Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
Y A R G I T A Y
Onaltıncı Hukuk Dairesi

E.	1996/571
K.	1996/434
T.	1.2.1996

*  KADASTRO TESPİTİ
*  SULH ANLAŞMASI 
*  TUTANAKLARIN KESİNLEŞMESİ 
*  GÖREVLİ MAHKEME 

ÖZET : 1- Kesinleşen tutanaklara karşı açılan davalara bakma görevi; Kadastro
 Mahkemesine değil, Genel Mahkemelere ait olduğundan, bir kısım parseller
 yönünden görevsizlik kararı verilmeyerek işin esasının incelenmesi,

2- 454 nolu parselin tutanağı kesinleştiği ve davacılar tarafından da dava
 konusu edilmediği halde, sulh anlaşması nedeniyle tespitin iptaline karar
 verilmesi,

3- Ayrıca, anlaşmaya konu edilen tüm parseller hakkında Kadastro Mahkemesinde
 açılmış bir dava olmadığından, görevi dışında kalan parseller yönünden
 anlaşmayı esas alarak hüküm kurulması,

Doğru değildir.

Şayet; sulh anlaşması açıklığa kavuşturulmadığı, verilen süre gereği Hukuk
 Mahkemesinde dava açılmadığı veya anlaşma yönünden de tapuda işlem
 yapılmadığı takdirde, tarafların iddia ve savunmalarıyla ilgili tüm delilleri
 istenip sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.

(3402 s. Kadastro K. m. 25/C-2, 26, 27) (1086 s. HUMK. m. 213, 7, 27)

Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün
 Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu
 anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:

Kadastro sırasında, 390, 405 ve 407 parsel sayılı 2520, 2632 ve 800 metrekare
 yüzölçümündeki taşınmazlar, tapu kayıtları ve harici taksim nedeniyle davalı
 Mehmet adına tesbit edilmiş, itirazı komisyonca reddedilen davacılar, miras
 paylarının adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. 392 parsel sayılı 288
 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz; Mehmet, 404 parsel sayılı 2248 metrekare
 yüzölçümündeki taşınmaz ile 406 parsel sayılı 2272 metrekare yüzölçümündeki
 taşınmazlar Ahmet mirascıları olan taraflar adına miras paylarına göre tesbit
 edilmişler, anılan parsellerin tesbitleri itiraz edilmeksizin kesinleşmiş
 olmasına rağmen davacılar, kesinleşen parseller hakında da diğer parsellerle
 birlikte dava açmışlardır. Taraflar dava dışı 401 ve 454 sayılı parselleri de
 içerir şekilde 27.9.1993 günlü keşifte sulh olmuşlar, sulhu Fatma'nın bu
 konuda yetkili olan vekili de 16.11.1995 günlü celsede kabul etmiştir.
 Mahkemece taraflar arasındaki sulh anlaşmasının tasdikine.

1) 454 parsel sayılı 7248 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın 8.10.1993 günlü
 krokiye göre (A) = 2000 metrekarelik bölümünün 1/3 payının Emine, 1/3 payının
 Döndü, 1/3 payının İsmihan adlarına tesciline, bakiye 5248 metrekarelik
 bölümünün 1/2 payının Fatma, 1/2 payının Mehmet adına tesciline,

2) 200 metrekarelik bölümün sulanması için 401 sayılı parseldeki havuzun
 suyunun 2/7'sinin devamlı olarak davacılara verilmesine,

3) 407 sayılı parselin müştereken davacılar Emine, Döndü ve İsmihan adlarına
 tesciline,

4) 404 ve 406 sayılı parsellerin 1/4 payının Emine, 1/4 payının Döndü, 1/4
 payının İsmihan, 1/4 payının Fatma adlarına tesciline,

5) 390, 392 ve 405 sayılı parsellerin davalı Mehmet adına tesciline, 405
 sayılı parsel üzerinde davacılar Emine, Döndü ve İsmihan'a ölene kadar 1/2
 intifa hakkının tanınmasına karar verilmiş; hüküm, davalı Mehmet tarafından
 temyiz edilmiştir.

1- Davaya konu 392, 404 ve 406 numaralı parsellerin süresinde dava açılmaması
 nedeniyle tutanaklarının kesinleştiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
 Kesinleşen tutanaklara karşı açılan davalara bakma görevi Kadastro
 Mahkemesine ait olmayıp Genel Hukuk Mahkemelerine aittir. Mahkemece bu
 parseller yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına
 girilip yazalı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

2- Mahkemece hakkında hüküm kurulan 454 numaralı parsel kadastro tesbiti
 sırasında Fatma ve arkadaşları adına tesbit edilmiş ve tutanağı
 kesinleşmiştir. Anılan parselin tutanağı kesinleştiği ve davacılar tarafından
 da davaya konu edilmediği halde sulh anlaşması nedeniyle bu parselin
 tesbitinin iptali yönünde hüküm kurulması da yasaya aykırıdır.

3- Davalının, davaya konu 390, 405 ve 407 numaralı parsellere ilişkin
 temyizine gelince; anılan parsellerin, tarafların kök murisi Ahmet'e ait
 iken, 1961 tarihinde ölümüyle mirascılarına intikal ettiği hususunda
 uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, murisin ölümünden
 sonra terekesinin taksim edilip edilmediği, taksim edilmişse hangi parselin
 kime isabet ettiği konusundadır. Mahkemece sulh anlaşması nazara alınmak
 suretiyle hüküm kurulmuş ise de, hükme esas alınan anlaşma 404 ve 406
 numaralı parseller yönünden yeterince açık bulunmamaktadır. Ayrıca, anlaşmaya
 konu edilen tüm parseller hakkında Kadastro Mahkemesinde usulüne uygun olarak
 açılmış bir dava olmadığından, mahkemenin görevi dışında kalan parseller
 yönünden anlaşmayı esas alarak hüküm kurması mümkün bulunmamaktadır. Bu
 durumda mahkemece yapılacak iş, anlaşmayı ihtilafa yer vermeyecek şekilde
 açıklığa kavuşturup, anlaşmanın taraflarına Kadastro Mahkemesinin görevli
 olmadığı parseller yönünden ilgili Hukuk Mahkemesinde dava açmaları veya
 tapuda anlaşma uyarınca işlem yaptırmaları için süre tanıyıp, bu süre sonunda
 verilen mehil gereği yerine getirildiği takdirde görevli olduğu parseller
 yönünden anlaşma uyarınca hüküm kurmaktan ibarettir. Sulh anlaşması açıklığa
 kavuşturulmadığı veya verilen mehil gereği yerine getirilmediği takdirde
 taraflardan iddia ve savunmalar ile ilgili delilleri istenip, gerekli
 değerlendirme yapılıp sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Davalının teyiz
 itirazları (1), (2) ve (3) numaralı bentlerde yazılı nedenlerle yerinde
 bulunduğundan kabulüyle hükmün (BOZULMASINA), 1.2.1996 gününde oybirliği ile
 karar verildi.


    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini