 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Dördüncü Ceza Dairesi
E. 1996/1885
K. 1996/3547
T. 17.4.1996
* YARALAMAK
* HAKSIZ KIŞKIRTMA HÜKMÜ
* VARSAYILAN KIŞKIRTMA
* NEDENSELLİK BAĞLARININ
ARAŞTIRILMASI
ÖZET : Haksız kışkırtma hükmünün uygulanabilmesi için; failin hukuka aykırı
düşen haksız bir davranışla karşılaşması, bu nedenle failde üzüntü ve öfke
doğması, failin de bu üzüntü ve öfkenin nedensel sonucu olarak suç işlemesi
gerekir. Duruşma yapan ve hüküm kuran mahkemenin; bu olguları, sonuçları ve
nedensellik bağlarını yasa yolu denetimine olanak verecek oranda irdelemesi
zorunludur.
Failin, bu davranışı kendine yöneldiği sanısıyla ve bunun etkisiyle suç
işlemesi durumunda da, "varsayılan kışkırtma" nedeniyle bu indirici nedenden
yararlanması gerekir.
(765 s. TCK. m. 456/1-2, 51/1, 59/2) (647 s. CİK. m. 4, 6)
Yaralama suçundan sanıklar Kasım, Ayhan ile Pakize hakkında, TCY.nın 456/1-2,
51/1, 59/2; 647 sayılı Yasanın 4-6. maddaleri uyarınca sanık Ayhan'ın 750.000
lira, sanık Kasım'ın 1.500.000 lira ağır para cezalarıyla hükümlülüklerine,
sanık Kasım'ın cezasının ertelenmesine ve sanık Pakize'nin beraatine ilişkin,
(Sivrihisar Asliye Ceza Mahkemesi)'nden verilen 1994/87 esas, 1995/127 karar
sayılı ve 20.6.1995 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi sanıklar Ayhan
ve Kasım müdafii, katılan Mehmet vekili ve Üst C. Savcısı tarafından
istenilmiş ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay C. Başsavcılığı'nın
6.3.1996 tarihli kısmen onama ve bozma isteyen tebliğnamesiyle 14.3.1996
tarihinde Daireye gönderilen dava dosyası, başvurunun nitelik ve kapasmına
göre görüşüldü.
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve
gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
1- Sanık Pakize'nin eylemine ve yükletilen suça yönelik katılan Mehmet
vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak,
(TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA).
2- Öbür sanıklarla ilgili hükümlere yönelik temyizlere gelince:
Katılan vekilinin tüm itirazları ile ileri sürülen başkaca nedenler yerinde
görülmemiştir.
Ancak; haksız kışkırtma hükmünün uygulanabilmesi için, failin hukuka aykırı
düşen haksız bir davranışla karşılaşması, bu haksız davranışın nedensel
sonucu olarak failde üzüntü ve öfke doğması, failin de bu üzüntü ve öfkenin
nedensel sonucu olarak suç işlemesi gerekir. Duruşma yapan ve hüküm kuran
mahkemenin bu olguların, sonuçların ve nedensellik bağlarının var olup
olmadığının saptaması ve yasa yolu denetimine olanak verecek oranda
gerekçelerin de tutarlı biçimde irdelemesi zorunludur.
Failin bu davranışı kendine yöneldiği sanısıyla ve bunun etkisiyle suç
işlemesi durumunda da, varsayılan kışkırtma nedeniyle bu indirici nedenden
yararlanacağı açıktır.
Olayda, yerel mahkeme, sanık Ayhan'ın koyunlara atılan taşın kendisine
atıldığını sandığı ve böylece varsayılan haksız kışkırtmayı kabul ettiği
halde hakkında bu indirici nedeni uygulamamış; buna karşılık sanık Kasım'ın
kardeşinin dövüleceği kaygısıyla olaya karıştığından ve yakınana yönelik
saldıranın da suç işlediğinden söz ederek ve fakat yukarıda belirtilen
olgular, sonuçlar ve nedensellik bağının varlığını araştırmadan savunmasında
geçmeyen bir nedene dayanarak, haksız kışkırtma hükmünü uygulamış ve tahrikin
derecesini belirlerken de yeterli gerekçe göstermemiştir.
Açıklanan nedenlerle haksız kışkırtma hükümlerinin tutarlı biçimde
değerlendirilmemesi,
Yasaya aykırı ve Üst C. Savcısı ile sanıklar Kasım ve Ayhan müdafiinin temyiz
nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden (HÜKÜMLERİN
BOZULMASINA), yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp
sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine,
17.4.1996 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|