 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
13. HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI
SAYI:
ESAS 1996 KARAR
5334 5952
YARGITAY İLAMI
MAHKEMESİ : Çankırı Asliye Hukuk Hakimliği
TARİHİ : l2.3.l996
NO : 5-l39
DAVACI : Saniye Yerli
DAVALI : Şeref Tekbaş
Taraflar arasındaki 4077 Sayılı tüketicinin korunması yasasına
aykırılık davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden
dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı
tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup
düşünüldü.
KARAR
Davacı, l8.9.l995 tarihinde beden eğitimi derslerinde kullanılmak
üzere oğluna davalıdan siperko marka 44. numaralı ayakkabı satın aldığını,
hemen iki gün sonra 20.9.l995 tarihinde beden eğitimi dersinde ayakkabının
altının açıldığını, davalıya götürdüğünde, davalının yenisi ile değiştirmeyip
altını yapıştırıp iade ettiğini, fakat yeniden söküldüğünü, davalıya yine
müracaat etmesi üzerine bu defa altının dikişle tutturulduğunu buna rağmen
yeniden sökülüp parçalandığını, yenisinin verilmesi veya bedelin iadesi için
davalıya başvurduğunda kovulduğunu, Çankırı Sanayi ve Ticaret Müdürlüğüne
l0.ll.l995 tarihinde yaptığı girişim sonucunda Tüketici Sorunları Hakem
Heyeti tarafından ayakkabının aynı marka ve kalitede yenisi ile
değiştirilmesine karar verildiğini davalının bu karara da uymadığını öne
sürerek ayakkabının aynı model ve kalitede yenisi ile değiştirilmesine karar
verilmesini istemiştir.
Davalı, ayakkabıyı kendisinin davacıya sattığını iki defa tamir
ettiğini savunmuş, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir, hüküm davacı tarafından
temyiz edilmiştir.
l-8.3.l995 tarihli resmi gazetede yayınlanan ve 8.9.l995 tarihinde
yürürlüğe giren 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un "amaç"
başlıklı l. maddesinde "Bu kanunun amacı, ekonominin gereklerine ve kamu
yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik
çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici, zararlarını tazmin edici,
çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak ve tüketicilerin
kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konudaki politikaların
oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları
düzenlemektir" sözlerine yer verildikten hemen sonra "Kapsam" başlıklı 2.
maddesinde "Bu kanun, l. maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet
piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü hukuki
işlemi kapsar" denilerek anılan yasanın kapsamı belirlenmiş, 3. maddesinde de
"Bir mal veya hizmeti özel amaçlarla satın alarak nihai olarak kullanan veya
tüketen gerçek veya tüzel kişiye tüketici, "Kamu Kurum ve Kuruluşları da
dahil olmak üzere tüketiciye mal ve hizmet sunan gerçek veya tüzel kişiye de
satıcı" tanımlaması yapılmış "Ayıplı Mal ve Hizmetler" başlıklı 4. maddesinde
ise "Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma klavuzunda yer alan veya
satıcı tarafından vaadedilen veya standardında tesbit edilen nitelik veya
niceliğe aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini
veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran
maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal
veya ayıplı hizmet olarak açıkça kabul edilmiştir. Yine satılan malın ayıplı
olduğunun anlaşılması halinde; tüketici, malı teslim aldığı tarihten itibaren
l5 gün içerisinde bu malları satıcı firmaya geri vererek değiştirilmesini
veya ödediği bedelin iadesini veya ayıbın neden olduğu değer kaybının
bedelden indirimini ya da ücretsiz olarak tamirini talep edebilir. Tüketici
bu taleplerden herhangi birisini tercihte serbesttir. Satıcı, tüketicinin
tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür...." hükmüne yer
verilmiştir. Ayrıca "Tüketici Mahkemeleri" başlıklı 23. maddede "Bu konunun
uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara Tüketici
Mahkemelerinde bakılır. Tüketici Mahkemelerinin Yargı Çevresi Hakimler ve
Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenir. Tüketici Mahkemeleri nezdinde
tüketiciler, tüketici örgütleri ve Bakanlıkça açılacak davalar her türlü
resim ve harçtan muaftır. Tüketici Mahkemelerinde görülecek davalar HUMK.nun
Yedinci Babı, dördüncü faslı hükümlerine göre yürütülür" şeklinde görev
belirlenmesi de düzenlenmiştir.
