 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
21. Hukuk Dairesi
Başkanlığı
Esas Karar
1996/7224 1997/187
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi : Rize 1. Asliye Hukuk İş Mahkemesi
Tarihi : 18.10.1996
No : 474-304
Davacılar : Fevziye Demirci (Kendisine asaleten, çocuklarına
velayeten) vekili Av. Hüseyin Çıray
Davalı : Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü vek. Av. Hakkiye Takış
Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi
tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde maddi tazminat talebinin
reddine, toplam 150.000.000 TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte
davalıdan alınarak, davacılara verilmesine karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz
isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Bülent Mustafa
Şimşek tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin
gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici
sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki
sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin uğramış
olduğu, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Öte yandan, bu tür istemler nitelikçe Sosyal Sigortalar Kurumu
tarafından karşılanmayan zararların giderilmesine yöneliktir. Bu nedenle
mükerrer ödemeyi ve haksız zenginleşmeyi önlemek için Sosyal Sigortalar
Kurumu tarafından hak sahiplerine bağlanan peşin sermaye değerinin;
belirlenen zarardan indirilmesinde yasal zorunluluk olduğu açık seçiktir. Bu
bakımdan öncelikle, hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tazminatın
asgari ücretteki artışlar da gözönünde tutularak yeniden saptanması gerektiği
hukuksal gerçeği ortadadır. Bundan başka, 1995/84 sayılı dosya, kurumun rücu
alacağına yönelik olup, anılan dosyada, hak sahipleri için belirlenen
tazminatı işveren kesin hüküm çevresinde ödemediğinden, söz konusu dosya bu
davada kurumun rücu alacağı dışında kesin delil niteliğinde bağlayıcı güç ve
nitelikte olduğu söylenemez. Kaldıki kesinleşen rücu dosyasında hak sahipleri
için belirlenen tazminattan, kurumun istemiş olduğu ve hüküm altına alınan
(377.790.981) TL rücu alacağının indirilmesinden sonra (1.386.475.723 TL)
işverenin ödemesi gerektiği tazminatın kaldığı da açıktır.
3-Davacı adına nisbi ücreti vekalet yerine maktu ücreti vekalete
hükmedilmesi ve kardeşlere nedenleri ve dayanakları belirtilmeden manevi
tazminat hükmedilmemesi de isabetsizdir.
Yapılacak iş, hak sahiplerinin zararları gidererek tazminatları yeni
veriler ve artan asgari ücret gözönünde tutularak yeniden saptamak ve
saptanan zarardan; hüküm tarihinde yürürlükte bulunan kat sayı ile hak
sahiplerinin gelirlerinde yapılan artışları Sosyal Sigortalar Kurumundan
sorulmak, bildirilen miktarı belirlenen zarardan indirmek ve taleple bağlı
kalmak suretiyle karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik
inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya
aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul
edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz
harcının istek halinde davacılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının
temyiz edenlerden davalıya iadesine 22.1.1997 gününde oybirliği ile karar
verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Orhan YALÇINKAYA A.Hamzaoğulları U.Araslı A.Güneren Y.Yasun
|