 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
6.HUKUK DAİRESİ
ESAS KARAR
96/1421 96/1720
ÖZET:Kiracılar birden fazla ise, tahliye taahhütünü de birlikte
vermeleri gerekir. Biri tarafından verilen taahhüt diğerlerini bağlamaz.
Mahalli Mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası
yazılı tahliye davasına dair karar davalılar tarafından süresi içinde temyiz
edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, yazılı taahhüt sebebiyle kiralananın tahliyesi istemine
ilişkindir. Mahkeme davalılardan biri hakkında davayı kabul, diğeri hakkında
reddine karar vermiş, hüküm her iki davalı vekilince temyiz olunmuştur.
Davacı 30.6.1990 başlangıç tarihli sözleşme ile kiralananda kiracı
olan davalıların kiralananı 30.5.1994 tarihinde tahliye etmeyi taahhüt
ettiklerini ve fakat taahhütlerini yerine getirmediklerini iddia ile bu
davayı açmışdır.
Davalılar, taahhütnamenin kendileri tarafından verilmediği ve imzanın
kendilerine ait olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini
istemişlerdir.
Yazılı kira sözleşmesinin ön yüzünde her iki davalının kiracı
durumunda oldukları belirtilmiştir. Sözleşme sonunda her iki kiracının
imzaları bulunmaktadır. Bu bakımdan bunlardan birinin imzasının matbu kefil
yazısı altına rastlamış olması, o kiracının bu sıfatını ortadan kaldırmaz.
Nitekim davacı her ikisinin kiracı olduğunu ve birlikte taahhütte
bulunduklarını iddia ile bu davayı açmıştır. Davalıların aksine bir iddiaları
da bulunmamaktadır. Hal böyle olunca birlikte kiracı olan davalıların
davacıya karşı müteselsil borç altına girdiklerinin kabulü gerekir.
Taahhütnamenin her iki davalı tarafından verilip verilmediği
uyuşmazlığı yönünden yapılan inceleme sonucunda oradaki Ahmet Eski imzasının
ona ait olmadığı, sadece kiracılardan Uğur Eski'nin imzasının ona ait olduğu
saptanmış ve mahkemece de bu şekilde kabul edilmiştir. Davacı tarafın bu
kabule ilişkin bir temyiz istemi de bulunmamaktadır. Bu itibarla, müteselsil
borçlulardan birinin tahliye taahhütünde bulunduğu ortaya çıkmıştır. Ancak
taahhütnamede veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadığına göre müteselsil
borçlulardan biri sadece kendi kabulü veya fiili ile diğer borçlunun
vaziyetini ağırlaştıramaz. (B.K. 144. md.) Bu nedenle kiracılardan sadece
Uğur'un taahhüdü kiralananın tahliyesi için geçerli ve yeterli olmaz. Bu
sebeble davanın reddine karar verilmesi aksi düşünce ile davalılardan Uğur
hakkında davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, İstek halinde
peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 28.2.1996 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Ö.N.Doğan S.Tamur M.Elçin S.Tükenmez Ş.K.Erol
|