 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı :
Esas Karar Y A R G I T A Y İ L A M I
96/12170 97/131
6.1.1997
Özet:Bağış alanın bağışlayandan önce ölmesi bahisde dönme şartına
bağlı bağışlar sağlar arası tasarruf olup Medeni Kanunun 507/3. maddesinde
gösterilen bağış niteliğinde değildir.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp
düşünüldü.
Miras bırakan kendisine ait taşınmazın 1/2 payını yararına bağış
yapılan davalının kendisinden önce ölmesi halinde mülküne dönmesi koşuluyla
bağışlamıştır.
Davada miras bırakanın saklı payları zedeleme amacıyla yaptığı bağışın
indirime (tenkise) tabi tutulması istenmiş, mahkeme belirtilen kazandırıcı
işlemi ölüme bağlı kazandırma kabul ederek Medeni Kanunun 507/3 maddesi
gereğince indirime tabi tutmuştur.
Geridönme (rücu şartı ile) bağışlamada bağışlananın bağışlayandan önce
ölmesi halinde bağış konusunun Medeni Kanunun 507/3-4 maddelerinden hangisine
göre indirime tabi tutulacağının tesbiti sorunu çözümleyecektir.
Borçlar Kanununun 242. maddesinde öngörülen "bağışlananın
bağışlayandan önce ölmesi halinde dönme koşulu", öğretideki üstün görüş
doğrultusunda, bozucu koşula bağlı bir bağışlamadır. Bu tür bağışlamalarda
(olayımızda olduğu gibi) bağışlayan bağışladığı şeyi sağlığında bağışlanana
devir eder. Bağışlayan bu bağışından bağışlananın kendisinden önce ölmesi
halinde dönme olanağına sahiptir. (Özel dönme koşulları bu kuralın
dışındadır.)
Bu nedenle buradaki koşulun bozucu koşul olduğu kabul edilmektedir.
(Tandoğan, Borçlar Hukuku, Özel Borç İlişkileri C.1/1 4. bası, sh 367 vd;
Kocayusufpaşaoğlu, Miras Hukuku, 1987, 3. bası, sh 126; İnan ve Erdaş, Miras
Hukuku, 1995, 3.bası, sh 106)
Bozucu koşula bağlı (infisahi şart) hukuksal işlemlerde hukuksal işlem
hüküm ve sonuçlarını doğurur, ancak kararlaştırılan şart gerçekleşirse
yapılan işlem öncesine etkili olmak üzere bozulur. (infisah) Bir başka
anlatımla ortadan kalkar.
Bu açıklamaların ışığı altında geri dönme koşuluyla (BK. 242) yapılan
bağışlama işleminin sağlar arası hukuki işlem olduğunun kabulünde zorunluluk
vardır. Bağışlanan kişinin bağışlayandan önce ölmesi halinde bağış konusu şey
terekeye döner. Mirasçılar terekeye giren şeydeki miras paylarını alma
olanağına kavuşur. Terekedeki bir mal için tenkis davası açılması
düşünülemez. Şey kendiliğinden terekeye dönmemiş ise mirasçıların bağışlanan
kişi aleyhine miras nedeniyle istihkak davası açma hakları doğar.
Medeni Kanunun 507/3. maddesinde yer alan ve mutlak tenkise tabi
olduğu belirlenmiş bulunan "bağışlayanın kayıtsız ve şartsız rucua hakkı olan
bağışlamalar" ile bu davanın konusunu oluşturan bağışlamanın ölüm ŞARTINA
BAĞLI bağışlama arasında tenkis edilebilmesi açısından bir ilişki yoktur.
Yargıtayın kararlılık kazanan uygulaması da bu yöndedir. (2.H.D.
28.4.1992 gün 2866-4837 sayılı, 8.6.1995 gün 5658-6770 sayılı, 29.3.1979 gün
993-2563 sayılı kararları) Dairenin aksi yönde oluşan 16.5.1995 gün 4974-6746
sayılı kararı, kararlılık kazanan uygulama ve öğretideki kabul şekline uygun
bulunmamaktadır. Dairenin bu parelelde başkaca kararı da bulunmamaktadır.
Yeniden yapılan değerlendirme sonunda yerleşmiş görüşten ayrılmayı gerektiren
bir olgu da tesbit edilmemiştir.
O halde bağışlananın önce ölümü halinde dönme koşuluyla yapılan
borçlar yasasının 242 maddesine uygun bağışlamalarda bozucu koşulun
gerçekleşmesi halinde indirim davası söz konusu olmaz, bozucu koşulun
gerçekleşmesinin olanaksız duruma gelmesi halinde (bağışlayanın bağışlanandan
önce ölmesi) ise hukuki işlem sağlar arası işleme dönüştüğünden Medeni
Kanunun 507/3. maddesiyle ön görülen koşulsuz indirime tabi ölüme bağlı
kazandırma olarak değil maddenin 4 fıkrasıyla ön görülen sağlar arası
kazandırma olarak değerlendirilerek indirim koşullarının varlığının
araştırılması gerekir.
Belirtilen nedenlerle açıklanan yönlerin dikkate alınmaması, işlemin
ölüme bağlı kazandırma olarak kabul edilerek mutlak indirime tabi tutulması
doğru bulunmamıştır.
S O N U Ç : Temyize konu hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, sair
yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri
verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 6.1.1996
Başkan Üye Üye Üye Üye
Tahir Alp Nedim Turhan Ferman Kıbrıscıklı Özcan Aksoy A.İ.Özuğur
|