Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



      T.C.                                   
 Y A R G I T A Y                              
Ceza Genel Kurulu

      S A Y I 
Esas            Karar           İtirazname 
1996/4-86       1996/91         43687          
        	 

                   Y A R G I T A Y  K A R A R I

Bozma kararı veren 
Yargıtay Dairesi         : 4.Ceza Dairesi 
Mahkemesi                : BAKIRKÖY 3.Ağır Ceza 
Günü                     : 12.12.1994
Sayısı                   : 141-336
Davacı                   : K.H.
Davaya katılan           : Esma Tunç
Sanık                    : Mustafa Şen vekili Av. Zeki Özek 
                           Neriman Avcı vekili Av.Nazım Özen 

	Görevi kötüye kullanmak suçundan sanıklar Mustafa Şen ve Neriman
 Avcı'nın T.C.K.nun 230, 59, 647 Sayılı Yasanın 4, T.C.K.nun 72. maddeleri
 uyarınca 425.000'er lira ağır para cezası ile cezalandırılmalarına, 647
 Sayılı Yasanın 6. maddesi gereğince sanıkların bu cezalarının ertelenmesine,
 10.000.000 lira manevi tazminatın sanıklardan müteselsilen alınıp müdahile
 verilmesine, 60.000 lira nisbi harç ile dökümü yazılı yargılama giderinin
 sanıklardan müteselsilen tahsiline ilişkin hükümleri içeren ve Bakırköy 3.
 Ağır Ceza Mahkemesince 12.12.1994 gün ve 141-336 sayı ile verilen karar,
 sanıklar vekilinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza
 Dairesince 12.3.1996 gün ve 33/1749 sayı ile;
	"..... Sanıkların eylemleri hakkında T.C.Y.nın 240. maddesi yerine
 230. maddesi uygulanmış, ayrıca nisbi harç eksik belirlenmiş ise de karşı
 temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmadığı, başkaca nedenler yerinde
 görülmemiştir. 
	Ancak katılanın ödenceyi sanık Mustafa Şen'den istemesi karşısında,
 diğer sanığın ödenceden zincirleme sorumlu tutulması" isabetsizliğinden,
 kısmen tebliğname doğrultusunda bozulmuştur.
	Bu karar için 15.4.1996 gün ve 43687 sayı ile itiraz yoluna başvuran
 Yargıtay C.Başsavcılığı;
	"Katılan Esma Tunç 20.12.1993 tarihli dilekçesinde sanık Mustafa
 Şen'den 15 milyon lira manevi tazminat talep etmiş, mahkemece 10 milyon
 manevi tazminata hükmedilmiş, başka bir deyişle tazminat talebinin 5 milyon
 lirası reddedilmiştir. Mahkumiyet kararı ile kişisel hak isteminin bir bölümü
 kabul edilmiş bulunduğundan, hüküm tarihinden yürürlükte olan avukatlık
 asgari ücret tarifesinin 15. maddesine göre red edilen miktar üzerinden
 avukatlık ücreti tayin edilmesi gerekir.
	H.U.M.K.nun 423, C.Y.U.Y. 413/son maddeleri ve 5.3.1941 tarih ve 50/7
 sayılı İ.B. kararı ile Ceza Genel Kurulunun yerleşmiş uygulamalarına göre
 avukatlık ücretinin yargılama giderinden olduğuna şüphe bulunmadığı gibi aynı
 zamanda kişisel hak niteliğindedir.
	Sanık savunmanı layihada ileri sürdüğü temyiz sebeplerinden ayrı
 olarak "inceleme sırasında dikkat buyurulacak noksanlıklardan dolayı" da
 hükmün bozulmasını talep etmiştir. Kullanılan bu ibare vekalet ücretinin
 kişisel hak olma niteliğini de kapsar ve hükmün bu yönden de incelenmesini
 zorunlu kılar.
	Ceza Genel Kurulunun 12.12.1994 gün ve 319/337 sayılı kararı da bu
 doğrultudadır. Bu itibarla, vaki temyiz ve dilekçede yer alan ibarenin şahsi
 hakkı da kapsadığı ve hükmün her yönüyle incelenmesi gerekeceğinden
 reddedilen miktar üzerinden sanık yararına vekalet ücreti tayin edilmemesi
 noktasından da esas mahkemesi hükmünün incelenip bu sebepten de bozulması
 gerekmektedir" biçimindeki gerekçe ile Yerel Mahkeme kararının bu sebepten de
 bozularak Özel Daire bozma kararına ilave edilmesine karar verilmesini
 istemiştir. 
	Dosya, Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu,
 gereği konuşulup düşünüldü.