Aynı yasanın geçici l. maddesi hükmü uyarınca Yüksek Hakimler ve
Savcılar Kurulu 22.6.l995 gün 437 Sayılı Kararı ile, Tüketici Mahkemeleri
kuruluncaya kadar, Tüketici Mahkemelerinin görevine giren işlere bakacak
Mahkemeleri tesbit etmiş ve Adli Teşkilata duyurmuştur.
Somut olay ; değerlendirildiğinde az yukarıda açıklanan yasa
maddelerinin kapsamı içinde düşünülmesi gereken tüketici davacı ile davalı
satıcı arasında ayıplı mal satımından kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunduğunun
kabulü kaçınılmazdır. Taraflar arasındaki satış ilişkisinin yasanın yürürlüğe
girmesinden sonra kurulmuş olması nedeniyle uyuşmazlığın Tüketicinin
Korunması Hakkındaki Kanun Hükümleri çerçevesinde çözümleneceği çok açıktır.
Hal böyle sözü edilen yasanın 23. maddesi uyarınca davanın Tüketici
Mahkemesinde görülmesi gerekir. Görev sorunu Mahkemece doğrudan
gözetilmelidir. Çankırı İlinde henüz Tüketici Mahkemesi kurulmadığı için
Tüketici Mahkemesi görevi de Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca Çankırı
Asliye Hukuk Mahkemesine tevdi edilmiştir. O nedenle Mahkemece bir ara kararı
alınarak Tüketici Mahkemesi sıfatıyle davanın yürütülmesine karar
verilmelidir.
2-Tüketici tarafından açılan bu dava her türlü harç ve resimden
dolayısıyle Yargı harcından muaf olduğu halde harç alınması da isabetsizdir.
3-4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 22/4 maddesinde
"Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerinin vereceği kararlar Tüketici
Mahkemelerinde delil olarak ileri sürülebilir" hükmüyle hakem heyetlerinin
alacağı kararların taraflar yönünden kuvvetli bir delil oluşturacağının
amaçlandığında kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır. Davacının müracaat
ettiği "Çankırı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti" taraflar arasındaki soruna
ilişkin olarak "Ayakkabının 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki
Kanunun 4/2 maddesine göre değiştirilerek aynı marka ve kalitede yenisi ile
değiştirilmesine" karar vermiştir. Davacı davasında bu karara delil olarak
dayanmıştır. Oysa Davalı davaya usulüne uygun olarak cevap vermediği gibi,
davacının dayandığı bu delili hüküm ve kuvvetten düşürecek güçte bir başka
delil de sunmamış, dahası Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararı ve eki
belgeler kendisine okunduğunda bir diyeceğinin olmadığını da açıkca beyan
etmiştir. Bu durumda davacının davasını isbatladığı kabul edilmelidir.
Mahkemece davada dayanılan maddi olgulara uygulanacak yasa maddelerini bulmak
ve uygulamakta ve delillerin takdirinde hataya düşülerek davanın kabulü
yerine reddine karar verilmesi usule ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
Öte yandan Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Kararının gerçek dayanağını
teşkil eden raportör Ömer Erik tarafından 27.ll.l995 tarihinde düzenlenen
rapor ile Mahkemece görevlendirilen bilirkişi görüşleri arasında çok açık
çelişki giderilmeksizin sonuca kavuşulması kabul şekli bakımından bozma
nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda l, 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle mahkeme
kararının temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ll.6.l996 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
A.İ.Arslan K.Kadıoğlu Ş.Yüksel A.E.Baççıoğlu S.Özyörük
|