 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
S A Y I
Esas Karar Tebliğname
1996/6-151 1996/152 6-55584
Y A R G I T A Y K A R A R I
Bozma kararı veren
Yargıtay Dairesi : 6.Ceza Dairesi
Mahkemesi : Bayındır Asliye Ceza
Günü : 26.3.1996
Sayısı : 27-58
Davacı : K.H.
Davaya katılan : Ali Ergüven vekilleri
Av.Mehmet-Sevilay Kantarcıoğlu
Sanık : Ali Okka vekili Av. Kıral Alpat
Müştekinin telefonunun frekansına girerek konuşmalar yapan sanık Ali
Okka'nın T.C.K.nun 525/b-2. maddesi uyarınca 1 yıl hapis 2.000.000 lira ağır
para cezası ile cezalandırılmasına, T.C.K.nun 525/d maddesi uyarınca 6 ay
süre ile elektronik alet tamirciliği sanatının yasaklanmasına ilişkin
Bayındır Asliye Ceza Mahkemesinden 24.1.1995 gün ve 160/9 sayı ile verilen
karar, sanık vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesince 21.12.1995
gün ve 13913/13958 sayı ile;
"Sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
Sanığın telsiz telefonu ile müdahilin frekansına girmek suretiyle
konuşma yapma eyleminin T.C.K.nun 491/ilk maddesine uyan suçu oluşturduğu
gözetilmeden yazılı madde ile hüküm kurulması" isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkeme ise 26.3.1996 gün ve 27/58 sayı ile;
"T.C.K.nun 491/ilk maddesi taşınabilir bir malın çalınması hallerini
kapsamaktadır. Bilgisayar çağına girilmesi nedeniyle bir takım suçlar
T.C.K.ndaki maddelere uymadığından T.C.K.nun 525. maddesine a, b, c, d
fıkraları eklenmiştir. Şayet sanık, müştekinin telefon kablosuna bir bağlantı
yapmak suretiyle kendi yararına konuşma yapsa idi T.C.K.nun 491/ilk
maddesinin uygulanması düşünülebilirdi. Oysa sanık bir çeşit bilgisayar olan
telsiz telefonu vasıtasıyla suçu gerçekleştirmiştir. Alelade bir telefonla
atılan suçu gerçekleştirmesi olanaksızdır." biçimindeki gerekçeyle önceki
kararda direnmiştir.
Bu kararın da Yargıtay incelenmesi sanık vekilince süresinde
istenildiğinden dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının 10.6.1996 günlü bozma
isteyen tebliğnamesiyle, Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel
Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
CEZA GENEL KURULU KARARI
İncelenen dosyaya göre;
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanığın sabit
görülen eyleminin T.C.K.nun 491/ilk maddesindeki hırsızlık suçunu mu, yoksa
T.C.K.nun 525/b-2 maddesinde düzenlenen bilişim suçunu mu oluşturduğu,
hususundadır.
Uyuşmazlığın çözümü için 29 Haziran 1990 gün ve 20563 sayılı Resmi
Gazetede yayımlanan, konu ile ilgili, 6.4.1990 tarih ve 2/3 Sayılı Yargıtay
İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararına bakıldığında;
İ.B. Kararında, herhangi bir kişiye ait telefon hattından saplama
yapmak suretiyle hat alıp sanığın kendisine ait telefon makinası ile rıza
almaksızın konuşma sağlaması şeklinde ortak özelliği olan olaylar ile
sanıkların kendi evlerinde kurdukları özel telefon santrali ile Tarabya
santrallerini kullanarak kaçak milletlerarası konuşmalar yapılmasını
sağlamaları olayı söz konusu edilerek; "bu olayların Türk Toplumunun değer
yargılarına tamamen ters düştüğü, ahlaka ve hukuka aykırı sonuçlar doğurduğu
tartışmasızdır. Türk Ceza Kanununun 491. maddesinin ilk fıkrasındaki unsurlar
genişletici yoruma tabi tutulduğunda yukarıda özetlenen eylemleri kapsamına
aldığının kabulü gerekli görülmüştür. Zira toplumun değer yargıları ve
teknolojinin gerisinde kalınamaz.... Buradaki genişletici yorum T.C.K.nun
491. maddesinin dışında kalan bir eylemi madde kapsamına dahil etmek
anlamında değil; esasen maddenin içinde mündemiç bulunan ve zamanın
teknolojik gelişmeleri ile ekonomik değeri olan her türlü şeyin sahibinin
rızası dışında kullanılması eylemlerinin de T.C.K.nun 491. maddesinin
kapsamında olduğunu açıklığa kavuşturmaktan ibarettir." biçimindeki
gerekçeyle, telefon hizmeti dahil, her ne şekilde olursa olsun, bedelini
ödemeden bir hizmetten kaçak yararlanma fiilinin T.C.K.nun 491. maddesinin
ilk fıkrasında düzenlenen basit hırsızlık suçunu oluşturduğu kabul
edilmiştir.
İ.B. Kararının gerekçesi ve tüm yargı mercilerini bağlayıcı
nitelikteki bu kabulü karşısında; somut olayda sanığın, telsiz telefonuyla
müdahilin frekansına girmek suretiyle konuşma yapmak eyleminin "Bilişim
alanında suçlar" başlığı altında 3756 Sayılı Yasayla yeniden düzenlenen
T.C.K.nun 525. maddesine göre değil, 491/ilk maddesine göre cezalandırılması
gerekmektedir. Esasen, T.C.K.nun sonradan değişik biçimde düzenlenmiş 525.
maddesinde, telsiz telefon vasıtasıyla yapılan kaçak konuşmaların bu madde
metnine dahil edilip yaptırıma tabi tutulduğuna ilişkin bir ibare de mevcut
değildir.
Bu itibarla; Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar
verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan üyeler Yerel mahkeme direnme kararının
haklı nedenlere dayandığı gerekçesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün
istem gibi BOZULMASINA, 25.6.1996 günü oyçokluğu ile karar verildi.
Birinci
Başkanvekili 1.C.D.Bşk. 10.C.D.Bşk. 7.C.D.Bşk.
Mehmet UYGUN T.GÜVEN H.DOĞAN S.GENÇAY
Onama
8.C.D.Bşk. 11.C.D.Bşk. 9.C.D.Bşk. C.GENÇKAYA
M.N.ÜNVER S.KANADOĞLU D.TAVİL
R.SÖNMEZ M.B.TÜZİNAL O.K.KESKİN A.ÖNCÜL
A.İ.HEKİMOĞLU H.ÖĞÜTCÜ T.METEOĞLU H.CEVHEROĞLU
T.DEMİRTAŞ Y.TURAN E.I.KOÇHİSARLIOĞLU M.F.İNAN
M.AYDIN S.YETKİN K.AZİZOĞLU Y.K.DOĞAN
Onama
M.ÜNSOY Ü.BAŞOĞLU K.Y.BAL Ü.BENLİ
|