 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Hukuk Genel Kurulu
Sayı :
Esas Karar
96/2-565 96/715
23.10.1996
Y A R G I T A Y İ L A M I
Özet:Kararın tefhiminden sonra ve fakat feragate sonuç doğurur.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama
sonunda Yerköy Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen
15.7.1994 gün ve 1994/154-265 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili
tarafından isetenilmesi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 1.11.1995 gün ve
1995/11737- 11381 sayılı ilamıyla (...15.7.1994 tarihli boşanmaya ilişkin
karar taraflara tebliğ edilmeden temyiz edilmeyeceği bildirildiğine göre bu
beyan sonuç doğurmaz. Karar henüz kesinleşmeden davacının davasından feragat
ettiği görülmekle mahkemenin 14.6.1995 gün ve 154-265 sayılı temyiz isteğinin
reddine şeklindeki kararın kaldırılmasının feragat sebebiyle davanın reddine
krar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan
yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz
edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği
görüşüldü.
Dava boşanma istemine ilişkindir.
Özel Daire ile yerel mahkeme arsındaki uyuşmazlık tarafların yüzlerine
karşı boşanma davasının kabulüne dair verilen kararın tefhim edildiği günde
yine tarafların bu davada kurulan hükmün temyiz isteminden vazgeçtiklerine
dair verdikleri dilekçenin hüküm ifade edip etmeyeceği noktasında
toplanmaktadır.
Öncelikle belirtmek gerekirki olayda tefhim edilen kısa kararla
bilahare tebliğe çıkarılan gerekçeli karar arsaında bir çelişki mevcut
değildir. Kural olarak belli istisnalar dışında nihai karar verilmekle hakim
davadan elini çeker. Nihai kararın tefhimi nedeniyle artık taraflar yönünden
temyiz etme hakkı doğar. HUMK. 432. maddesinin ilk bendinde "..temyiz
süreleri ilamın usulen taraflardan her birine tebliği ile işlemeye başlar"
hükmü yer almışsa da bu madde tamamen temyiz süresinin hangi tarihte
başlayacağına ilişkin olup nihai kararın tefhimi ile taraflar yönünden doğan
temyiz hakkının varlığına etkili değildir.
Somut olayda da, taraflar boşanmaya dair kararın yüzlerine karşı
tefhim edildiği 15.7.1994 tarihinde verdikleri ve imzaları kabullerinde olan
müşterek dilekçeleriyle haklarındaki boşanma kararını temyiz etmeyeceklerini
bildirmişlerdir. Bu bildirimin kendilerini bağlayacağı kuşkusuz olmak
gerekir. Hal böyle olunca yerel mahkemenin bu nedenle temyiz isteminin
reddine karar vermesi doğrudur. O halde usul ve yasaya uygun bulunan direnme
kararı onanmalıdır.
SONUÇ :Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme
kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı
peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına 23.10.1996
gününde oyçokluğuyla karar verildi.
B.B.Vekili 17.H.D.B. 6.H.D.B. 21.H.D.B. 18.H.D.B. 2.H.D.B.
İ.T.Pamir H.H.Karadoğan Ö.N.Doğan O.Yalçınkaya S.Rezaki Tahir Alp
|