 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı
Y A R G I T A Y İ L A M I
Esas Karar
96/2123 96/2871
Özet:Kararın tebliğinden önce temyizden feragat sonuç doğurmaz.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp
düşünüldü.
Doğmamış bir haktan feragat sözkonusu olmaz. Bu sebeple karar tebliğ
edilmeden 2.10.1995 günlü dilekçe ile yapılan davalı vekilinin feragatı
geçerli değildir.
Tebliğden itibaren süresinde verilen davalı vekilinin temyiz dilekçesi
üzerine yapılan esasa ilişkin incelemede :
"Evlilik en az bir yıl sürmüşse, eşlerin birlikte başvurması
yada bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliği
temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için
hakimin, bizzat tarafları dinleyerek iradelerin serbestçe açıklandığına
kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları, çocukların durumu hususunda
taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Bu halde 150.
maddenin 3 numaralı bendi hükmü uygulanmaz" (M.K. 134/3).
Taraflar tek bir konuda anlaşamamış olsalar dahi, Medeni Kanunun
134/3. maddesi uyarınca delil toplanmadan karar verilemez. Bu gibi haller de
tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde delilleri toplanıp Medeni
Kanunun 134. maddesinin 1, 2. ve 4. fıkralarına göre değerlendirme
yapılmalıdır. Hakim gösterilen olayların varlığına vicdanen inanmadıkça
boşanmaya karar veremez. İki tarafın boşanma ve olaylarla ilgili ikrarları da
hakimi bağlamaz. (M.K. m. 150)
Taraflar bizzat dinlenmediğinden Medeni Kanunun 134/3. maddesi
şartları oluşmamıştır.Tarafların delilleri sorulmadan ve gösterilen deliller
getirtilip, tanıkları dinlenmeden olayların varlığının kabulü sonucu,
boşanmaya karar verilmesi usul ve yasa hükümlerine aykırıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen kararın gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz
peşin harcının yatırana geri verilmesine oyçokluğuyla karar verildi.
20.3.1996
Başkan V. Üye Üye Üye Üye
Nedim Turhan Ş.D.Kabukçuoğlu Hakkı Dinç Ferman Kıbrıscıklı Özcan Aksoy
(Muhalif) (Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen boşanmaya ilişkin ev,
28.9.1995 günlü kararın temyiz edilmeyeceği 2.10.1995 taraf vekillerince
ortaklaşa verilen dilekçe ile mahkemeye bildirilmiş, mahkeme temyizden
feragatı dikkate alarak hükme 2.10.1995 tarihi ile kesinleşme şerhi
vermiştir. Hükmün taraflarına tebliğ, temyiz süresini başlatmak içindir.
(HUMK 432) Temyiz hakkı hükümle beraber doğar. Hükümle doğan bu hakkın
tebligattan önce kullanılmasını engelleyen yasal bir kural bulunmamaktadır.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun düzenlediği sürelerin tümü kullanılarak
hakkın belirli bir süre içinde kullanılması, kullanılmaması halinde hakkın
artık kullanılamayacağına ilişkindir.
Taraflar temyiz haklarını, hak doğduktan sonra kullanmışlardır. Bu
itibarla temyizden feragat geçerlidir.
Temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken sayın çoğunluğun
aksine oluşan görüşlerine katılmıyorum.
Başkan V.
Nedim Turhan
MUHALEFET ŞERHİ
Mahkemelerden verilen nihai kararlara karşı temyiz yoluna
başvurulabilir. (HUMK Md. 427) Temyiz süresi onbeş gündür. Temyiz süreleri
ilamın usulen taraflardan her birine tebliği ile işlemeye başlar. (HUMK Md.
432) Yasa hükmündan açıkça anlaşıldığı üzere mahkeme ilamının tebliği, temyiz
süresini işletmek ve temyiz süresinin başladığını belgelemek içindir. İlamın
tebliği temyiz hakkını doğurmaz. Temyiz ve temyizden feragat hakkı
mahkemenin temyizi kabil nihai kararını verdiği gün doğmuştur. Hukuk usulü
muhakemeleri kanununda bütün süreler hakkın doğumu için değil hakkın
düşürülmesi içindir. Davacının ve davalının temyizden feragat etmeye yetkili
vekilleri mahkeme boşanmaya dair nihai kararını verdikten sonra temyizden
feragat ettiklerine göre, davalının temyiz dilekçesinin reddi gerekir. Bu
nedenlerle sayın çoğunluk düşüncesine katılmıyorum.
Üye
Ş.D.Kabukçuoğlu
|