 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
13. HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI
SAYI:
ESAS 1996 KARAR
3956 4329
YARGITAY İLAMI
MAHKEMESİ :Malatya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ :29.12.1995
NO :552-735
DAVACI :Mustafa Erol
DAVALI :Tuncay Uzun vekili avukat Erol Tümer
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda
ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine
yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi
üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı Samsun Emniyet Müdürlüğünde görevli iken 13.3.1984 tarihli
kararla meslekten çıkarma cezası aldığını, bu kararın iptali için Malatya
İdare Mahkemesinde dava açtığını vekili olan davalının eksik pul giderini
dosyaya yatırmadığından davanın işlemden kaldırılıp açılmamış sayılmasına
karar verildiğini Ağır Ceza Mahkemesinde hakkında açılan davada Beraat etmesi
üzerine göreve iade isteminde bulunduğunu ancak İdare Mahkemesinde verilen
davanın açılmamış sayılmasına ilişkin karar nedeni ile meslekten çıkarma
cezasının kesinleştiğini o nedenle göreve iade kararı alamadığını davalı
vekilinin özenle görevini ifa etmediğini öne sürerek 100.000.000 Tl. maddi ve
100.000.000 Tl. manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı davada zamanaşımının bulunduğunu zararın oluşmadığını davacının
ayrıca Ankara İdare Mahkemesinde açtığı davanın da reddedildiğini savunmuş
davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, 1.727.639 Tl. maddi, 10.000.000 Tl. manevi tazminatın
davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hüküm davalı tarafından temyiz
edilmiştir. Davalı avukatın müvekkili davacının meslekten ihracına ilişkin
idari tasarrufun iptali için Malatya İdare Mahkemesinde açtığı davayı takip
etmemesi nedeniyle dava dosyasının işlemden kaldırıldığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtelim ki davacının maddi zararının varlığının belirlenmesi
gerekir. Gerçekte de davalı vekilin dava dosyasını takip etmemesi vekalet
sözleşmesine aykırılık oluşturmakta ise de davanın işlemden kaldırılması
olgusunun doğrudan bir zarar oluşturup oluşturmayacağının saptanması gerekir.
Bu yönün aydınlığa kavuşturulması için ikame edilen davanın özenle davacı
avukat tarafından takip edilmiş olması halinde kavuşturulmasının hukuken
mümkün olup olmayacağının açıkça ortaya konması gerekir. Farklı bir anlatımla
dava özenle ve hukuka ve usul hükümlerine uygun bir şekilde takip ve intaç
ettirilmiş olmasa bile maddi olgular ve deliller davanın kazanılmasını mümkün
kılmayacak ve idari tasarrufun hukuka uygun olduğunu doğrulayacak ise bir
zararın varlığından da söz edilemeyeceği açıktır. O nedenle tüm deliller bu
açıdan değerlendirilerek uyuşmazlık çözümlenmelidir. Toplanan tüm delil ve
belgeler özellikle Sumsun 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 1986/23- 1989/11 karar
sayılı dosyası içerisindeki deliller olgu ve belgeler birlikte
değerlendirildiğinde davacı hakkında idarenin ittihaz ettiği meslekten ihraca
ilişkin idari tasarrufun iptaline hukuken olanak olmadığı özellikle davacıya
isnat edilen suçun niteliği ve buna dayanan deliller kıymetlendirildiğinde
idarenin takdir hakkını ihraç yönünde kullanmasında yasaya aykırı bir yön
bulunamamıştır. Bu durumda davanın reddine karar verilmesi gerekirken az
yukarda açıklanan hukuki esasları ve delilleri tartışmayan ve bu konuda bir
inceleme yapmayan bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurulması bozma
nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın açıklanan nedenle davalı yararına
BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 9.5.1996 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
A.İ.Arslan M.Yüksel Ş.Yüksel A.E.Baççıoğlu S.Özyörük
|