tedbir, reşit olan ve üniversitede okuyan ortak çocuk için yardım nafakasına
hüküm etmiştir.
Davalının temyizi üzerine davacı eşin dava tarihinde ayrı yaşamakta
haklılığını kanıtlayamadığından ona yönelik karar bozulmuştur.
Bu dava dolayısiyle dinlenen tanık Özcan Cansever, davalının eşine ve
çocuklarına kalmaması için evini ve arabasını danışıklı olarak başkalarına
devir ettiğini açıklamıştır. Bu davranış dahi davalının eşine çocuğunu kabul
etmeye hazır olmadığını göstermektedir. Diğer yönden hakim, ayrı yaşamakta
haklılığın devam edip etmediği konusunda tanıklara soru yöneltmemiştir. Bu
eksikliğin giderilmesi mümkündür. Nevar ki boşanma davası ile ortaya konulan
deliller ve olgular, davacının ayrı yaşamakta haklılığını kanıtlamaya
yeterlidir. Şöyle ki :
1- Kesinleşen red kararı ile davacının ayrı yaşamakta haklılığı
kanıtlanmıştır. Ayrı yaşamakta haklılık kararı Medeni Kanunun 162/1 maddesi
anlamında ayrı mesken edinmeyi de kapsar. O halde oluşan durumun aynı yasanın
164. maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir.
Reddedilen boşanma davasında dinlenen tanıklar davalının, davacıyı ve
çocukları evden kovduğunu, dengesiz bir kişiliğinin bulunduğunu evdeki cam
eşyaları kırmayı, koltuk, kanepe gibi eşyanın yüzlerini kesmeyi adet haline
getirdiğini, evden kovulmalarına rağmen barışmak üzere bayramı da vesile
kılarak eve giden davacı ve çocukları kabul etmediğini ifade etmişlerdir.
Davalının yarattığı ve davacıyı ayrı yaşamakta haklı kılan bu ortamın
değiştiği veya giderildiği davalı tarafından iddia ve ispat edilmemiştir.
Davacı lehine oluşan karinenin aksi kanıtlanmadıkça ayrı yaşamadaki
haklılık devam eder. Davalının da nafaka vermek yükümlülüğü devam eder.
Hüküm doğrudur onanması gerekir. Sayın çoğunluğun görüşlerine bu
nedenlerle katılmıyorum.
Üye
Nedim Turhan
MUHALEFET ŞERHİ
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve delillerin
takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre hükmün onanması düşüncesindeyim.
Bu itibarla sayın çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyorum.
Üye
Ferman Kıbrıscıklı
|