 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
4. Ceza Dairesi
ONAMA-BOZMA
Y A R G I T A Y İ L A M I
Esas No :1996/3840
Karar No :1996/5279
Tebliğname No:4/77635
Bankalar Yasasına uymama ve Basın yolu ile hakaret suçlarından
sanıklar Hasan Kılıç, Doğan Satmış, Mustafa Emin Çölaşan, Süleyman Kurthan
Fişek, İbrahim Tufan Türenç ile Hasan Tahsin Öztin hakkında TCY.nın 480/son,
80. maddeleri uyarınca sanık Hasan Kılıç'ın 24 ay hapis, 19.800.000 lira,
sanık Doğan Satmış'ın 26 ay hapis, 13.000.000 lira, sanık Mustafa Emin
Çölaşan'ın 48 ay hapis, 24.000.000 lira ağır para cezalarıyla
hükümlülüklerine, sanık Hasan Tahsin Öztin'in TCY.nın 96. maddesi uyarınca
sanık hakkındaki davanın ortadan kaldırılmasına, sanık Süleyman Kurthan
Fişek'in tüm suçlardan, İbrahim Tufan Türenç'in hakaret, sanıklar Hasan
Kılıç, Doğan Satmış ve Mustafa Emin Çölaşan'ın diğer suçlardan beraatlerine
ilişkin İSTANBUL Asliye 2. Ceza Mahkemesinden verilen 1993/1380 Esas,
1995/420 Karar sayılı ve 8.6.1995 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi
katılanlar vekili, sanıklar Mustafa Emin Çölaşan, Hasan Kılıç, Doğan Satmış
müdafii ile O yer C.Savcıları tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş
olduğundan; Yargıtay C.Başsavcılığının 7.5.1996 tarihli bozma isteyen
tebliğnamesiyle 14.5.1996 tarihinde daireye gönderilen dava dosyası,
başvurunun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü.
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar,
belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
A-Eylemlere ve yükletilen suçlara yönelik katılanlar T.İmar Bankası,
Kemal Uzan ve Cengiz Uzan vekillerinin temyiz iddiaları yerinde
görülmediğinden, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE
sanıklar Doğan Satmış, Hasan Kılıç, Mustafa Emin Çölaşan ve Süleyman Kurthan
Fişek'in Bankalar Yasasına uymama suçlarından; sanıklar İbrahim Tufan Türenç
ve Süleyman Kurthan Fişek'in hakaret suçlarından verilen beraat, sanık Hasan
Tahsin Öztin hakkındaki davanın düşürülmesiyle ilgili HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
B-Sanıklar Hasan Kılıç, Doğan Satmış ve Mustafa Emin Çölaşan'ın
hükümlülük ve sanık Hasan Kılıç'ın 8.10.1993 tarihli hakaret suçundan verilen
beraat kararlarına yönelik temyizlere gelince;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Katılanlar hakkında "gümrüklere sahte belge vererek vergi kaçırma,
Çukurova Elektriği ele geçirme, banka bilançolarında sahtecilik yapma" gibi
konulardaki haberlerin gerçeklik derecesinin yeterince araştırılarak
açıklanması ve sonucuna göre;
a) Haberlerin gerçek olmadığı kabul edildiği takdirde, sanıkların
belli olay yükleme biçimindeki küçültücü değer yargılarında bulunma eylemine
T.C. Yasasının 480/4,
b) Çıkan haberlerin büyük ölçüde doğrulandığı kabul edildiği takdirde
ise, belli olay yükleme niteliğindeki hakaret suçunun oluşmayacağı ve fakat
habere eklenen "Titre şantajcı, maske düşüyor, şantaj çetesi, Uzanlar vergi
sülüğü, sahtekar, çirkef, hokkabaz" gibi küçültücü yakıştırma ve
değerlendirme eylemlerine T.C. Yasasının 482/4. maddelerinin uygulanması,
Gerekirken, "henüz haberlerin gerçekliğinin mahkeme kararlarıyla
saptanmadığı" yolundaki yetersiz gerekçe ve eksik incelemeyle T.C. Yasasının
480/4. madde-fıkrasıyla hükümler kurulması,
2-Sanık Hasan Kılıç'ın sorumlu müdürlüğünü yaptığı Hürriyet
Gazetesinin 8.10.1993 tarihli sayısının 25. sayfasında yer verdiği "kardeşim
