 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı
Y A R G I T A Y İ L A M I
Esas Karar
96/1989 96/3343
28.3.1996
Özet:Kocanın eşini kovması kadına ayrı yaşama ve nafaka isteme hakkı
verir. Sonradan davet edilme bu hakkı ortadan kaldırmaz.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp
düşünüldü.
1- Müşterek çocuk yargılama aşamasında doğmuştur. Onun hakkında
açılmış bir dava bulunmamaktadır. Nafakaya hükmedilmemesinde isabetsizlik
yoktur. Bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerinde görülmemiştir.
2- Toplanan delillerden kocanın eşini kovduğu anlaşılmaktadır. Kadın
ayrı yaşamada haklıdır. (MK. MD. 162/3 ) Sonradan mücerret ihtar gönderilmesi
ayrı yaşama hakkını ortadan kaldırmaz. Mahkemece yapılacak iş, tarafların
gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları ile Medeni Kanunun 4. maddesindeki
hakkaniyet ilkesini dikkate alarak uygun bir nafakaya hükmetmekten ibarettir.
Açıklanan husus üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm verilmesi usul ve
yasaya aykırıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün ikinci bentte gösterilen sebeple
BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oyçokluğuyla
karar verildi. 28.3.1996
Başkan Üye Üye Üye Üye
Tahir Alp Ş.D.Kabukçuoğlu Hakkı Dinç Özcan Aksoy A.İ.Özuğur
(Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Tarafların 4.3.1994 tarihinde evlenmiş olmalarını şahit beyanlarına
göre Temmuz 1994 ayında fiilen ağır yaşamaya başlamalarına, Ayrı yaşamanın
başındaki haklılığın uzun süre devam edeceğini düşünmenin evlilik birliği ile
bağdaşmasının mümkün olmamasına; davacı, Medeni Kanunun 134/1-2 maddesi
uyarınca boşanma davası açmadığına göre bu olayların evlilik birliğini
temelinden sarsan olaylar olarak da kabulünün mümkün bulunmamasına; davalının
2.9.1994 günlü ihtarla davacıyı müşterek eve davet etmiş, davacının
dönmemekte haklı olduğunu gösteren başkaca özel bir sebep ortaya konmamış
olmasına göre davacının bu davanın açıldığı 16.9.1994 gününde ayrı yaşamakta
haklılığını kabule imkan yoktur.
Medeni Kanunun 162. maddesi şartları oluşmamıştır. Hakimin delilleri
taktirinde bir yanlışlık bulunmamaktadır. Yeterli gerekçeye dayanan kararın
onanması gerektiği kanaatindeyim.
Başkan
Tahir Alp
|