 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
İkinci Ceza Dairesi
E. 1996/4141
K. 1996/4120
T. 15.4.1996
* CEZANIN PARAYA ÇEVRİLMESİ
* YAZILI EMİRLE BOZMA İSTEMİ
ÖZET : 647 sayılı Yasanın 4. maddesine göre, hürriyeti bağlayıcı cezaların
paraya çevrilme uygulaması; hakimin takdir alanı içinde olan, fail için bir
hak oluşturmayan, objektif esaslara dayanan ancak, olay failine göre
değerlendirilmesi gereken ve bu nedenle de mahkemece gözetilebilen bir
içeriği taşımaktadır.
Bu nedenle ve CMUK.nun 343. maddesi çerçevesinde ve İçtihatları Birleştirme
Büyük Genel Kurulu ve Ceza Genel Kurulu'nun kararlarında belirtildiği gibi
kabul edip etmemek mahkemenin takdirine bağlı istekler yazılı emir konusu
olamayacağı gibi, gerekçesi gösterilerek yapılan uygulamadaki takdirin
yerinde olup olmadığı da yazılı emir yoluyla incelenemez.
(647 s. CİK. m. 4) (1412 s. CMUK. m. 343)
Tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermek, 6136 sayılı Kanuna
aykırılık suçundan sanık Veysel'in TCK.nun 455/1, 59/1, 72; 6136 sayılı
Kanunun 13/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 18 ay hapis, 500.000 lira ağır para
cezası ile cezalandırılmasına dair, (Akçaabat Asliye Ceza Mahkemesi)'nin
16.10.1995 gün ve 1995/150-325 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet
Bakanlığı'nca verilen 25.3.1996 gün ve 5973 sayılı yazılı emre müsteniden
dava dosyası C. Başsavcılığı'nın 29.3.1996 gün ve 34178 sayılı ihbarnamesiyle
Daireye gönderilmekle okundu.
Mezkur ihbarnamede;
Taksirli suç işleyen ve sabıka kaydı bulunmadığı anlaşılan sanığın, dosya
içeriğine göre belirgin olumsuz bir halinin de olmadığı halde, takdirin
dayanağı açıklanmadan sadece oluş ve kişiliğinden bahisle 647 sayılı Kanunun
4. maddesinin uygulanmamış olunmasında isabet görülmediğinden, CMUK. nun 343.
maddesi uyarınca alınan kararın bozulması lüzumu yazılı emre atfen ihbar
olunmuştur.
Gereği düşünüldü:
Tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermek ve ruhsatsız
tabanca taşımak suçlarından sanık Veysel'in 6136 sayılı Kanunun 13/1 ve 59.
maddeleri gereğince 10 ay hapis ve 250.000 lira ağır para cezası, TCK.nun
455/1 ve 59. maddeleri gereğince de 1 yıl 8 ay hapis ve 250.000 lira ağır
para cezası ile cezalandırılmasına (Hadisenin oluşuna, suçun işleniş tarzına,
sanığın kişiliğine göre..)de 647 sayılı Kanunun 4. maddesinin uygulanmasına
yer olmadığına karar verilmiş olup, Yargıtay'ca incelenmeksizin kesinleşen bu
karar aleyhine, (Taksirli suç işleyen ve sabıka kaydı bulunmadığı anlaşılan
sanığın, dosya içeriğine göre belirgin olumsuz bir halinin de olmadığı halde,
takdirin dayanağı açıklanmadan sadece oluş ve kişiliğinden bahisle 647 sayılı
Kanunun 4. maddesinin uygulanmamış olunmasında..) isabetsizlik bulunduğundan
bahisle yazılı emir yoluyla bozma istenilmiştir.
İstek, 647 sayılı Kanunun 4. maddesinin uygulanması ve bu yönden mahkemenin
takdirinin dayandığı gerekçenin yeterliliği ve yerindeliği ile ilgilidir.
Karar, 647 sayılı Kanunun 4. maddesi konuyla ilgili olarak, (...cezalar
suçlunun kişiliğine, sair hallerine ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre
mahkemece... çevrilebilir... taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hürriyeti
bağlayıcı ceza uzun süreli de olsa fail hakkında bu maddenin ilk fıkrasının
(1) numaralı bendin hükmü uygulanabilir) hükmünü taşımakta olup, cezaların
şahsileştirilmesi ile ilgili olan uygulamanın mahkemece yapılmasını
öngörmektedir. Dolayısiyle uygulanması hakimin takdir alanı içinde olan, fail
için bir hak teşkil etmeyen, objektif esaslara dayanan, ancak olay failine
göre değerlendirilmesi gereken, bu nedenle de mahkemece gözetilebilen bir
içeriği taşımaktadır.
Bu yapısı dolayısıyle temyiz yoluyla incelenmelerde; dosyadaki bilgilerin yasa
hükmünün gösterdiği ölçütler çerçevesinde değerlendirilip
değerlendirilmediğine yönelik olup, bu nedenden kaynaklanan bozma kararlarıda
mahkemeleri bağlayıcı değil uyarıcı bir maksat da taşımakta ve neticede, bu
yönden son çözüme yine yargılamayı yapan, kararı veren hakim ulaşmaktadır.
CMUK.nun 343. maddesinde düzenlenen yazılı emir ise; olağanüstü bir kanun yolu
olup, esası çözümleyen kararlarda yeniden yargılama olanağı vermemekte,
maddede de gösterilen ve Yargıtay'ın verebileceği karar türleri itibariyle
doğrudan hakimin değerlendirme ve takdirine bırakılan hususlarda karar verme
yetkisi de bulunmamaktadır.
647 sayılı Kanunun 4. maddesinin mahkemelerce uygulanabilirliği ve yazılı
emirle ilgili düzenleme itibariyle, İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu'nun
28.12.1977 tarih ve 1977/3-2 sayılı ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun
8.4.1985 tarih ve 453/201 sayılı ve benzeri olan 647 sayılı Kanunun 6.
maddesi ile ilgili kararlarında belirtildiği gibi kabul edip etmemek,
mahkemenin takdirine bağlı istekler hakkında verilen karar, yazılı emir
konusu olamayacağı gibi, gerekçesi gösterilerek yapılan uygulamadaki takdirin
yerinde olup olmadığının yazılı emir yoluyla incelenmesi de mümkün
olmadığından, yazılı emre atfen düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteğinin
(REDDİNE), 15.4.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|