Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



     T.C.
Y A R G I T A Y
9.HUKUK DAİRESİ       

                       Y A R G I T A Y   İ L A M I

ESAS NO    : l996/19990
KARAR NO   : l996/21671

	Harun Reşit Artan adına Avukat A.Galip Uğur ile Türkiye Kooperatif ve
 Büro İşçileri Sendikası adına Avukat Rıza Yeşildağ aralarındaki dava hakkında
 Ankara 3. İş Mahkemesinden verilen 10.10.1996 günlü ve 1481-3464 sayılı hüküm
 duruşmalı olarak davacı avukatınca temyiz edilmiş ise de işin mahiyeti
 itibariyle duruşma isteğinin reddine ve incelemenin evrak üzerinde
 yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup
 düşünüldü:

                            YARGITAY KARARI 

	Davacı, davalı sendikanın olağan genel kurulunda genel başkan
 yardımcısı olarak seçilmiş ise de on yıl hizmet şartına sahip olmadığı
 gerekçesiyle sendika yönetim kurulunun kararı ile görevden alınmıştır. Bunun
 üzerine davacı, 2821 sayılı sendikalar kanununun 14. maddesinin 3449 sayılı
 kanunla değişik 14. bendinde yer alan Sosyal Güvenlik kayıtlarına göre, 3776
 gün prim ödemesinin kanunun aradığı on yıllık çalışma koşulu bulunduğunu
 ileri sürerek davalı sendika ile arasındaki uyuşmazlığın giderilmesini
 istemiştir. Yerel mahkeme, Anayasanın 51/7. maddesinde sendika yöneticiliği
 için öngörülen on yıl bilfiil işçilikte çalışma koşulunun davacı yönünden
 gerçekleşmediği gerekçesiyle davayı reddetmiştir. Davacının temyizi üzerine
 dosyayı inceleyen Dairemiz, mahkemece sendikalar kanununun 14/14. maddesi
 üzerinde durulmadan, bu uyuşmazlıkta uygulanması mümkün olmayan Anayasanın
 anılan kuralına dayanılmak suretiyle eksik inceleme sonucu verilen kararı
 bozmuştur. Mahkemece, Dairemizin bozma kararına uyulmuş ise de, anılan
 yasanın 14/14. maddesine göre, en az on yıl eylemli çalışma koşulu
 getirildiği, davacının emekli sandığına bağlı çalışma süresinin bir yıl
 üzerinden hesaplanması gerekeceği, gerçekten askerlik için üç ay eylemli
 çalışma zammı eklendiği belirtilerek bu hizmetin sözü edilen madde anlamında
 bilfiil hizmet olarak kabul edilmeyeceği, bunun dışında davacının profesyonel
 sendika başkanlığı görevinde geçen hizmeti de hizmet sözleşmesine dayalı
 olmadığı açıklanarak yasanın anladığı anlamda işçilik olarak kabul
 edilemeyeceği belirtilmek suretiyle Anayasanın 51/7. ve 2821 sayılı
 sendikalar kanununun 14. maddesinde ifade edilen on yıl çalışma koşulu
 gerçekleşmediği gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
	Öncelikle belirtmek gerekir ki, bu uyuşmazlığın çözümünde, 2821 sayılı
 kanunun 14/14. maddesi uygulanacaktır. Bilindiği gibi anılan yasanın 14.
 maddesinin 14. fıkrası 3449 sayılı yasayla değiştirilmiştir. Bu yasa ile
 ilgili hükümet tasarısında anılan fıkranın gerekçesinde "...2821 sayılı
 Sendikalar Kanununun 5. maddesinde kurucular için getirilen kolaylığa paralel
 olarak en az on yıl bilfiil çalışmış olma şartı çıkartılmıştır." denilmiştir.
 Hükümet tasarısında anılan maddenin 14. fıkrası somut olayla ilgili kısmı
 şöyle düzenlenmiştir.
	"İşçi sendikası ve konfederasyonların genel kurul dışındaki zorunlu
 organlarına seçilebilmek için 5. maddede aranan şartlara ilaveten en az on
 yıl bilfiil çalışmış olmak... gerekir. Çalışma sürelerinin tespitinde sosyal
 güvenlik kurumlarının kayıtları esas alınır..." denilmiştir. Millet
 Meclisi'nin Sağlık ve Sosyal İşler Komisyonunca Hükümet tasarısının bu
 fıkrası benimsenmekle birlikte, "çalışma sürelerinin tespitinde sosyal
 güvenlik kurumlarındaki kayıtlara göre prim ödenen günlerin toplamı esas
 alınır" denilerek, değiştirilmek suretiyle kabul edilmiştir. (TBMM s.sayısı
 60, s.11) Bu metnin Türkiye Millet Meclisi'nde görüşülürken, maddede yapılan
 değişikliğe sendika yöneticilerinde aranan on yıllık çalışma süresinin
 hesabında, sosyal güvenlik kurumlarına ödenen prime esas gün sayısının
 dikkate alınacağının öngörüldüğü ve böylece on yılın hesabında esneklik
 getirildiği ifade edilmiş ve yasanın 14. maddesinin 14. fıkrasının
 değişikliği bu biçimde gerçekleşmiştir. (TBMM B.70 25.5.1988 tarihli birinci
 oturum s.247) Gerçekten T.B.M. Meclisi bu değişikliği benimseyerek Anayasanın
 51/7. maddesinde öngörülen koşulları yumuşatmış ve giderek Devletimiz
 tarafından kabul edilmiş olan Uluslararası Çalışma Örgütünün normlarına
 uygunluğunu sağlamıştır.
	Dosya içinde bulunan sosyal sigortalar kurumu Ankara ihtiyarlık
 sigorta müdürlüğünün 19.1.1996 tarih ve 18347 sayılı yazısında, davacının
 toplam sigortalılık süresi 3766 gün olarak bildirilmiştir. Böylece anılan
 yasanın 14/14. maddesinde öngörülen en az on yıl bilfiil çalışmış olma koşulu
 gerçekleşmiş olmaktadır.
	Yukarıdan beri açıklanan hukuki ve fiili olguları karşısında davanın
 kabulü gerekirken aksine düşüncelerle reddedilmesi hatalı olup, kararın
 bozulması gerekmiştir.
	SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebebten BOZULMASINA,
 peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.11.l996
 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