                CEZA GENEL KURULU KARARI 

	İncelenen dosyaya göre; 
	Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasında sübutunda uyuşmazlık
 bulunmayan olayda çözümlenecek sorun, sanığın temyiz dilekçesinde yer alan
 "inceleme sırasında dikkat buyurulacak noksanlıklarından dolayı da hükmün
 bozulması" ibaresinin kişisel hakkı içerip içermediği ve buna bağlı olarak
 red edilen miktar üzerinden sanık yararına avukatlık ücreti hükmedilmesine
 gerek bulunup bulunmadığının belirlenmesidir.
	C.M.U.K.nun 320. maddesinde, "Yargıtay temyiz dilekçe ve layihasında
 irat olunan hususlar ile temyiz talebi usule ait noksanlardan dolayı olmuş
 ise temyiz dilekçesinde bu cihete dair beyan edilecek vakıalar hakkında
 tetkikler yapabileceği gibi hükme tesiri olacak derecede kanuna muhalefet
 edilmiş olduğunu görürse talepte mevcut olmasa dahi bu hususu tetkik eder.
	313. maddesinin ikinci fıkrasında gösterilen müstenidattan başka
 temyiz müddeasını tayin için yeniden müstenidat göstermeye lüzum yoktur.
	Bununla beraber böyle müstenidat gösterilmişse kabul olunur."  hükmü
 yer almaktadır.
	Bu maddenin gerekçesinde de aynen "Temyiz Mahkemesi Kanunun doğru
 tatbik edilip edilmediğini araştırmakla mükellef olduğundan velevki layihai
 temyiz de dermeyan  edilmemiş olsa bile kanunun herhangi bir suretle ihlal
 edildiğini gördüğü takdirde hükmü nakzedebilir...Hukuk Usulü Muhakemelerinin
 terviç ettiği dairede mahkemei temyizin kendisine sevk olunan işlerde resen
 tetkikatını teşmil ederek layihada serdedilmemiş olan ve fakat muhalifi kanun
 görülen esbaptan dolayı da hükümlerin nakzolunabilmesi kabul edilmiştir."
 denilmektedir.
	Bu madde hükmü ve gerekçesinden anlaşılacağı üzere Yargıtay gösterilen
 temyiz sebepleri ile bağlı değildir. Temyiz dilekçesinde ileri sürülsün veya
 sürülmesin son karara etkili olan tüm yasaya aykırılıkları kendiliğinden
 inceleyip hükmü bozabilir.
	Nitekim Ceza Genel Kurulu asıl ceza yönünden temyiz incelemesine tabi
 olmayan bir hükme bağlantılı olarak verilen "müsadere" "iş yerinin
 kapatılması" "meslek ve sanatın tatili" "tecilli cezanın aynen çektirilmesi"
 "sürücü belgesinin geri alınması" ve benzeri kararlarda suç niteliğine veya
 şahsi hakka yönelik temyizin hükmün tümüne temyiz edilebilirlilik vasfını
 kazandıracağını ve hükmün her yönüyle inceleneceğini kabul ederken Yargıtayın
 temyiz istemi ile bağlı olmadığı ilkesine dayanmıştır.
	Bu itibarla, sanık Mustafa vekilinin temyiz dilekçesinde yer alan
 "inceleme sırasında dikkat buyurulacak noksanlıklardan dolayı da hükmün
 bozulması" ibaresinin şahsi hakkı da kapsadığı ve hükmün her yönüyle
 incelenmesi gerektiği kabul edilmelidir.
	Öte yandan "davanın ehemmiyetine göre kanunu  mucibince takdir
 olunacak vekil ücretleri"nin yargılama giderlerinden olduğu H.U.M.K.nun 423.
 maddesi ile hükme bağlandığı gibi, 29.5.1957 gün ve 4/16 Sayılı İçtihadı
 Birleştirme Kararında da "Karşı tarafa yüklenmesi gereken ve yargılama
 giderlerinden olan vekalet ücretine, diğer yargılama giderleri gibi mutlak
 suretle talep olunmaksızın kendiliğinden (resen) hükmedilmesi gerektiği ve bu
 gibi karşı tarafa yükletilmesi gereken vekalet ücreti taleplerinin ayrı bir
 dava konusu yapılamayacağı" belirtilmiştir.
	Yerel mahkeme katılanın 15 milyonluk manevi tazminat talebinin 10
 milyonluk bölümünün kabulüne hükmetmiş, red edilen miktar üzerinden sanık
 yararına avukatlık ücreti belirlememiştir. Oysa, suç tarihinde yürürlükte
 olan ve 13.5.1993 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret
 Tarifesinin 15 ve 11. maddelerinin 2. fıkraları uyarınca manevi tazminat
 talebinin reddedilen miktarı için, katılan lehine takdir olunan miktarı
 geçmeyecek şekilde, sanık yararına da tarifelerin üçüncü kısmına göre vekalet
 ücreti takdir edilmesi gerekmektedir.
	O halde yukarda açıklanan nedenlerle Yargıtay C.Başsavcılığı
 itirazının kabulüne ve red edilen miktar üzerinden sanık yararına vekalet
 ücretine hükmedilmeden karar verilmesi isabetsizliğinin, Özel Dairenin
 kararına ikinci bozma nedeni olarak eklenmesine karar verilmelidir.
	SONUÇ   : Açıklanan nedenlerle Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının
 kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün Özel Daire bozma nedenine ilaveten "red
 edilen miktar üzerinden sanık yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi"
 isabetsizliğinden de BOZULMASINA 14.5.1996 günü oybirliği ile karar verildi.

Birinci 
Başkanvekili	1.C.D.Bşk.	4.C.D.Bşk.	2.C.D.Bşk.
Mehmet UYGUN	T.GÜVEN	 S.SELÇUK	M.ONAN

3.C.D.Bşk.	5.C.D.Bşk.	6.C.D.Bşk.	R.SÖNMEZ
S.N.DEDA	N.BENLİ	 N.MUTİŞ

N.TANKUT	C.ÖZDİKİŞ	K.BAŞAL	 O.K.KESKİN

A.SAYSEL	İ.KILINÇ	A.İ.HEKİMOĞLU	A.R.COŞKUNTÜRK

M.İ.ÜNAL	N.OK	   E.I.KOÇHİSARLIOĞLU   O.KÖSEBALABAN

M.F.İNAN	S.ERKAN	 A.İSAOĞLU	H.GERÇEKER
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini