Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
Y A R G I T A Y
Sekizinci Ceza Dairesi

E.	1996/11624
K.	1996/12797
T.	18.10.1996

*  BASIN YOLU İLE HALKI IRK, BÖLGE VE 
    MEZHEP FARKLILIĞI GÖZETEREK KİN VE 
    DÜŞMANLIĞA AÇIKÇA TAHRİK ETMEK

ÖZET : Sanığın yazısında; Türkiye'de Devletin, 1900'lerden bu yana ırkçı bir
 politika izlediğini, 1946 yılına kadar Türkiye'de jandarma ve polis dayağı
 yememiş hiç bir köylü kalmadığını, Anadolu insanının böylesine yaklaşımlar
 yüzünden çok sıkıntı çektiğini, zarar gördüğünü, insan hakları ihlallerinin
 12 Eylül dönemi gibi ara rejim dönemlerinde önemli boyutlara ulaştığını, bu
 dönemde Kürtçe konuşmanın yasaklandığını, Türk Dil Kurumu'nun kapatıldığını,
 Güneydoğu'da bölücü terör örgütüne karşı güvenlik güçlerinin mücadelesinin
 savaş olduğunu ve bölünme tehlikesi taşıdığını, beraberinde göç, yoksulluk,
 orman ve evlerin yanması sonucunu getirdiğini yazması eylemi, TCK.nun 312/2.
 maddesinde yazılı suçu  oluşturur.

(765 s. TCK. m. 312/2)

Basın yolu ile halkı ırk, bölge ve mezhep farklılığı gözeterek kin ve
 düşmanlığa açıkça tahrik etmekten sanıklar (E.Ö.), [K.G. (Y.K.)]'nin yapılan
 yargılanmaları sonunda; hükümlülüklerine ve ertelemeye dair, (İstanbul İki
 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi)'nden verilen 7.3.1996 gün ve 474 esas, 55
 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi C.
 Savcısı ve sanıklar vekilleri tarafından istenilmiş olduğundan; dava evrakı
 C. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile 4.10.1996 günü Daireye gönderilmekle
 incelenip, gereği düşünüldü:

A- Hükmedilen cezanın tür ve tutarına göre sanıklar vekillerinin duruşmalı
 inceleme isteminin (REDDİNE).

B- Anayasanın 14. maddesi hükmü karşısında; TCK.nun 312. maddesinin hukuksal
 yapısındaki değişikliğin Anayasaya aykırılığı savı, Anayasanın 152. maddesi
 kapsamında değerlendirildiğinde, ciddi görülmediğinden, Anayasa Mahkemesi'ne
 başvuru isteminin benimsenmemesine oybirliği ile karar verildikten sonra,

Esasın incelenmesinde;
Yerel mahkemece hazırlık ve son soruşturma evrelerinde toplanan kanıtlar,
 hüküm konusu yazı metni, karar yerinde ayrıntılarıyla incelenip,
 tartışılarak, sanıklara atılı suçun oluştuğu kabul edilmiş, suç niteliği
 yasal normuna uygun biçimde belirlenmiş, savunmalar incelenerek inandırıcı
 gerekçelerle reddedilmiş, ceza yaptırımı doğru bulunmuş, sanıklara hükmedilen
 cezalar şahsileştirilmiş, takdiri indirim uygulanmış bulunmakla; sanıklar
 vekillerinin kararın hukuki değerlendirme yönünden çelişkili bulunduğuna,
 yazının bütünü yerine, bazı bölümlerinin alınıp tartışılarak suç tipine
 uyarlandığına, suç kastı bulunmadığına, ifade özgürlüğü kapsamında düşünce
 açıklamanın suç oluşturmayacağına, İnsan Hakları Sözleşmesi ve yürürlükteki
 hukuk mevzuatının benimsenmediğine ve eksik incelemeye yönelen C. Savcısının
 dava konusu yazıda, TCK.nun 312/2. maddesinde yaptırıma bağlanan hukuka
 aykırılık ve kasıt ögelerinin bulunmadığına ilişen ve yerinde görülmeyen
 temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün istek
 veçile (ONANMASINA), 18.10.1996 gününde oyçokloğuyla karar verildi.

KARŞI DÜŞÜNCE 

(Y.K.) yapıtlarında; toplumsal çelişkileri ve çatışmaları, bunların insanların
 yaşamlarına yansımalarını konu alan, özellikle Çukurova Bölgesi'ndeki feodal
 yapının doğurduğu insan sorunlarını sergileyen, bu kimliği ile yurt içinde
 olduğu kadar yurt dışında da büyük ün kazanmış olan bir yazardır.

