 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Ceza Genel Kurulu
S A Y I
Esas Karar Tebliğname
1996/2-295 1997/14 2/36872
Y A R G I T A Y K A R A R I
Bozma kararı veren
Yargıtay Dairesi : 2.Ceza Dairesi
Mahkemesi : Datça Sulh Ceza
Günü : 27.12.1995
Sayısı : 128/143
Davacı : K.H.
Davaya katılan : --
Sanık : Mustafa Taşdöğen
Emirlere uymama suçundan sanık Mustafa Taşdöğen'in TCY.nın 526/1, 59,
647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca 279.166 lira hafif para cezası ile
cezalandırılmasına ilişkin Datça Sulh Ceza Mahkemesince verilen 01.12.1994
gün 81/61 sayılı hükmün yerel ve üst C.Savcıları tarafından temyizi üzerine
dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesi 23.10.1995 gün 9895/10900 sayı
ile;
"Sanığın anızlarını yaktığı yerin durumu itibariyle eylemin 6831
sayılı Kanunun 4114 sayılı Kanunla değişik 76/d ve 110. maddeleri kapsamında
bulunup bulunmadığının araştırılıp belirlenmesi ve bu yolda uygulama
yapılması lüzumu bozmayı gerektirdiğinden TCK.nun 2. maddesi ve aleyhe bozma
yasağı gözetilmek suretiyle hükmün bozulmasına" karar vermiş,
Yerel Mahkeme 27.12.1995 gün 128/143 sayı ile;
"Olay ve karar tarihinden sonra yürürlüğe giren, anız yakma suçunu
cürüm olarak kabul eden ve daha ağır ceza öngören 4114 sayılı Yasa sanık
hakkında uygulanamaz. Önceki kararda hafif para cezası eksik tayin edilmişse
de aleyhte karar verilemeyeceğinden ve anız değil artıklar toplanarak bir
yerde yakılmış ve suçun unsurları oluşmamışsa da direnme kararı verilmiş olup
suçun unsurları yeniden incelenemeyeceğinden sanığın cezalandırılmasına karar
verilmelidir." gerekçesiyle önceki hükümde direnilmiştir.
Bu hükmün de Yargıtayca incelenmesi Yerel C.Savcısı tarafından
süresinde istenildiğinden dosya; Yargıtay C.Başsavcılığının "direnme
kararının onanmasını" isteyen 06.12.1996 günlü tebliğnamesiyle Birinci
Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu gereği konuşulup
üşünüldü:
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yetkili makamlarca anız yakmak yasaklandığı halde, sanığın 9.09.1994
günü topladığı yulaf saplarını tarlasında yaktığı ve bu suretle emirlere
uymadığından bahisle 01.12.1994 gün 81/61 sayılı kararla TCY.nın 526/1, 59,
647 sayılı Yasanın 4. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar
verilmiştir. Hüküm, yerel ve üst C.Savcıları tarafından para cezasının eksik
tayini nedeniyle sanık aleyhine temyiz edilmiştir.
Karardan sonra 08.07.1995 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe
giren 4114 sayılı Yasa ile Orman Yasasının 76. maddesi değiştirilmiş,
ormanlara dört kilometre mesafede ve Orman Yasasının 31, 32. maddeleri
kapsamına giren köylerin sınırları içinde anız veya benzeri bitki örtüsünün
yakılması yasaklanmıştır. Böylece maddede belirtilen yerlerde anız yakılması,
Orman Yasası kapsamına alınmış ve orman suçu haline getirilmiştir. Yaptırımı
ise Orman Yasasının değişik 110. maddesinde gösterilmiştir.
Özel Dairece, bu yeni yasal düzenleme dikkate alınarak, anız yakılan
yerin Orman Yasasının değişik 76/d ve 110. maddeleri kapsamında bulunup
bulunmadığının araştırılması, sonucuna göre uygulama yapılması gerektiğinden
bahisle mahkeme kararı bozulmuştur.
Direnme kararında; olay tarihinden sonra yürürlüğe giren ve sanık
aleyhine olan hükümlerin uygulanamayacağı gerekçesine dayanılmakla birlikte
C.Savcılarının para cezasının eksik tayini yönünden aleyhe temyiz incelemesi
istemlerine rağmen, aleyhte karar verme yasağından bahisle önceki kararda
belirtilen miktar üzerinden para cezası tayin olunmak ve olayda anız
yakılmayıp yulaf saplarının boş tarlada toplanıp yakıldığı, atıkların
yakılmasına ilişkin bir hüküm olmadığı, bu itibarla emirlere uymama suçunun
yasal unsurlarının oluşmadığı, direnme kararı verilmesi nedeniyle suçun
unsurlarının yeniden incelenemeyeceği belirtilmek suretiyle önceki hükümde
direnilmiştir. Yerel Mahkeme, önceki mahkumiyet hükmünde direnmekle beraber,
suçun unsurlarının oluşmadığını da kabul etmiştir. Bir yandan suçun yasal
unsurları oluşmamıştır derken, öte yandan da suçun sabit olduğunu kabul
ederek mahkumiyet hükmü kurmuş, böylece çok büyük yanılgıya düşmüştür. Karar
bu yönüyle hem kendi içinde çelişkili ve hem de hukuken kabul edilemez
nitelikte olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle bozulmasına
karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenle, Yerel Mahkeme direnme hükmünün
BOZULMASINA, 25.02.1997 günü tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak
oybirliğiyle karar verildi.
Mehmet UYGUN H.DOĞAN S.SELÇUK S.GENÇAY
Birinci Başkanvekili 10.C.D.Bşk. 4.C.D.Bşk. 7.C.D.Bşk.
S.N.DEDA M.N.ÜNVER N.BENLİ N.MUTİŞ
3.C.D.Bşk. 8.C.D.Bşk. 5.C.D.Bşk. 6.C.D.Bşk.
İ.KOCABAY E.ÖCAL A.SAYSEL E.ÇETİN
İ.KILINÇ A.İ.HEKİMOĞLU Y.KALAY M.MIHÇAK
Ö.KÖSEBALABAN S.ERKAN S.YETKİN N.BARAN
Z.ASLAN K.AZİZOĞLU H.GERÇEKER Ü.BENLİ
|