sen tefeci misin, Uzanlar gaddar, Cem Uzan bencil, ukala ve şımarık, Uzanlar
çalışanların kafasına silah dayadı" sözleriyle küçük düşürücü değer
yargılarında bulunduğu ve suçu hukuka uygun kılan çerçevenin aşıldığı
gözetilmeden, beraat hükmü kurulması,
3-T.C. Yasası, suçların edilgin özneleri (mağdurları) başka başka
oldukları takdirde, kesintili (müteselsil) suç hükmünün değil, gerçek (maddi)
içtima hükümlerinin uygulanacağına ilişkin bir kural getirmemiş; birçok
yabancı yasa gibi, yalnızca öznel (sübjektif) bir ölçüt öngörmüştür. Bu
ölçüte göre, insana ilişkin varlık, değer ya da yararların çiğnenmesinde ve
dolayısıyla edilgin özne (mağdur) çokluğunda bile,"bir (aynı) suç işleme
kararıyla" davranılmışsa, "kesintili suç" hükmü uygulanabilecektir. Bunun
tersini önceden bir yargısal kural (içtihat) boyutunda algılamak, Yasanın
öngörmediği bir öğeyi T.C. Yasasının 80. maddesine eklemek ve maddenin
uygulama alanını darlaştırmak demektir. Bu nedenlerle eylem ve suç (ihlal)
çokluğunun varlığını saptadıktan sonra, kasıt kavramına oranla daha genel,
geniş ve kapsayıcı bir kavram olan "bir (aynı) suç işleme kararı" olgusunun
her olayda var olup olmadığını, bu olgu kişinin iç dünyasını ilgilendiren bir
fiili sorun olduğundan, doğrudanlık, yüzyüzelik ve sözlülük kurallarına göre
duruşma yapan ilk mahkemenin kararında irdelemesi ve Yargıtay denetimini
sağlayacak biçimde gerekçelendirilmesi zorunludur. "Bir suç işleme kararının"
varlığını saptarken, mahkeme, her suç çokluğunda, kuşkusuz, eylemlerin
işleniş biçimlerindeki benzerlik ya da tekdüzelik, benzer fırsatları
değerlendirme, yasa sistematiğine göre suçla korunan hukuki varlık, değer ya
da yarar, cürmi davranışın yöneldiği maddi konu olan kişi ya da şeyin özellik
ve başkalıkları, suçlar arasındaki zaman aralığı ve bunlara benzer daha bir
çok dışa yansıyan verilerden yararlanabilir ve bunlara dayanabilir.
Sanıklardan Doğan Satmış'ın 30.9.1993-3.10.1993 ve 12.10.1993
tarihlerinde 5 kez; Hasan Kılıç'ın 4-6.10.1993 ve 8.10.1993 tarihlerinde 4
kez; Mustafa Emin Çölaşan'ın 4-6.10.1993 ve 12.10.1993 tarihlerinde 4 kez
katılanlara sövdüğü, kesintili suç ve dolayısıyla T.C. Yasasının 80.
maddesinin uygulanabilmesi için ayrı kasıtlar ve ayrı eylemle ayrı ayrı insan
onuru olarak korunan değerlerin çiğnendikleri ve birden çok suçun oluştuğu
kabul edildiği halde, bunların aynı suç kararıyla işlenip işlenmedikleri
araştırılıp saptanmak ve haklarında T.C. Yasasının 80. ya da 71.
maddelerinden hangisinin uygulanacağını bu açıdan yapılacak değerlendirme ile
tartışmak gerekirken, çiğnenen onurların başka başka bulunduğu yolundaki ve
kesintili suç kavram ve olgusunun vazgeçilmez nesnel koşullarına dayanılarak
ve bu kavramın özüne ters düşen yetersiz gerekçeyle T.C. Yasasının 71-72.
maddelerine göre gerçek içtima hükümlerinin uygulanması,
4-Kabule göre, sanık Hasan Kılıç'ın cezaları toplanırken, yanılgıyla
eksik ceza öngörülmesi,
Yasaya aykırı ve C.Savcıları, katılanlar Kemal Uzan, Cem Cengiz Uzan
vekillerinin ve sanıklar Hasan Kılıç, Doğan Satmış ve Mustafa Emin Çölaşan
müdafilerinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce belirtilen
nedenlerle yerinde görüldüğünden HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma
öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın
esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 7.6.1996 tarihinde oybirliğiyle karar
verildi. 17.6.1996
Sami Selçuk Muharrem Dinç Erol Çetin Hulusi Öğütçü Birol Kızıltan
Başkan Üye Üye Üye Üye
|