 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
HUKUK GENEL KURULU
Sayı :
ESAS KARAR
96/6-693 96/120
Y A R G I T A Y İ L A M I
Özet :Davalı yararına bozmanın incelendiği oturuma davacı gelmediği
hallerde davalı davayı takip edeceğini açıklarsa davaya gelmeyen davacı
yararına direnme kararı verilebilir.
Taraflar arasındaki tahliye kira alacağı davasından dolayı yapılan
yargılama sonunda, Trabzon Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair
verilen 5.12.995 gün ve 1995/119-1281 sayılı kararın incelenmesi davalı
vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 4.3.1996
gün ve 1996/1774-1918 sayılı ilamı ile (.. dava temerrüt nedeniyle
kiralananın tahliyesi ve kira alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece istem gibi karar verilmiş ve hüküm davalı vekili tarafından temyiz
olunmuştur.
B.K. 260. maddesi uyarınca temerrüt sebebine dayalı tahliye davasını
kiralayanın açması gerekir. Kiralayan durumunda olmayan malik ve kiralananı
sonradan iktisap eden kimsenin önceden kiracıya ihbar göndererek malik
olduğunu, kira bedellerinin bundan sonra kendisine ödenmesini istemesi, bu
sonuçsuz kalırsa şartlara haiz temerrüt ihtarı tebliğ ettirmesi ondan sonra
dava açması gerekir. Dava hakkına ilişkin bu hususun mahkemece kendiliğinden
gözetilmesi icabeder. Kiracıya tebliğ edilen ihtarın yasal şartları taşıması,
istenen kira parasının muaccel olması ve bu kira bedelinin en az verilen otuz
günlük süre içinde ödenmemiş olması gerekir. Kira parası götürülüp
kiralayanın ayağında ödenmesi gereken boçrlardan olduğundan ona götürülerek
elden verilmesi veya masrafı kiracıya ait olmak şartıyla konuta ödemeli
olarak gönderilmesi gerekir. Buna uygun ödemeler yasal değildir. Ancak buna
aykırı bir ödeme teamülü taraflar arasında yerleşmişse ona uygun ödeme de
geçerli sayılır. Kiracı veya kiralayanın temerrüdü bu esaslara göre
çözümlenir.
Olayımızda davacı kira akdinin tarafı değildir. Kiralananda iştirakli
ortak olduğunu ileri sürerek kira parasının 1/12 hissesinin kendisine
ödenmesi için davalıya temerrüt ihtarı gönderdiğini, bunun sonuçsuz kaldığını
belirterek temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesine 3 aylık 6.249.000- Tl.
alacağın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
1.6.1994 başlangıç tarihli ve 10 yıl süreli kira sözleşmesi davalı ile
dava dışı Kamil Hilmi Dedeoğlu ve Lütfü Dedeoğlu arasında yapılmıştır. Kira
sözleşmesinin özel şartlar 1. maddesinde 1.6.1994- 3.5.1995 arası yıllık kira
120.000.000.- Tl.nın peşin ödendiği belirtilmiştir. Davacı 4.11.1994 ve
2.12.1994'te tebliğ edilen ihtarlarla Kasım 94 kirası olarak 2.083.000-
Tl.nın kendisine ödenmesini istemiş ise de ihtar konusu ayın kirası
kiralayanlara ödendiğinden davalının kira borcu yoktur. Kaldı ki kiralanan
iştirak ve müşterek mülkiyete tabi olup bu gibi durumlarda davacının tek
başına akdin feshini isteme hakkı bulunmamaktadır. Müşterek mülkiyette diğer
paydaşların pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması iştirak halinde mülkiyette
ise tüm ortakların muvafakatlarının alınması icap eder. Davadaki bu
eksikliğin giderilmesi mümkün ise de davanın dayandığını teşkil eden
ihtarnamedeki bu eksikliğin davadan sonra tamamlanması mümkün değildir. Bu
durumda tahliye ve kira alacağı davalarının reddine karar verilmesi
gerekirken yazılı şekilde tahliyeye ve alacağın tahsiline karar verilmesi,
Usul ve yasaya uygun bulunmadığından hükmün bozulması gerekmiştir..)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan
yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz
edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği
görüşüldü.
Bozma kararından sonra davacının duruşmaya gelmemesine karşın
davalının davayı takip etme isteğinde bulunması nedeniyle davayı takip
etmeyen davacı yararına önceki kararda direnmenin HUMK.nun 185 maddesinin özü
ve sözünden hareket edildiğinde hukuken mümkündür. O nedenle öncelikle bu ön
sorun çözümlenmiş işin esasına girilmiştir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dosyadaki tutanak ve
kanıtlara bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre HGK.nca da
benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda
direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ :Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme
kararının özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun
429. maddesi gereğince BOZULMASINA istek halinde temyiz peşin harcının geri
verilmesine 26.2.1996 gününde oybirliğiyle ile karar verildi.
B.B.Vekili 4.H.D.Bşk. 8.H.D.Bşk. 6.H.D.Bşk.
İsmet Arslan M.C.Keskin M.F.ıldız Ö.N.Doğan
|