 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
HUKUK GENEL KURULU
Sayı :
ESAS KARAR
96/2-278 96/403
22.5.1996
Y A R G I T A Y İ L A M I
Özet :Tereke malı taksim edilmiş ise bu taksim sonunda oluşan müşterek
mülkiyet payının satımı Medeni Kanunun 612. maddesi uyarınca yapılamaz.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan
yargılama sonunda, Terme Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair
verilen 19.7.1994 gün ve 1994/88-322 sayılı kararın incelenmesi davalı
tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 1.12.1994 gün ve
1994/11003-11802 sayılı ilamıyla (.. Miras paylarının geçirimi için
mirasçıların birbirleriyle yapacağı sözleşmelerin yazılı olması gerekir. (MK.
md. 612/1)
Belirli bir hukuki sonucu doğurmaya yönelik karşılıklı ve biri
diğerine uygun irade açıklamalarından oluşan hukuki işlem sözleşmedir.
Bu tanıma göre sözleşmenin oluşması için:
a) Sözleşmenin esaslı öğeli üzerinde anlaşma,
b) Aynı hukuki sonuca yönelik olmak üzere birleşen uygun irade
açıklamasının bulunması gerekir. Bir başka anlatımla bir sözleşmeden söz
edilebilmesi için en az iki kişinin belirli bir konuda birbirlerine yönelik
hukuki sonuç amaçlayan irade açıklamasının varlığı aranır.
Olaya değinen Medeni Kanunun 612/1. maddesi sözleşmeden sözettiğine
göre açılmış miras payının devrinde yukarıda belirtilen sözleşme koşullarının
bulunması gerekir. Yasaların emrettiği şeklin kapsam ve etki derecesi
hakkında başkaca bir kural konulmamış ise, sözleşme ve şekle uygun olarak
yapılmış olmadıkça geçerlilik kazanmaz. (BK. m 11). Borçlar Kanununun
düzenlediği şekil koşulu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 288. maddesiyle
öngörüldüğü gibi kanıtlama koşulu olmayıp, sözleşmenin geçerlilik koşuludur.
Yasaların belirttiği şekil koşuluna uyulmamış olması işlemi hükümsüz kılar.
(Mutlak butlan) Bunun sonuçlarına göre sözleşme başlangıcından beri
geçersizdir. Zaman aşımına uğranmaz. Hakim geçersizliği doğrudan gözetir.
Tarafların onayı ile dahi geçerlilik kazanamaz (Şekil koşuluna uygun bir
sözleşme ile onay ayırık olmak üzere). Geçersizlik usul açısından bir def'i
değil itirazdır. İddia edilen hakkı ortadan kaldırır.
Somut olayda, miras payının devri tek yönlü bir irade açıklamasına
dayanmaktadır. Bu durumda tek yanlı irade açıklamasının bir sözleşmede
bulunması gereken geçerlilik koşullarını taşıdığı söylenemez. Zira bu irade
açıklaması sözleşmenin kurucu öğesi olan karşılıklı irade açıklaması
ilkesinden yoksundur. Bu haliyle dayanılan belge bir sözleşme olmayıp sadece
hukuki sonuç doğurmayan bir tarafın irade açıklamasıdır. Yukarıda belirtilen
geçersizliğin doğurduğu hukuki sonuçlar bakımından davacının taşınmaza uzun
süre zilyet olması, ona hukuken korunması gereken bir hak sağlayamayacağı
gibi dolaylı kabulün varlığı gibi bir savunmayla da sözleşmeye geçerlilik
kazandırılamaz.
Medeni Kanunun 2. maddesiyle öngörülen iyi niyet kurallarından
yararlanma olanağı da bulunmamaktadır. (Y.2.H.D.nin 16.7.1968 tarihli
3457/4784 sayılı kararı) Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle
yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının da süresinde
temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği
görüşüldü.
Dava miras payının temliki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil
istemine ilişkindir.
Davaya konu muris Abdullah Danacı adına tapuda kayıtlı 65 parsel
sayılı taşınmazın miras bırakanın ölümünden sonra yapılan paylaşmada davanın
taraflarına kaldığı daha sonra da davalının payını davacılara sattığı
taraflarca itiraza uğramayan yerel ve teknik bilirkişi sözleriyle
belirlenmiştir.
Medeni Kanunun 612. maddesinde öngörülen koşulların miras nedeniyle
oluşan iştirak halinde mülkiyette iştirakçilerin birbirlerine temlik
edecekleri miras haklarına ilgili olarak akdedecekleri mukaveleler için
gerekli olup, mirascılığa dayalı işitirakin paylaşma yoluyla çözülmesi
durumunda uygulama yeri yoktur.
Somut olayda miras nedeniyle iştirak paylaşma yoluyla ortadan kalkmış
olmakla pay satışı müşterek mülkiyet için yasanın öngördüğü resmi şekil
şartına uyulmadan yapıldığı da mülkiyetin nakli için geçerli kabul edilemez.
O itibarla mahkemece bu yön gözetilmeksizin verilen direnme kararı
usul ve yasaya uygun bulunmadığından bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme
kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. madesi
gereğince BOZULMASINA, istek halinde peşin harcın geri verilmesine
oybirliğiyle karar verildi. 22.5.1996
B.B.Vekili 4.H.D.Baş. 8.H.D.Baş. 13.H.D.Baş.
İ.Teoman Pamir M.C.Keskin M.F.ıldız A.İ.Arslan
|