 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
4. Ceza Dairesi
ESASTAN RET (ONAMA)
(HÜKÜMLÜLÜK)
Y A R G I T A Y İ L A M I
Esas no :96/6512
Karar no :96/8972
Tebliğname no :4/117787
Yaralama suçundan sanık Selahaddin Erbaş hakkında TCY.nın 456/3, 59/2.
maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay ağır hapis cezasıyla hükümlülüğüne ilişkin
BAKIRKÖY Ağır 3. Ceza Mahkemesinden verilen l994/8 Esas, l995/228 Karar
sayılı ve 16.10.1995 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi sanık
Selahaddin Erbaş müdafii tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş olduğundan;
Yargıtay C.Başsavcılığının 25.9.1996 tarihli onama isteyen tebliğnamesiyle
30.9.1996 tarihinde daireye gönderilen dava dosyası başvurunun nitelik ve
kapsamına göre görüşüldü.
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler
ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
a-Yargılama ve olayın kanıtlanmasına ilişkin gerekçe: Sanığa
yükletilen yaralama eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin
ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Yasaya uygun olarak yürütülen
duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve
savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği,
özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve
çelişmeyen verilere dayandırıldığı; böylece olaylara ilişkin sorunlarda
gerekçenin yeterli bulunduğu;
b-Hukuksal tanı: Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Yasada
öngörülen suç tipine uyduğu,
c-Yaptırım: Yasal ve takdiri indirici ve artırıcı nedenlerin
varlığının benimsendiği cezaların yasal bağlamda uygulandığı,
d-Eleştiri: Gerekçeli kararda suç, yazım yanılgısı sonucu adam
öldürmeye kalkışma olarak gösterilmiş ise de, yerinde düzeltilebileceği ve
bozmayı gerektirmediği,
Anlaşıldığından, sanık Selahaddin Erbaş müdafiinin dilekçesinde ve
duruşmada ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye
uygun olarak, temyiz davasının esastan reddiyle HÜKMÜN ONANMASINA ilişkin
oyçokluğuyla alınan karar, 7.11.1996 tarihinde Yargıtay C.Savcısı İsmail
Malkoç'un önünde, sanık müdafiinin yüzüne karşı açıkca ve yöntemince okunup
anlatıldı. 5.12.1996
Sami Selçuk Muharrem Dinç Yücel Kocabay Hulusi Öğütçü Fadıl İnan
Başkan Üye Üye Üye Üye
K.
KARŞIOY:
1) Yargılama Yasası açısından: Yerel Mahkeme, verilen görevsizlik
kararı üzerine, mağdurun iddiası ve sanığın savunmasını almış ve daha önce
görevsiz mahkemede dinlenen tanıkların anlatımları ile yetinilerek hüküm
kurmuştur.
Sağlıklı bir vicdani kanı yargısının oluşabilmesi için, duruşmanın
temel ilkeleri doğrultusunda, kanıt kaynaklarıyla yüzyüzelik ve doğrudanlık
kuralları uyarınca ilişki kurulmak, sözlülük kuralı gereğince de tanıklar
duruşma yapan yargıçlarca bizzat dinlenmek, duruşmada edinilen izlenimlere
göre hüküm kurulmak zorunludur. Eğer dolaylı kanıt niteliğinde bulunan ve
yalnızca tanık anlatımlarını yansıtan tutanaklarla yetinilirse, kanıtlarla
doğrudan ilişki kurmayan ve sözlü olarak onları dinlemeyen yargıcın vicdani
kanısına göre hüküm kurulmuş olacaktır ve bu da hukuken yeterli olmayacaktır.
C.Y. Yasasının 242, 244. ve 245. maddelerinin özleri bu yöndedir.
Kaldıki tanıklar Murat Akbaş, Aynur Erbaş, Gazel San ve Nadir
Arslan'ın anlatımları arasında bulunan çelişkiler de giderilmemiş ve hangi
tanığın anlatımının üstün tutulduğu açıklanmamış ve olay yerinde bulunan Ali
Bilir ve Rıza Bilir de dinlenip kanıtlar birlikte değerlendirilerek sonucuna
göre yasal indirici nedenin varlığı yeterince tartışılmadan T.C. Yasasının
51. maddesinin uygulanmamasına karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerin ışığı altında eylemin cezayı indirici
etkenlerin kanıtlanması açısından yetersiz duruşma ve gerekçeyle karar
verilmesi yerinde değildir.
2) Kabule göre; T.C. Yasasının 456. maddesinde duyu ya da öbür
organlardan birinin anatomik, fizyolojik ve işlevsel açıdan zayıflama ya da
yitimi ağırlaştırıcı neden olarak öngörülmüştür. Böbrek, testis gibi çift
organlarda ya da yine göz, kulak gibi çift duyu organlarında bunların yitimi
için, bu işlevi yapanların tümünün yitimi gerekir. O nedenle eylem T.C.
Yasasının 456. maddesinin 3. değil, 2. fıkrasına uymaktadır. Hüküm
bozulmalıdır.
Sami Selçuk
Başkan
K.
|