 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
6.HUKUK DAİRESİ
ESAS KARAR
96/1553 96/1738
ÖZET: Tel ihtarının geçerli olması için, bizzat muhatabına tebliğ
edilmesi veya öğrendiğinin kanıtlanması gerekir.
Mahalli Mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası
yazılı tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz
edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava 2 haklı ihtar nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine
ilişkindir. Mahkeme davayı kabul etmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz
olunmuştur.
Davacı, Yılmaz Metin Yurdakul, davalı Sepa Konfeksiyon Ltd. Şirketi
ile aralarında kira anlaşması bulunduğunu, davalı şirketin bir kira dönemi
içerisinde muaccel hale gelen kira paralarını zamanında ödemeyerek 2 haklı
ihtara sebebiyet verdiğini iddia ederek mecurun tahliyesine karar verilmesini
istemiştir.
Davalı ise, kira bedellerinin düzenli bir biçimde ödendiğini, şirketin
merkezinin İstanbul Talatpaşa Cad. No:251 olup, dava dilekçesinde de bu
hususun açıkca belirtildiğini, şirketin adresine tebliğ edilmiş 2 haklı
ihtarın mevcut olmadığını, ihtarın telgraf ile yapıldığını ve telgrafın
alınmadan öncede kira bedelinin kiralayan hesabına yatırılmış olduğunu
savunmuştur.
Mahkemece tel ile yapılan tebligatların şirketin Antalya şubesinin
devamlı çalışanı olan Necdet Yıldırım adlı kişiye yapıldığı, usulüne uygun
olduğu, 7.11.1994 günü yapılan tebligat üzerine Kasım ayı kira bedeli
8.11.1994, 8.4.1995 günü tebliğ edilen ihtar üzerine de Nisan 1995 ayı kira
bedelinin 10.4.1995 gününde yatırılmış olduğu, böylece 2 haklı ihtar olgusu
gerçekleştiğinden, davalının tahliyesine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, yapılan ihtarların yasal olup olmadığı noktasında
toplanmaktadır. Ödeme ihtarlarının telgraflar ile ve kira sözleşmesinde
gösterilen şirketin İstanbul'daki adresine değil, Antalya'ya yapıldığı
tartışmasızdır. Her nekadar mahkemece bu ihtarların usulüne uygun olduğu
kabul edilmiş ise de tel ile yapılan ihtarlar Tebligat Kanununa tabi
olmadığından tebligatın bizzat muhatabına yapılması gerekir. Usulsüz yapılan
bu tebligatlara muhatabın ıttıla kesbettiği ve ödemelerin bundan sonra
yapıldığı konusunda davacının bir iddiasıda mevcut değildir. Böyle bir iddia
ileri sürülüp kanıtlanamadığına göre ihtarların tebliğinin yasal biçimde
olduğu kabul edilemez. Bu nedenle mahkemenin iki haklı ihtara dayanarak
tahliye kararı vermesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması
gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile
HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, İstek halinde peşin alınan
temyiz harcının temyiz edene iadesine, 28.2.1996 tarihinde oybirliğiyle karar
verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Ö.N.Doğan S.Tamur M.Elçin S.Tükenmez Ş.K.Erol
|