Başkan           Üye          Üye          Üye            Üye
E.A.Özkul      E.Serim      B.Özkaya     U.Öztürk      C.İ.Günay
	 	 	   (M)

	KARŞI OY YAZISI : Davacı, Sendikalar yasasının 14. maddesinin 14.
 fıkrasına göre on yıldan fazla prim ödeme gün sayısının bulunduğunu ileri
 sürerek sendika genel yönetim kurulunun görevden alma kararının iptalini
 istemektedir.
	Sorunun Anayasa ve Sendikalar yasası hükümleri çerçevesinde çözüme
 kavuşturulması gerekir.
	Anayasanın 51. maddesinin 7. fıkrasında, "İşçi sendika ve üst
 kuruluşlarında yönetici olabilmek için, en az on yıl bilfiil işçi olarak
 çalışmış olma şartı aranır" denilmektedir.
	Sendikalar yasasının 14. maddesinin 14. fıkrasında ise "en az on yıl
 bilfiil çalışmış olmak şartı korunmakla beraber, çalışma sürelerinin
 tesbitinde Sosyal Güvenlik Kurumlarındaki kayıtlara göre prim ödenen günlerin
 toplamı esas alınır" hükmü yer almaktadır.
	Görülüyorki her iki düzenlemede de "en az on yıl bilfiil işçi olarak
 çalışma koşulu" korunmuştur.
	Sendikalar yasası yeni bir düzenleme getirmemiş ve sadece çalışma
 sürelerinin tesbitinde sosyal güvenlik kurumlarındaki kayıtların esas
 alınmasını öngörmüştür. Buradan çıkarılan anlam, öncelikle bilfiil çalışma
 araştırılacak ve ayrıca bu bilfiil çalışma kurumların kayıtlarıyla
 doğrulanacaktır. Bir başka anlatımla, sosyal güvenlik kuruluşlarında
 kayıtların bilfiil işçilikle ilgili olanların dikkate alınacağıdır. Yasa
 bilfiil çalışma ön şartını ortadan kaldırmamıştır. Aksine düşünce organlarda
 görev almayı belli bir süre fiilen işçi olarak çalışma koşuluna bağlayan
 Anayasa ve yasa hükmüne ters düşer.
	Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 24.9.1986 gün ve 9/74, K.779
 sayılı kararın gerekçe bölümünde aynen, "...Anayasanın 51. maddesinin yedinci
 fıkrası ve 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 14. maddesinin ondördüncü
 fıkrasına göre, işçi sendikası veya konfederasyonların genel kurul dışındaki
 zorunlu organlarına seçilebilmek için en az on yıl bilfiil işçi olarak
 çalışmış olmak gerekir. Başka bir anlatımla, on yıl işçiliği bulunmayanların
 bu organlara seçilebilme olanağı yoktur. Buyurucu ve bağlayıcı nitelikte olan
 bu kuralın..." denilmiştir.
	Bu kararda da belirtildiği gibi en az on yıl bilfiil işçi olarak
 çalışmış olmak kuralı buyurucu ve bağlayıcı nitelikte olup, bu kural bir
 tarafa bırakılarak, on yıldan az işçi olarak çalışmaları bulunanların sendika
 ve konfederasyonların zorunlu organlarında görev almalarını sağlayacak
 nitelikte karar alınması Anayasa ve yasa hükümlerine açıkça aykırıdır.
	Olayımızda da davacının askerlik borçlanması, TC. Emekli sandığına
 tabi yedek subaylıkta geçen zorunlu askerlik görevi fiilen işçilikte geçen
 süre olarak kabul edilemez. Çünkü davacı bu sürelerde hizmet akti ile
 çalışmamıştır.
	Yine 2821 sayılı Sendikalar yasasının 29/III. maddesinin, sendika
 yöneticileri için getirdiği hakka dayanarak sigortalılıklarını sürdüren
 sendika yöneticilerinin bu tür sigorta kayıtlarına dayanarak on yıl fiilen
 işçi olarak çalıştıklarını belgelemeleri yasal olmadığından, davacının da
 profesyonel sendikacılıkta geçen günleri on yıl fiilen işçi olma koşulu
 kapsamı içerisinde değerlendirilemez. Nitekim Dairemizin de bu dönemlerde
 kişinin işçi olarak çalıştığının kabul edilemeyeceği şeklinde kararları
 bulunmaktadır.
	Davacının fiilen işçi olarak çalıştığı süreler toplamı 2664 gün olup,
 Anayasanın ve yasanın aradığı on yıl fiilen işçi olarak çalışma koşulu davacı
 yönünden gerçekleşmediğinden Sayın çoğunluğun bozma kararına
 katılamadığımdan, Anayasaya ve yasaya uygun olarak verilen kararın onanması
 görüşündeyim.

	 	     Üye
	 	 Utku Öztürk
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini