 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
9. HUKUK DAİRESİ
Y A R G I T A Y İ L A M I
ESAS NO : l996/4479
KARAR NO : l996/5354
B Plas A.Ş. adına Avukat İbrahim Yaşar ile Petrol-İş Sendikası Genel
Başkanlığı adına Avukat Serap Özdemir aralarındaki dava hakkında Bursa 2. İş
Mahkemesinden verilen 25.12.1995 günlü ve 1166-979 sayılı hüküm, duruşmalı
olarak davacı avukatınca temyiz edilmiş ise de mahiyeti itibariyle duruşma
isteğinin reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten
sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacı; 13.10.1994 tarihli dilekçesiyle, Toplu İş Sözleşmesinin 35/b
maddesinde yer alan 2. yıl zammının ekonomik şartlardaki olağanüstü
değişmeler nedeniyle, toplu iş sözleşmesinin imzası tarihindeki ekonomik
şartlar değişmemiş olsaydı "enflasyon oranı ne olacak idiyse" bulunacak
rakamın ücret zammı olarak yorumlanmasının tesbitini talep etmiştir.
Davalı taraf, davanın reddini istemiş; mahkemece de dava,
"...enflasyon ülkemizde uzun yıllardır yerleşmiştir. Yani beklenmeyen ve
öngörülmesi mümkün olmayan bir hal değildir. Ayrıca Toplu İş Sözleşmesine
yasama ya da yargı organının müdahalede bulunabilmesinin koşulları Borçlar
Hukuku sözleşmeleriyle bir tutulamaz. Talep doğrultusunda sözleşmeye
müdahalede bulunmakla Toplu İş Sözleşmesinin niteliği itibariyle mümkün
olamayacağı" gerekçesiyle reddedilmiştir.
Davacının dava dilekçesinde de açıkladığı gibi bu dava, hukuk tekniği
açısından bir uyarlama (emprevizyon) davasıdır. Sözleşme hukukunda egemen
olan ve TÜrk Hukukunda kabul edilen kural "sözleşmeye bağlılık", diğer ifade
ile "ahde vefa-pacta sund servanda"dır. Bu kurala göre, sözleşme yerine
getirilmelidir. Ancak bazı durumlarda bu kuralın mutlak olarak uygulanması,
hakkaniyete ve adalet duygusuna ters sonuç doğurabilir. Gerçekten, sözleşme
kurulduktan bir süre sonra, "önceden görülemeyen" nedenlerle şartların
olağanüstü değişmesi sonucu taraflardan birinin durumu katlanamayacak ölçüde
ağırlaşabilir ve bununla da sözleşme ile kurulmuş olan denge, diğer taraf
aleyhine büyük ölçüde bozulmuş olabilir. Para değerinin büyük ölçüde
değişmesi bunun örneklerindendir. Böyle bir durumda hukukta "clausula rebus
sic stantibus- beklenmiyen hal şartı" sözcükleriyle ifade edilen teori gereği
sözleşmenin değişen şartlara uyarlanması ilkesinin uygulanması sözkonusu
olur. Bu ilkenin yasal dayanağı Medeni Kanunun 1, 2. ve 4. maddeleridir. Bu
yolla sözleşmenin kurulması sırasında mevcut olan sözleşme adaleti korunmaya
çalışılır.
Hakimin sözleşmeye müdahalesi için, öngörülen koşulların gerçekleşmesi
gerekir. Bu koşullar; değişen hal ve durumların olağanüstü ve objektif
nitelikte olması, tarafların yüklendikleri edimler arasında dengenin aşırı
ölçüde bozulması, sözleşmede değişen hal ve şartlara ilişkin kayıt ve hüküm
bulunmaması, edimlerin henüz ifa edilmemiş olması ve bu konuda "clausula"
yani talebin varlığıdır. Toplu iş sözleşmesi normatif ve akti nitelikteki
unsurları nedeniyle kendine özgü bir özel hukuk sözleşmesidir. 2822 sayılı
Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanununun 66. maddesinde, "Bu kanunda
hüküm olmayan hallerde Medeni Kanun ve Borçlar Kanunu ile hizmet akdini
düzenleyen diğer kanunların bu kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır"
denilmektedir. Bu nedenle, davacının talebini karşılamayan 2822 sayılı
kanundaki düzenlemeler, diğer başka kanunlardan yararlanmayı da
engellememektedir. O halde teknik olarak kaynağını Medeni Kanunun 1, 2. ve 4.
maddelerinden alan uyarlama talebi, toplu iş sözleşmelerine de uygulanabilir.
Açıklanan bu durum karşısında mahkemece yapılacak iş; yukarıda sözü
edilen uyarlama koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi için
davacının ortaya attığı somut olayı ispata yarar taraf delilleri toplanıp
objektif ölçüler içinde değerlendirilerek bir karar vermekten ibarettir.
Bunun için gerektiğinde içinde üniversite öğretim üyelerinden birinin de yer
alacağı uzman bilirkişi kurulu aracılığı ile inceleme ve araştırma
yaptırılarak, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile
davanın reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA,
peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 14.3.1996
gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
E.A.Özkul E.Serim O.G.Çankaya E.Doğu B.Özkaya
|