 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
6.Hukuk Dairesi
Esas Karar
96/1826 96/2295
ÖZET: Şufalı payın dava devam ederken, el değiştirmesi halinde
ödenecek şufa bedeli ek bedel mi, yoksa son bedel mi olacaktır.
Mahalli Mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası
yazılı Şuf'a davasına dair karar Davacı tarafından süresi içinde temyiz
edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava şufalı payın iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ve hüküm davacı vekili tarafından
temyiz olunmuştur.
Şuf'a davasının davalısı şuf'alı payı iktisaptan önce o taşınmazda
paydaş ise onun hakkında şuf'a hakkı kullanılmaz. Çünkü M.K.nun 659. maddesi
bir paydaşın payını üçüncü şahsa satması halinde diğer paydaşların şuf'a
haklarını kullanabileceklerini hüküm altına almıştır. Paydaş üçüncü şahıs
sayılmayacağına göre paydaşın paydaş aleyhine şuf'a hakkı söz konusu olamaz.
Dava hakkına ilişkin olduğu için bu hususun davanın her safhasında resen
gözününde tutulması gerekir. Bu gibi durumlarda savunmanın genişletilmesinden
de söz edilemez.
Şuf'alı pay dava sırasında bir başka şahsa veya satışı yapan paydaşa
satılırsa davacı, usulün 186. maddesi uyarınca seçimlik hakka haizdir.
Dilerse davayı yeni satın alan şahsa yöneltir, isterse davayı tazminata
dönüştürerek dava ettiği şahıs hakkında yürütür. Bu itibarla davacıya
seçimlik hakkını kullanması yönünden mehil verilmesi gerekir. Şuf'alı payın
eski sahibine dönmesi davacının ilk satışla doğan şuf'a hakkına engel teşkil
etmez. Dava, şuf'alı payı iktisap eden paydaşa yöneltilirse onun hakkında
devam ettirilir.
İlk satış bedeli ile ikinci satış bedeli farklı ise davacının hangi
satış bedelinden sorumlu olacağı konusu önem taşımaktadır. Son satın alan
şahsın iyi veya kötü niyetli olmasına göre durum değişir. Son satın alan
şahıs kötü niyetli ise davacı ilk satış bedeli ile aksi halde son satış
bedeliyle sorumlu olacaktır. Burada ispat külfeti de tabiatıyla davacıya
düşecektir. Davacının tanık dahil her türlü delille son satın alan ve dava
yöneltilen şahsın ilk satışı ve bedelini bildiğini, buna rağmen muvazaalı
olarak şuf'a hakkını önleme amacıyla bedelin fazla gösterildiğini kanıtlaması
gerekir. İkinci satış fazla bedelle ilk satana yapılmışsa, o kimse birinci
satışın tarafı olduğu için kötü niyetli olduğunun kabulü icap eder. Davacının
ayrıca delil ibrazına gerek yoktur.
Olayımızda: Şufalı pay davalıya 11.10.1994 tarihinde satıldıktan sonra
9.11.1994 tarihinde davacı davalı aleyhine bu davayı açmıştır. Ancak, dava
açılmasından sonra şufalı pay 15.11.1994 tarihinde Halil Aslanhan'a ve daha
sonra onun tarafından da ilk satıcı Ümmühan Aslantaş'a intikal edilmiştir. Bu
durumda yukarıda da belirtildiği gibi davalı üzerinde pay kalmadığından
H.U.M.K.nun 186. maddesi uyarınca tercih hakkının sorulması ve sonucuna göre
işlem yapılması gerekirken adında pay kaydı kalmayan davalı açısından yazılı
şekilde hüküm kurulması usule aykırıdır.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz itirazlarının kabulü ile
H.U.M.K.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin
alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 12.3.1996 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
BAŞKAN ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE
Ö.N.Doğan M.Elçin S.Tükenmez Ş.K.Erol M.Tunaboylu
|