 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
19. HUKUK DAİRESİ
B A Ş K A N L I Ğ I
Esas Karar
96/4606 97/769
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi : Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
Tarihi : 7.2.1996
No : 980-39
Davacı : Fedai Yemenli vek. Av. Turhan Özümer
Davalı : Sami Zor Varisleri Bilsen Zor vs. vek. Av. Kağan Özdem
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması
sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak
verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya
incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalıların murisi Sami Zor'un müvekkilinin kefaleti
ile Dresdner Bank AG'den kredi çekip, borcunu ödemeden Türkiye'ye döndüğünü,
müvekkili hakkında yapılan takip sonucu müvekkilinin borcu ödemek zorunda
kaldığını, alacağının tahsili için giriştiği icra takibine davalıların itiraz
ettiklerini iddia ederek itirazlarının iptali ile takibin devamına ve icra
inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde, müvekkillerinin ikametgahlarının
İzmir olup, yetkili mahkemenin İzmir Mahkemeleri olduğunu, davanın öncelikle
yetki yönünden reddi gerektiğini iddia edilen kredinin 1977 yılında
alındığını ve bu nedenle alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın
reddini istemiştir.
Mahkemece davalıların murisi Sami Zor'un 9.9.1987 günü gaipliğine
karar verildiği ve MK.nun 616. maddesine göre mirasçıların sorumluluklarının
taksimden sonra 5 yıl ile sınırlandırıldığını, bu sürenin hak düşürücü süre
olduğu, bu süre geçirildikten sonra dava açıldığı gerekçesi ile davanın
reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
M.K.nun 616. maddesi miras taksim sözleşmesi yapanların miras
bırakanın borçları sebebiyle sorumluluklarını düzenlemekte olup, somut olayda
davalı mirasçıların taksim sözleşmesi yaptıklarına ilişkin hiçbir savunmada
bulunmadıkları gibi, bu yönde bir delil de ikame edilmediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda davada M.K.nun 616. maddesinin tatbik yeri bulunmadığı halde,
mahkemece mirasçıların terekenin borçlarından dolayı mesuliyetlerinin,
yukarıda anılan yasa hükmü gereğince taksimden itibaren 5 yıllık hak düşürücü
süre ile sınırlandırıldığı ve davanın bu süre geçirildikten sonra
açıldığından bahisle reddi doğru olmadığı gibi, taksim sözleşmesi yapılmış
olsaydı bile mirasçıların müteselsil sorumluluklarının taksimden itibaren 5
yıl sonunda nihayete erip, bundan sonra sorumluluklarının payları oranında
devam edeceğinin düşünülmemesi ve M.K.nun 616. maddesi hükümlerine yanlış
anlam verilmiş olması da kabul tarzı itibarıyle doğru bulunmamıştır.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, davanın esasına girilerek davacının
kefaletten kaynaklanan bir alacağı olup olmadığı üzerinde durularak
gerektiğinde konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile davacının alacaklı
olduğu miktar belirlenerek, varılacak sonuç dairesinde bir karar vermekten
ibarettir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı
yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine 3.2.1997 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Y.Mete Günel N.Sucu G.Nazlıoğlu İ.Erdemir Y.Özdilek
|