 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Onbirinci Hukuk Dairesi
E. 1996/622
K. 1996/1091
T. 16.2.1996
* PRİM ÖDEME BORCU
* ÖDEME ZAMANI
ÖZET : Bir sigorta sözleşmesi döneminin bitmesinden sonra, aynı taraflar
arasında, aynı sigorta konumunda, yeni bir sigorta policesi düzenlenmesi, ilk
sigortanın devamı yani tecdidi niteliğinde olmayıp, yeni bir sigorta
sözleşmesi sebebiyle düzenlenen yeni bir poliçe olduğunun kabulü, TTK.nun
1294 ve 1295. maddelerinde yapılan değişiklikler gereğidir. Ayrıca, sigorta
sözleşmesinden doğacak sorumluluğun başlaması için, mutlaka primin tamamının
veya ilk taksidinin ödenmesi de emredici bir koşuldur.
(6762 s. TTK. m. 1294, 1295)
Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Adana Asliye Ticaret Mahkemesi)'nce
verilen 8.11.1995 tarih ve 66-917 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen
tetkiki davalı sigorta vekili tarafından istenilmekle; dosyanın
incelenmesinde duruşma için gerekli tebligat giderinin yatırılmamış olması
nedeniyle HUMK.nun 2494 sayılı Kanunla değiştirilen 438/1. maddesi gereğince
duruşma isteğinin reddiyle, tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar
verildikten, temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra;
dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin, davalı şirkete ilk defa 1993-1994 dönemi için
aracını birleşik sigorta poliçesi için sigorta ettirdiğini ve 1.8.1994
tarihli tecditname ile 19.8.1994 tarihinden itibaren yenilendiğini, aracın
20.8.1994 tarihinde kaza yapması sonucu araç hasarının ödenmediğini ileri
sürerek (90.000.000) TL.'nin kaza tarihinden itibaren kısa vadeli kredilere
uygulanan reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen
tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, sigorta vekili cevabında, davacının poliçesinin yenilenmediğini,
davacının kaza tarihinden sonra, kazayı gizleyerek prim yatırdığını, TTK. nun
1295. maddesi gereğince müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını beyanla,
davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu ve toplanan delillere göre davalı tarafından
19.8.1994-19.8.1995 tarihleri arası için 1.8.1994 tarihinde poliçe tanzim
edildiği ve poliçede bu akdin bir önceki sigortanın tecditi olduğunun açıkça
vurgulandığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, bilirkişi raporu ile belirlenen
(75.000.000) TL.nin olay tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte
davalıdan tahsiline, fazla istemin reddine, davalı acente yönünden açılan
davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı sigorta vekili temyiz etmiştir.
Dava konusu kasko sigorta poliçesi şartlarını da içeren birleşik sigorta
poliçesinde uyuşmazlık kasko sigortası ilişkisinden kaynaklanmaktadır.
Dosya kapsamından, taraflar arasındaki önceki dönem sigorta sözleşmesi
ilişkisi sona erdikten sonra davacının istemi üzerine (19.8.1994-19.8.1995)
dönemini kapsayacak şekilde 1.8.1994 tarihinde dava konusu sigorta poliçesi
düzenlenerek davacıya teslim edildiği ve fakat sigorta priminin kazanın
meydana geldiği 20.8.1994 tarihinden sonra 22.8.1994 tarihinde, davacı
tarafından acente durumunda olan bankaya ödendiği sabit bulunmaktadır.
Bir sigorta sözleşmesi döneminin bitmesinden sonra aynı taraflar arasında aynı
sigorta konumunda yeni bir sigorta poliçesi düzenlenmesi ilk sigortanın
devamı yani tecdidi niteliğinde olmayıp, yeni bir sigorta sözleşmesi
sebebiyle düzenlenen yeni bir poliçe olarak kabul edilmesi TTK.nun 1294 ve
1295. maddelerinde yapılan değişiklikler gereğidir. Zira, özellikle TTK.nun
1295. maddesindeki önceki metinde yer alan (aksine mukavelenin bulunmaması
hali) yeni metinde yer almamış ve sigorta sözleşmesinden doğacak sorumluluğun
başlaması için mutlaka primin tamamının veya ilk taksidinin ödenmesi koşulu
emredici bir şekilde hükme bağlanmış bulunmaktadır. Nitekim, dava konusu
sigorta poliçesinin ön yüzüne yeni düzenleme ile ilgili şerhler işlenerek
primin ödenmemesi halinde sorumluluğun başlamayacağı açıkça yazılmış ve
poliçe bu şekilde davacı sigortalıya teslim edilmiştir. Bu şerhi taşıyan
poliçenin yeni bir sigorta sözleşmesi olduğu duraksamaya meydan vermeyecek
bir şekilde belli edilmiş bulunmaktadır. Bu şerhten sonra sigortacılık
tekniği açısından önceki sigortayla olan ilişkiyi saptamak bakımından konulan
(bu tecditnameyle bir yıl süreyle yenilenmiştir) şerhi, yeni sigorta
sözleşmesinin öncekinin tecdit yoluyla devamı anlamını getiremez.
Bu durum karşısında, 1.8.1994 gününde düzenlenen ve 19.8.1994 tarihinden
itibaren yürürlüğe girecek şekilde yeni sigorta sözleşmesi taraflar arasında
kurulmuş ise de, prim ödenmemesi sebebiyle sigortacının sorumluluğu henüz
başlamamış olduğundan, bu arada oluşan riziko sebebiyle sigortacının hasar
giderim sorumluluğu başlamamıştır. Rizikodan habersiz bulunan sigortacıya
kazadan sonra ve ihbardan önce prim ödenmiş olması ise geçersiz bir prim
ödemesi olması nedeniyle hukuken bir sonuç doğurması mümkün değildir.
O halde, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken,
aksine düşüncelerle davanın kabulü doğru görülmediğinden kararın davalı
sigortacı yararına bozulması gerekmiştir.
S o n u ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı sigortacı vekilinin temyiz
itirazlarının kabulüyle kararın (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın
isteği halinde temyiz edene iadesine, 16.2.1996 tarihinde oybirliğiyle karar
verildi.
|