Yazarın bu kimliği ile ülkede yaşanan yada yaşanması olası bulunan sorunlara
 ilgisiz kalması düşünülemez. Suça konu edilen ve yayıncısı (E.Ö.) olan ......
 Yayınları tarafından yayımlanan "Düşünceye Özgürlük ve Türkiye" adlı Kitapta
 yer alan "Türkiye Üzerinde Kara Gökyüzü" başlıklı 14 sayfalık yazısında;
 Türkiye'de Devletin, 1900'lerden bu yana ırkçı bir politika izlediğini,
 özellikle tek parti dönemini kasdederek 1946 yılına kadar Türkiye'de jandarma
 ve polis dayağı yememiş hiç bir köylü kalmadığını vurgulayarak, Anadolu
 insanının böylesine yaklaşımlar yüzünden çok sıkıntı çektiğini, zarar
 gördüğünü, insan hakları ihlallerinin 12 Eylül dönemi gibi ara rejim
 dönemlerinde önemli boyutlara ulaştığını, bu dönemde Kürtçe konuşmanın
 yasaklandığını, dahası Türk Dil Kurumu'nun bile kapatıldığını belirtip,
 Ülkenin Güneydoğusunda yıllardır süren bölücü terör örgütünün eylemlerine
 karşı güvenlik güçlerinin yürüttüğü mücadeleyi bir savaş olarak niteleyip, bu
 uygulamanın yanlış olduğunu, çünkü; yanında göç, yoksulluk, sefalet,
 ormanların ve evlerin yanması gibi birçok sorunu da birlikte getirdiğini
 vurgulayarak savaşın bölünme tehlikesini de taşıdığını ve bu nedenle
 durdurulması gerektiğini belirtmiş, yönetimlerin tutumlarının ve bu yöndeki
 politikalarının ülkeye zarar verdiğini açıklamıştır.

Demokratik bir ülkede yazarların ve düşünürlerin ülke sorunları üzerinde kafa
 yorması, düşünce üretip bunları yazılarıyla ve söylemleriyle dile getirmeleri
 kadar doğal bir yaklaşım biçimi düşünülemez. Yazarlar ve düşünürler bu
 işlevlerini ortaya koyarlarken, yönetimlerin istekleri doğrultusunda
 düşünmek, yazmak yada söylemler üretmek zorunda değillerdir. Aksine aykırı
 düşünmeleri de onların en doğal hakkıdır. Dahası bu düşünceler çoğunluk
 tarafından paylaşılmayan düşünceler de olabilir. Bunun tek yaptırımı
 benimsenmemek olmalıdır. Kuşkusuz, özgürlükler sınırsız değildir. Ancak
 bunların sınırlamaları, çağdaş demokrasilerde olan kurallara göre
 çizilmelidir. Özetlemek gerekirse; bir ülkenin yazarı, düşünürü ve aydını
 Devletin iç ve dış güvenliğini tehlikeye sokmak amacıyla somut olarak suç
 sayılan eylemlere çağrıda bulunmak ve bunları teşvik etmek gibi düşünceler
 dışında her türlü düşünceyi özgürce ifade edebilmelidir.

Anayasamızın 2. maddesinde Devletimizin demokratik hukuk devleti olduğu
 yazılıdır. Türkiye, yurttaşlarına Batı ülkelerinde var olan demokratik hak ve
 özgürlükleri sağlamak ve bunlara işlerlik kazandırmak vaadiyle birçok
 uluslararası sözleşmelere taraf olmuş ve imza koymuş bir ülkedir. Bu
 sözleşmelerin öngördüğü doğrultuda iç hukukda gerekli düzenlemeler yapılmamış
 olmakla birlikte, Meclislerin onayından geçen sözleşmeler Anayasamıza göre
 yasa hükmünde bulunduğu gözönüne alındığında, bunların yok sayılamıyacağı
 açıktır.

Kaldıki, Yazar (Y.K.) hakkında uygulanan TCK.nun 312. maddesinin 2. fıkrasında
 tanımı yapılan suç tipinin, (Y.K.)'nin sözü edilen yazısında oluşmadığını
 görmekteyiz.

TCK.nun 312. maddesinin 2. fıkrası; "Halkı; sınıf, ırk, din, mezhep ve bölge
 farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkca tahrik" eylemlerinin
 cezalandırılacağını öngörmektedir. Yazar (Y.K.), yukarıda da açıkladığımız
 gibi suça konu yapılan yazısında, bir Kürt ve Türk düşmanlığına
 rastlanmamaktadır. Bu yazıda; gelmiş geçmiş yönetimler suçlanmakta,
 eleştirilmekte ve kınanmaktadır. Ülkenin bölünmesi yerine kendi nitelemesine
 göre Güneydoğu'da süren savaşın bölünme tehlikesi doğuracağını dolaylı yoldan
 vurgulayarak, bölünmeye karşı olduğunu göstermektedir.

Yazı tümüyle incelendiğinde, hiç kuşkusuz bir çoğumuzun katılmadığı ve
 duygusallığın egemen olduğu görüşlere de yer verdiğini görmekteyiz. Dahası,
 kimi konulara yaklaşımında abartılar da söz konusudur.

Ancak bunlar, maddedeki yazılı suçun tanımı içinde yer alan düşünceler
 değildir.

Yukarıdan beri açıkladığımız tüm bu nedenlerden dolayı, yazar (Y.K.)'ye ve
 buna bağlı olarak yayıncı (E.Ö.)'ye yüklenen suçun oluşmadığı ve mahkemenin
 mahkumiyet hükmünün b o z u l m a s ı gerektiği görüşüyle, çoğunluğun onama
 düşüncesine karşıyız.

Naci ÜNVER	 Nevzat TANKUT	
Başkan	 	Üye


    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini