 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
4. Ceza Dairesi BOZMADAN SONRA
BOZMA
Y A R G I T A Y İ L A M I
Esas no :1996/1607
Karar no :1996/4151
Tebliğname no:4/62680
Yaralama suçundan sanık Süleyman Öztekin hakkında TCY.nın 456/1-3,
251/1, 51/1, 59. maddeleri uyarınca sanığın 3 yıl 14 ay ağır hapis ve 5 ay
hapis cezalarıyla hükümlülüğüne, sanık hakkında TCY.nın 20. maddesinin
uygulanmasına ilişkin KASTAMONU Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 1995/32 Esas,
1995/41 Karar sayılı ve 4.5.1996 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi
sanık Süleyman Öztekin müdafileri tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş
olduğundan; Yargıtay C.Başsavcılığının 14.2.1996 tarihli bozma isteyen
tebliğnamesiyle 11.3.1996 tarihinde daireye gönderilen dava dosyası,
başvurunun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü.
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar,
belgeler ve gerekçe içeriğine göre duruşmalı yapılan incelemede başkaca
nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-İlçe İdare Kurulunun son soruşturmanın açılmasına yer olmadığı
kararının MMHY.nın 5. maddesi uyarınca bir üst kurulda incelemeyi
gerektirdiği, Anayasa Mahkemesinin 27.2.1992 tarihli kararı ile aynı Yasanın
İlçe İdare Kurulu kararının, üst kurul olan İl İdare Kurulunda inceleneceğine
ilişkin 6. maddesinin 2. tümcesinin iptal edilip bunun 23.11.1992 tarihli
Resmi Gazetede yayımlanarak 6 ay sonra 23.5.1993 tarihinde yürürlüğe girdiği,
bu nedenle anılan tarihten sonra 25.5.1993 tarihinde verilen Kastamonu İl
İdare Kurulunun onama kararının hukuki geçerliliğinin bulunmadığı ve 1.7.1994
tarihinde yürürlüğe giren 4005 sayılı Yasa da gözetilerek yargılamanın
durmasına karar verilip dosyanın o ilçenin bağlı olduğu Bölge İdare
Mahkemesine gönderilerek İlçe İdare Kurulu kararının 2. derecede
incelenmesinin sağlanması ve sonucuna göre sanığın hukuksal durumunun
belirlenmesi gerekirken, açılmış bir dava bulunmadığı halde, bozma kararına
yanlış anlam verilerek hükümlülük kararı verilmesi,
2-Kabule göre;
a) Tanık Burhan Ak ile öbür tanıklar Nuri Şahin ve Ali Yayla'nın
anlatımları arasındaki çelişkinin giderilmesi, giderilemediği takdirde
yöntemince irdelenip hangisinin hangi nedenle üstün tutulduğunun tartışılması
ve sonucuna göre hükümler kurulması gerekirken, çelişki giderilmeden üstün
tutulma nedenleri gösterilerek kararlar verilmesi,
b) T.C. Yasasının 30. maddesi gözetilmeden 4 yıl 2 ay yerine eksik
ceza belirlenmesi,
Yasaya aykırı ve sanık Süleyman Öztekin müdafilerinin dilekçesinde ve
duruşmada ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmüş olmakla tebliğnameye uygun
olarak temyiz davasının kabulüyle HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm
kurulurken CYY.nın 326/son. maddesinin gözetilmesine ilişkin oyçokluğuyla
alınan karar, 9.5.1996 tarihinde Yargıtay C.Savcısı Kudret Yalçın Bal'ın
önünde, sanık ve müdafiinin yüzlerine karşı açıkça ve yöntemince okunup
anlatıldı. 24.5.1996
Sami Selçuk Muharrem Dinç Erol Çetin Birol Kızıltan Fadıl İnan
Başkan Üye Üye Üye Üye
K.
KARŞIOY: T.C. Yasasının 456. maddesinde duyu ya da öbür organlardan
birinin anatomik, fizyolojik ve işlevsel açıdan zayıflama ya da yitimi
ağırlaştırıcı neden olarak öngörülmüştür. Böbrek, testis gibi çift organlarda
ya da yine göz, kulak gibi çift duyu organlarında bunların yitimi için, bu
işlevi yapanların tümünün yitimi gerekir. Olayda yakınan tek gözünü yitirmiş
ise de, görme duyusunu yitirmemiştir; bu duyu yalnızca zayıflamıştır. O
nedenle eylem T.C. Yasasının 456. maddesinin 3. değil, 2. fıkrasına
uymaktadır. Hüküm bozulmalıdır.
Sami Selçuk
Başkan
K.
|