 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
19. HUKUK DAİRESİ
B A Ş K A N L I Ğ I
Esas Karar
96/6249 97/951
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi : Rize 2.Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi
Tarihi : 18.4.1996
Nosu : 23-87
Davacı : Ahmet Aygün vek.Av.R.Ali Kaya
Davalı : Skor Tekstil İthalat-İhracat San. ve Tic. Ltd. Şti.
vek. Av.Tankut Tolun
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda
ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen
hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere
çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan kimse gelmemiş
olduğundan, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve
temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi,
gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin işyerinin hırsızlar tarafından soyuluğunu,
hırsızların bir kısım mallarla birlikte çek karnesini de götürdüklerini, çek
karnesinden 6369270 numaralı çek yaprağının 48.500.000. TL. meblağ yazılarak
takibe konulduğunu, icra takibinden önce açılan çek iptal davasının lehine
sonuçlandığını, takibe konu çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığını ve bu
çekten dolayı borcu bulunmadığını ileri sürerek müvekkilinin takibe konu
çekten dolayı borçlu olmadığının tesbitine, çekin iptaline, 40 tazminata
karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, iddiaların gerçek olmadığını, davacının
çeklerinin çalınmadığını, müvekkilinin çeki Süleyman Aşar isimli bir şahsa
verdiği mal karşılığı aldığını, 30.3.1994'de bankaya ibraz edilen çekin
karşılığı olmadığından arkasının yazdırıldığını ve takibe konulduğunu
belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre dava konusu çekin
aynı mahkemenin 22.2.1995 tarih ve 1995/43-19 sayılı kararı ile iptal
edildiğinden, davalının yaptığı takip ve koyduğu haczin dayanağı kalmadığı
gerekçesiyle dava ve takip konusu çekten dolayı davacının davalıya borçlu
olmadığının tesbitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz
edilmiştir.
Davacı, davalı tarafından takibe konulan 30.3.1994 keşide tarihli
48.500.000. TL.lık çekin işyerinden çalındığını, sahte olarak düzenlenip
takibe konulduğunu, imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek bu davayı
açmıştır. Mahkemece, daha önce çeklerin iptaline karar verildiği, takibin ve
haczin dayanağı kalmadığı gerekçesiyle davacının davalı şirkete borçlu
olmadığının tesbitine karar verilmiştir. Çekin keşidecisinin rızası hilafına
elden çıktığı durumlarda keşidecinin ödeme yasağı koyması ve bankaya
bildirmesi yeterli olup, ayrıca bir iptal davası açması gerekmez (TTK.nun
madde 711/3). Açılan iptal davası hasımsız olup dava sonucunda verilecek
iptal kararı çek hamili üçüncü kişileri bağlamaz. Bu nedenle iptal kararından
sonra çeki takibe koyan hamil aleyhine açılacak menfi tesbit davasında davacı
bu çekten dolayı borçlu olmadığını ispat etmesi gerekir. Davacı senedin
çalındığını ve sahte olarak doldurulduğunu ileri sürdüğüne göre, taraflardan
iddia ve savunma doğrultusunda delilleri sorulup, toplanan deliller birlikte
değerlendirilerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi
gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet
görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın
istek halinde iadesine, 6.2.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Y.Mete Günel N.Sucu K.Acar İ.Erdemir A.Başkır
|