Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
Y A R G I T A Y
Onüçüncü Hukuk Dairesi

E.	1996/5075
K.	1996/5380
T.	30.5.1996

*  DİPLOMANIN DEVRİ SÖZLEŞMESİ 
*  GEÇERSİZ SÖZLEŞMELER 

ÖZET : Doktorun, bizatihi kişiliğine sıkı sıkıya bağlı olan tıp fakültesi
 diplomasını, bir başkasının kullanmasını ve yararlanmasını amaçlayan devir
 sözleşmeleri, emredici hukuk kurallarına ve kamu düzenine aykırı olduğundan,
 herhangi bir hak ve borç doğurmaz.

(818 s. BK. m. 19, 20/1) (1219 s. Tababet K. m. 1)

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
 ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen
 hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya
 incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı; davalı ......... Sağlık Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
 ile düzenledikleri sözleşme gereği, davalıya ait poliklinikte doktorluk
 diploma ve ünvanının asılmak suretiyle kullanılması konusunda anlaştıklarını,
 bedeli 12.000.000 TL.'nın tahsili için başvurduğu icra takibine davalının
 itiraz ettiğini öne sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.

Davalı; borçlu olmadığını savunmuş, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından temyiz
 edilmiştir. Davacı doktor ile davalı şirket arasında düzenlenen 15.1.1994
 günlü sözleşme uyarınca davacının poliklinikte göğüs hastalarına bakacağı,
 işi bırakması halinde doktorluk isim ve ünvanının poliklinikte kalması
 karşılığı 3.000.000 TL. ücret ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davacı,
 sözleşmenin bu hükmüne dayanarak doktorluk ünvanına ve ismine ilişkin
 uzmanlık belgesinin (diplomanın) davalı şirket polikliniğinde asılmak
 suretiyle kullanılması karşılığı olan 12.000.000 TL. ücretini istemektedir.
 Öncelikle belirtelim ki, uyuşmazlığın çözümü bu türde bir sözleşmenin hukuken
 geçerli olup olmadığının belirlenmesinde toplanmaktadır.

Türk Hukuk Sisteminde sözleşme serbestliği ilkesi kabul edilmiş olduğu
 tartışmasızdır (BK. m. 19). Kural olarak kişiler Özel Hukuk alanında diğer
 kişilerle olan ilişkilerini hukuk düzeni içinde kalmak, özellikle emredici
 hukuk kurallarına aykırı olmamak koşuluyla düzenleyebilirler ve sözleşme
 yapabilirler. Ancak bu özgürlüğe; kamu düzeni açısından bazı sınırlamalar
 getirilmiştir (BK. m. 19, 20). Gerçekte de, bir sözleşmenin bünyesinde
 topladığı hak ve borçlar, yasaların kesin surette emreylediği hukuk
 normlarıyla, yasalarla ve kamu düzeni ile çatıştığı takdirde hukuka aykırıdır
 ve geçerli olmaz (BK. m. 19, 20/1). Hakim, bu yönü doğrudan gözetmekle
 yükümlüdür. Kamu düzeni, kamu yararı düşüncesi ile konulmuş özel hukuk
 düzenidir (Bkz., Becker H., Borçlar Kanunu, Çev. Bülent Olcay, Ank. 1967, Sh.
 97). Yine buyurucu hukuk kuralları, yanların tersini kararlaştırmalarına izin
 verilmeyen kesinlikle uyulması gereken kurallardır. Buyurucu hukuk
 kurallarıyla çelişen aykırı hükümler içeren sözleşme mutlak butlanla
 malüldür. Olayla doğrudan ilgili bulunan "1219 sayılı Tababet ve Şuabatı
 Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun"un tüm maddeleri birlikte ve amacı
 yorumla değerlendirildiğinde, kamu yararı ve genel sağlığın korunmasına
 yönelik sınırlamalar getirildiğinde kuşku ve duraksamaya yer olmadığı açıkca
 görülür. Anılan Yasanın (1). maddesinden anlaşıldığı şekilde, doktorluk
 mesleğinin icrası ancak Türkiye Tıp Fakültelerinden diploma sahibi olan
 doktorun bizatihi kişiliğine sıkı sıkıya bağlı olmak koşuluyla sağlanmıştır.
 O nedenle, doktorluk diploma ünvan ve isminin bir başkasının kullanmasını ve
 yararlanmasını amaçlayan devir, kira, satış gibi sayılabilecek benzer türde
 aktedilen tüm sözleşmeler kamu düzenine, emredici hukuk kurallarına aykırı
 olup geçersizdir. Tarafları bağlamaz, bir hak ve borç doğurmaz. Mahkemece
 açıklanan hukuk kuralları ışığında davanın reddine karar verilmesi
 gerekirken, sözleşmeye geçerlilik tanınarak yazılı şekilde davanın kabul
 edilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.

S o n u ç : Temyiz olunan yerel mahkeme kararının davalı yararına
 (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 30.5.1996 gününde
 oybirliğiyle karar verildi.


    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini