 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Onsekizinci Hukuk Dairesi
E. 1996/2320
K. 1996/3010
T. 26.3.1996
* KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN ARTIRILMASI
* TEBLİGAT YAPILMADAN DAVA AÇILMASI
ÖZET : Kamulaştırma bedelinin artırılması davası, noter kanalı ile tebligat
yapılmaksızın, kamulaştırma kararının il‰mı üzerine açılmışsa; İdarenin
kamulaştırmanın yapılmadığını savunması üzerine yapılacak tahkikatta,
kamulaştırma evraklarının tebligat yapılmak üzere notere verilmediği, bedelin
bankaya yatırılmadığı, taşınmaza el atılmadığı belirlenince, davanın reddi
gerekir.
(2942 s. Kamulaştırma K. m. 13, 21, 25)
Dava dilekçesinde, kamulaştırma bedelinin arttırılması ile faiz ve masrafların
davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece, davanın reddi cihetine
gidilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün
kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 13. maddesine göre, kamulaştırma üzerine
kamulaştırma tebligatı noter aracılığı ile yapılır. İdare, dava konusu
taşınmaz için kamulaştırma belgelerinin noter vasıtası ile tebliğe
çıkarılmadığını, taşınmaza el konmadığını, ferağının da verilmediğini
belirterek Kamulaştırma Kanununun 13. maddesinin (b) bendi gereğince
kamulaştırmanın yapıldığına dair ilanın kamulaştırma ile ilgili hak ve
sorumlulukların başlamasına yeterli olmadığını bildirmiştir.
Kamulaştırma Kanununun 25. maddesi hükmüne göre, bu kanunla ilgili tüm
hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma
işlemi mal sahibi için 13. madde uyarınca yapılan tebligat ile başlar. Bu
konudaki tebligat, 13. maddenin 1. fıkrası hükmü uyarınca noter aracılığı ile
yapılanıdır. Bu tebligat yapılmadan, maddenin (b) bendi uyarınca yapılan
ilan, 25. maddede öngörülen tebligat koşulunun gerçekleşmiş sayılmasına
yeterli değildir. Bazı hallerde tebligat yapılmadan açılan davalar üzerine
bedel artırılması davaları yürütülerek sonuca bağlanmaktaysa da, bu gibi
hallerde davalı idarenin kamulaştırma yapılmış gibi bir tutum ve davranış
içerisinde olduğunu gösteren olguların gerçekleşmiş olması gerekir. Bunlar
tebligat yapılmak üzere notere talimat verilmesi, bedelin bankaya yatırılmış
olması veya taşınmaza el atılmış olması yada idarenin açılan bedel arttırımı
davasında kamulaştırmanın tamamlanmadığına dair bir savunma da
bulunmamasıdır.
Davalı İdare; davaya verdiği cevapta, kamulaştırmanın yapılmadığını belirterek
savunmada bulunmuş ve kamulaştırmanın varlığına delalet edecek olan yukarda
sözü edilen olgulardan herhangi birisi gerçekleşmemiş bulunduğuna göre, dava
ön koşulu olan kamulaştırmanın mevcut olmaması nedeniyle davanın reddine
karar verilmesi gerekir.
Davalı İdarenin kamulaştırmanın mevcut olmadığına dair savunmasına rağmen bu
savunma kabul edilmeyerek mahkemece tahkikata devam edilmesi üzerine,
İdarenin kamulaştırma gerçekleşmiş gibi Kamulaştırma Kanununun 21. maddesi
hükmü uyarınca vazgeçme kararı alması bu konuda mahkemece verilmesi gereken
kararın sonucuna etkili değildir.
Bu hususlar dikkate alınmadan davalı İdarenin davaya sebebiyet verdiği
gerekçesi ile ve kabule göre dahi kamulaştırmadan vazgeçme halinde
hükmedilecek avukatlık ücretinin, Kamulaştırma Kanununun 21. maddesine göre
maktuen takdir edilmesi gerektiği dikkate alınmadan Tarifenin 7. maddesi
uyarınca nisbi avukatlık ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde
hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan
kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), temyiz peşin
harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.3.1996 gününde oybirliğiyle
karar verildi.
|