Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



     T.C.
Y A R G I T A Y
5. Ceza Dairesi 

                              Y A R G I T A Y  İ L A M I

Esas       No: 1996/2219
Karar      No: 1996/2925
Tebliğname No: 5/96-52426

	Aklen malul Musa (Halis) Sarıyıldız'ın zorla ırzına geçmekten sanık
 Doğan Dönmez ve aynı mağdurun ırz ve namusuna tasaddide bulunmaktan sanık
 Abbas Kapusuz ve mütecaviz sarhoşluk suçundan her iki sanık hakkında yapılan
 yargılama sonunda; TCK.nun 416/1-2, 572/1, 59, 74. maddeleri  gereğince sanık
 Doğan'ın 7 yıl ağır hapis, 2 ay hafif hapis, sanık Abbas'ın 2 yıl 6 ay hapis,
 1 ay 20 gün hafif hapis cezasıyla mahkumiyetlerine sanık Doğan hakkında 31,
 33. maddelerin tatbikine dair (KAYSERİ) 2. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen
 4.4.1996 gün ve 1995/76 Esas, 1996/48 Karar sayılı hükmün süresi içinde
 Yargıtayca incelenmesi müdahil ve sanıklar tarafından istenilmiş ve sanık
 Doğan Dönmez yönünden incelemenin duruşmalı yapılması talep edilmiş
 olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile daireye
 gönderilmekle 11.9.1996 Çarşamba saat 14.00 duruşma günü tayin olunarak sanık
 vekiline davetiye gönderilmişti.
	Belli günde hakimler duruşma salonunda toplanarak Yargıtay C.
 Savcılarından Günsal Albayrak hazır olduğu halde oturum açıldı.
	Yapılan tebligat üzerine tutuklu bulunan sanığın vekilinin gelmediği
 ve ayrıca bir talepte de bulunmadığı anlaşılmakla Yargıtay C. Savcısının
 uygun görülen talep ve mütalaası dairesinde (DURUŞMASIZ) inceleme yapılmasına
 oybirliğiyle karar verilerek tefhim olunduktan sonra vaktin darlığına binaen
 dosyanın incelenmesi başka bir güne bırakılmıştı.
	Bugün dava evrakı incelenerek aşağıda yazılı karar ittihaz olundu.
	Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere,
 mahkemenin tahkikat neticelerine uygun olarak tecelli eden kanaat ve
 takdirine, tetkik olunan dosya münderecatına göre sanıkların temyiz
 itirazları yerinde görülmediğinden reddine,
	Müdahil vekilinin temyizine gelince;
	TCK.nun 414, 415 ve 416. maddelerinde tanımlanan suçların, birden
 ziyade kimseler tarafından işlenmesi halinde TCK.nun 417. maddesi
 uygulanmakta ve verilen ceza yarı oranında arttırılmaktadır. Bir suçun birden
 ziyade kimseler tarafından işlenmesi iştirak hali olduğundan TCK.nun 417.
 maddesi de özel bir iştirak hükmü olarak kabul edilmekte ve fakat maddedeki
 tanımdan salt maddi iştirak hallerinde ister asli, ister fer'i olsun
 uygulanabileceği sonucuna varılmaktadır. Yani maddenin uygulanabilmesi,
 failin TCK.nun 414, 415 ve 416. maddelerinde tanımlanan bir suçu işlediği
 sırada bir başka kişinin (şerikin) sonucu elde etmeye elverişli maddi bir
 davranışta bulunması koşuluna bağlıdır. Koşulun gerçekleşmesi halinde
 faillerin temel cezalarının aynı kanun maddesiyle tayininden sonra haklarında
 iştiraklerinin asli fer'i derecesine göre TCK.nun 64 veya 65. maddesinin
 uygulanması ve en sonra da TCK.nun 417. maddesiyle cezalarının arttırılması
 suretiyle uygulama yapılması gerekmektedir.
	Olayımıza bakacak olursak; sanıkların olay gecesi birlikte hareketle
 reşit ve akıl hastası olan mağduru döverek etrafı duvarla çevrili ve kapısı
 olmayan bir bahçeye götürdükleri, orada sanık Doğan'ın mağduru zorla bir
 çukura sokup pantolon ve donunu çıkarttırdığı ve sanık Abbas'a mağduru S.K.
 etmesini söylediği, bunun üzerine sanık Abbas'ın mağdurun arkasına geçerek
 onun ırzına tasaddide bulunduğu, bundan sonra sanık Doğan'ın da livata
 suretiyle mağdurun ırzına geçtiği, sanıkların ırza geçme ve tasaddi
 eylemlerini gerçekleştirdikleri sırada birbirlerine gözcülük yapmak suretiyle
 iştirak halinde oldukları, sanık Doğan'ın ırza geçme suçunu gerçekleştirdiği,
 sanık Abbas'ın da hem gözcülük yapmak ve hem de mağdur üzerinde tasaddi
 eylemini gerçekleştirmek suretiyle suça maddi asli şerik olarak katıldığı
 dosya içeriğiyle anlaşılmış ve somut olayda özel iştirak hükmünün uygulama
 koşullarının oluştuğunun belirlenmiş bulunması karşısında; sanık Abbas'ın
 ırza tasaddi eyleminin ayrı ve bağımsız bir suç olarak nitelendirilmesi
 mümkün olmadığından, her iki sanığın TCK.nun 64, 416/1 ve 417. maddeleri
 uyarınca cezalandırılmaları gerekirken haklarında yazılı şekilde uygulama
 yapılması,
	Yasaya aykırı, müdahil vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde
 görüldüğünden hükmün CMUK.nun 321. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 18.9.1996
 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan       Üye         Üye         Üye           Üye
N.Benli      G.Kınık     A.Öncül     N.Apaydın     H.Cevheroğlu
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini