 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Onuncu Hukuk Dairesi
E. 1996/5135
K. 1996/5128
T. 4.6.1996
* SİGORTALILIKLARIN ÇAKIŞMASI
* SİGORTALILIĞIN ARAŞTIRILMA YÖNTEMİ
ÖZET : Bağ-Kur sigortalısı olan kişinin, kaydını sildirmeden hizmet akdi ile
çalışmaya başlaması durumunda, vergi mükellefi olması her zaman kendi nam ve
hesabına çalışmasını göstermeye yeterli olamayacağından; çakışan sürede
baskın çalışmanın hangi sigorta dalında olduğu yöntemince saptanarak bu
sonuca göre; taleple bağlılık ve iddianın genişletilemeyeceği ilkeleri
gözetilerek karar verilmelidir.
(1479 s. Bağ-Kur K. m. 24, 25) (506 s. SSK. m. 2)
Davacı, 22.4.1991 tarihi itibariyle Bağ-Kur sigortalısı olmadığının tesbitine
karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin
süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla
dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar
tesbit edildi:
Davada, sonucu itibariyle 22.4.1991 tarihinden itibaren Sosyal Sigortalar
Kurumu'na tabi çalışmaya başladığı, kendi nam ve hesabına çalışmasına son
verdiğinden bahisle, bu tarih itibariyle Bağ-Kur sigortalısı olmadığının
tesbiti istenmiştir.
Davacının, 28.11.1988 tarihinden itibaren kahvehane işleticiliğinden dolayı
Bağ-Kur sigortalısı olduğu, 28.11.1988 tarihinden başlayan vergi
mükellefiyetinin 31.12.1993 tarihine kadar devam ettiği, öte yandan 22.4.1991
tarihinden itibaren belediyeye ait işyerinde hizmet akdi ile çalıştığından
bahisle Sosyal Sigortalar Kurumu'na kayıt ve tescilinin yapıldığı bir kısım
sürelere ilişkin primlerinin Sosyal Sigortalar Kurumu'na ödendiği dosya
içeriğindeki belgelerden anlaşılmaktadır.
Davacının 22.4.1991 ile 31.12.1993 tarihleri arasında vergide kayıtlı olması
her zaman kendi nam ve hesabına çalışmasının varlığını göstermez. Nevar ki,
bu yönde davacının 22.4.1991 tarihlerinden sonra vergi dairesine beyanname
verip vermediği, vergi ödeyip ödemediği yöntemince araştırılmalıdır.
Diğer taraftan, bir kimsenin aynı sürede hem Bağ-Kur, hem de Sosyal Sigortalar
Kurumu sigortalısı olmasına, yürürlükte bulunan yasalar gereği olanak yoktur.
Bu yönde yapılacak araştırma sonucu davacının 22.4.1991 ile 31.12.1993
tarihleri arasında kendi nam ve hesabına çalışmasını da sürdürdüğünün
anlaşılması halinde, sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılığa yer
verilmediğinden, davacının baskın çalışmasının hangisi olduğu yöntemince
saptanarak sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece belirtilen maddi ve hukuki esaslar gözönünde tutulmadan eksik
araştırma ve taleple bağlılık ilkesi ile iddianın genişletilemeyeceği
ilkesine aykırı biçimde, dava dilekçesinde istem olmamasına rağmen davacının
22.4.1991 ile 31.12.1993 tarihleri arasında Sosyal Sigortalar Kurumu'na
bildirilmeyen çalışma süresinin tesbitine karar verilmesi usul ve yasaya
aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve
hüküm bozulmalıdır.
S o n u ç : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA),
4.6.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|