 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Üçüncü Hukuk Dairesi
E. 1996/4594
K. 1996/7299
T. 25.6.1996
* KİRA SÖZLEŞMESİNİN İPTALİ
* KİRALANANIN TAHLİYESİ
* GÖREV
ÖZET : HUMK.nun değişik 8. maddesinin 2. fıkrasında; yalnızca aktin feshi
istemli davaların, dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın sulh hukuk
mahkemesinde açılacağı öngörülmüş olup, aktin iptaline ilişkin davalar kapsam
dışı bırakılmıştır ki; açıklanan niteliği itibariyle bu dava, anılan fıkra
kapsamına girmemektedir. Öyleyse, mahkemenin görevinin belirlenmesinde sözü
geçen maddenin 1. fıkrası uygulamak gerekecektir ki; o takdirde de, davanın
değer ve miktarına bakılması gerekir.
(1086 s. HUMK. m. 8/1-2)
Dava dilekçesinde, kira sözleşmesinin iptaliyle kiralananın tahliyesi
istenilmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen hükmün temyiz
incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalılar vekilleri tarafından
istenilmekle; dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin
açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Davada, davalılar arasında yapılan kira sözleşmesinin geçersizliğinden bahisle
iptali istenilmiş ve mahkemece de aynı nedene dayanılarak davanın kabulüne
karar verilmiş bulunmaktadır.
İptali istenen 1.6.1994 başlangıç tarihli kira sözleşmesi, 10 yıl süreli olup,
yıllık kira parası da 24.000.000 liradır.
HUMK.nun değişik 8. maddesinin 2. fıkrasında ise; yalnızca aktin feshi istemli
davaların, dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın sulh hukuk
mahkemesinde açılacağı öngörülmüş olup, aktin iptaline ilişkin davalar kapsam
dışı bırakılmıştırki; açıklanan niteliği itibariyle bu dava, anılan fıkra
kapsamına girmemektedir. Öyleyse; mahkemenin görevinin belirlenmesinde sözü
geçen maddenin 1. fıkrası uygulanmak gerekecektir ki; o takdirde de, davanın
değer ve miktarına bakılması icabeder.
Bu tür davalarda; davanın değeri, belli kira süresine ilişkin kira parası
tutarına göre belirleneceğinden, bu davanın değerinin 240.000.000 lira
olduğunun kabulü gerekir ve dolayısiyle bu değer de, sulh hukuk mahkemesinin
(2.000.000 liralık) görev sınırını aşar.
O halde; belirtilen nedenlerle ve tarafların bir itirazı olmasa dahi (görev
konusu kamu düzenini ilgilendirdiğinden) görev yönünün resen gözetilip davaya
asliye hukuk mahkemesinde bakılmak üzere görev noktasından dava dilekçesinin
reddine karar verilmesi gerekirken, bu cihet düşünülmeksizin davanın esası
hakkında hüküm kurulması doğru değildir.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde
hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan
kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve şimdilik
diğer yönlerin incelenmesine mahal olmadığına ve Yargıtay duruşmasında
vekille temsil edilen davalılardan Ömer için dava tarihinde yürürlükte
bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen
6.000.000 lira vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılardan Ömer'e
verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene
iadesine, 25.6.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|