 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı
Y A R G I T A Y İ L A M I
Esas Karar
96/2149 96/4226
18.4.1996
Özet:Ana-babanın çocuğun malları üzerindeki hakları
Medeni Kanunun 285. maddesinde gösterilen tedbirleri alma ve 351.
madde uyarınca teminat isteme görevi Asliye Mahkemesine aittir.
Çocuğun malını satmak istemek velayetin nez sebebi değildir.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki
istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün temyiz eden vekili Av. Bilgin
Yazıcıoğlu geldi. Karşı taraf tebligata rağmen gelmedi. Gelenin konuşması
dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya
bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği
görüşülüp düşünüldü.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun
sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre
davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yersizdir.
2- Velayet, gerek küçüklerin gerekse mahcurların bakım ve
korunmalarını sağlamak için onların şahısları ve malları üzerinde ana,
babanın sahip oldukları hak ve yetkilerdir. Çocuğun mallarını idare etmek ve
genel olarak hukuki işlemlerde çocuğu temsil etmek ana baba için hem bir
görev hemde bir haktır. (MK md. 268) Ana baba velayete sahip olduklarında
çocukların kanuni temsilcisidir. Veliler vesayetten farklı olarak kanuni
mümessil olarak hareket ederlerken kural olarak hakimden izin almakla yükümlü
değildir. (MK 268/2, Türkiye Büyük Millet Meclisi 27.1.1929 tarih 542 sayılı
Yorum Kararı) Velayete sahip olan ana babanın çocukların rüştüne kadar
mallarından yararlanma hakları vardır. (MK 280) Küçüğün kazancı yanlarında
yaşadıkça ana babaya aittir. (MK 283) Fakat velayete sahip olan ana ve baba
çocuğun bakımı, yetişmesi yararları veya mallarının idaresi için gerekli
bulunmayan işlemleri çocuk adına çocuğu temsilen yapamazlar. Çocuğun
mallarını vakfedemez, başkasına bağışlayamaz. Çocuk adına bir başkasının
borcuna kefil olamazlar. Çocuğun şahsi serveti varsa ana baba çocuğun ve
servetin gelirini sarfedebilir. Fakat servetin aslını harcamak yetkisine
sahip değildir. Çocuğun servetini kendi mülkiyetlerine geçiremezler.
Ana baba çocuğun mallarını idarede veya bu mallardan faydalanma
hususunda çocuğun yararlarını bozacak şekilde hareket ederler veya
görevlerini ihmal ederlerse, çocuğun malları tehlikeye düşerse hakim gerekli
tedbirleri almaya yetkilidir. (MK 285)
Türk Medeni Kanununun velayet, vesayet ve miras hükümlerinin
uygulanmasına dair Tüzük de çocuğun mallarının korunmasına dair hükümler
getirmiştir. Evliliğin sona ermesi halinde velayet hakkını kullanma yetkisine
sahip olan ana veya baba sona erme tarihinden itibaren 4 ay içinde Medeni
Kanunun 279. maddesi gereğince küçüğün mal varlığını defter halinde Sulh
Hakimine bildirmeğe mecburdur. Gösterilen bu süre içerisinde yükümlüğünü
yerine getirmeyen veliye karşı Hakim Medeni Kanunun 285. maddesi hükümlerini
uygular. Ana ve babadan birinin ölümü halinde nüfus memuru, evliliğin mahkeme
hükmü ile sona ermesi halinde hükmü veren Asliye Mahkemesi hayatta kalan ve
velayeti kullanma yetkisi verilen ana ve babanın ikametgahını Sulh Hakimine
haber verir.
Medeni Kanunun 285. maddesinde görevli hakim açıklanmamıştır. Hukuk
Usulü Muhakemeleri Kanununun 500. maddesi 15.7.1985 tarihinde 3222 sayılı
kanunla ilga edilinceye kadar bu konuda bir tereddüt olmamakla beraber, bu
tarihten sonra görevi yine aynı kanunun 8. maddesi ve Medeni Kanunda yer alan
özel açıklamalar dairesinde tayin etmek gerekmektedir. Hukuk Usulü
Mahekemeleri Kanununun 8. maddesinde Medeni Kanunun 285/1. maddesindeki
işlerin Sulh Hakimi tarafından yapılacağı yönünde açıklama yoktur. Şu halde
Medeni Kanunun 285/1. maddesinde gösterilen tedbirleri ve bu meyanda 351.
maddesi uyarınca teminat alınması yönünde kararı Asliye Hakimi ittihaz etmek
durumundadır. Ancak Medeni Kanunun 285/2. maddesinde yer alan vasiler
üzerindeki murakabe hakkının kullanılması, kayyım tayini görevleri aynı
kanunun 376, 404 ve müteakip maddelerde öncelikle Sulh Hakimine verilmiştir.
Bu yön velayet ve vesayet Tüzüğünün 4/1. maddesiyle de teyit edilmektedir.
Dosya kapsamına göre velayete sahip olan babanın çocuğun mallarını
satarak kendi adına yapacağı işte sermaye olarak kullanmak amacında olduğu
anlaşılmaktadır. Belirlenen bu hal Medeni Kanunun 274. maddesi uyarınca
velayetin nez'i için yeterli değil ise de; yukarıda açıklanan kurallar
çerçevesinde tedbir ittihazını icap ettirmektedir. O halde Mahkemenin kendi
görevi içinde bulunan tedbirleri ittihaz etmesi veya gerekli tedbirleri
alması için durumun Sulh Hakimine bildirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi
yasaya aykırı olduğundan bu yönden hükmün bozulması gerekir.
S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün 2. bentte
gösterilen nedenle BOZULMASINA, duruşma için takdir olunan 6.000.000 Tl.
vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine temyiz peşin harcının
yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 18.4.1996
Başkan Üye Üye Üye Üye
Tahir Alp Ş.D.Kabukçuoğlu Hakkı Dinç Ferman Kıbrıscıklı A.İ.Özuğur
|