 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
21. Hukuk Dairesi
Başkanlığı
Esas Karar
1996/2945 1996/3798
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi : Giresun 1.Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Tarihi : 8.4.1996
No : 20-135
Davacı : Şevket Berber vekili Av. A. Sami Bilgin
Davalı : S.S.K Genel Müdürlüğü vekili Av. Ferda Pezükoğlu
Davacı, 2147 sayılı Yasaya göre borçlanmış olduğu yurt dışı çalışma
sürelerinin yeniden 3201 sayılı Yasa gereği borçlanması gerektiğinin tesbiti
ile Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar
vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz
isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Selahattin Şekercan
tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği
düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbiti edildi.
K A R A R
Dava, 3201 sayılı Yasanın geçici 3/2. maddenin öngördüğü koşullara
sahip olduğunun, bu nedenle, aynı Yasanın 3/6. maddesinde belirtilen 2 yıllık
süre koşulu aranmaksızın yurtdışında geçen sürelerin borçlanması gerektiğinin
tesbiti ile, Kurumun sataşmasının giderilmesi istemine ilişkindir. Davacının
yurtdışında geçen hizmetlerini 2147 sayılı Yasa gereğince borçlanmak için
süresinde Kuruma başvurduğu, başvurusunun kabul edildiği ve ödemesi gereken
prim miktarının yöntemince tebliğ edildiği, buna rağmen davacının borçlanma
miktarını Yasanın öngördüğü süre içinde ve sonrasında ödemediğinden borçlanma
işleminin iptal edildiği, uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, davacının
geçici 3/2. maddenin öngördüğü koşullara sahip olup olmadığının, giderek 3201
sayılı Yasanın 3/6. maddeden yararlanması gerekip gerekmeyeceğinin saptanması
noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 3201 sayılı Yasanın geçici 3/2.
maddesinde, 30.5.1978 tarih ve 2147 sayılı Kanuna göre borçlanma işlemleri
tamamlanmış olanlardan, aylık bağlanması talebinde bulunmayanlar veya aylık
bağlanması talebinde bulunup da aylığa hak kazanamayanlar ile borçlanma
işlemleri henüz tamamlanmamış olanlar, istekleri halinde bu Kanun
hükümlerinden yararlanabilecekleri öngörülmüştür. Maddeden yararlanacak
olanlar sırası ile; a) Borçlanma işlemleri tamamlanmış olanlardan, aylık
bağlanması talebinde bulunmayanlar, b)aylık talebinde bulunup da aylığa hak
kazanamayanlar c) borçlanma işlemleri henüz tamamlanmamış olanlardır.
Somut olayda, davacının 2147 sayılı Yasadan yararlanmak için, başka
bir anlatımla, yurtdışında geçen hizmetlerini borçlanmak için Kuruma
başvurduğu, başvurusunun kabul edildiği, borçlanma ile ilgili primlerini
süresinde ve süresinden sonra ödemediğinden borçlanmasının iptal edildiği,
dosyadaki bilgi ve belgelerden açıkca anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca,
davacının geçici 3/2. maddenin öngördüğü koşullara sahip olmadığı
açık-seçiktir. Öte yandan, 3201 sayılı yurtdışında bulunan Türk
Vatandaşlarının yurtdışında geçen sürelerinin sosyal güvenlikleri bakımından
değerlendirilmesi hakkındaki Kanunun 3. maddesine göre; bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten sonra yurda kesin dönüş yapanlar, kesin dönüş tarihinden
itibaren; borçlanmayla ilgili yazılı isteklerini sosyal güvenlik kurumuna
kesin dönüş tarihinden itibaren en geç 2 yıl içinde yapmaları gerekir.
Bilindiği üzere, 3201 sayılı Yasa, 22.5.1985 tarihinde yürürlüğe girmiş
yasada öngörülen 2 yıllık süre ise, 22.5.1987 tarihinde dolmuştur. Davacı
ise, bu yasadan yararlanmak için iki yıllık sürenin dolmasından çok sonra
2.10.1995 tarihinde, Sosyal Sigortalar Kurumuna başvurduğuna göre; davacının
3201 sayılı Yasanın sağladığı olanaktan yararlanmasına yasaca ve hukukça
olanak olmadığı ortadır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın davanın
reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya
aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul
edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25.6.1996
gününde oybirliğiyle karar verildi.
|