 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Üçüncü Hukuk Dairesi
E. 1996/1140
K. 1996/2826
T. 5.3.1996
* HAKSIZ İŞGAL TAZMİNATI (ECRİMİSİL)
* KARŞI DAVANIN KOŞULLARI
* DAVALARIN TEFRİKİ
ÖZET : Paydaşlar arasında geçen haksız işgal tazminatı (ecrimisil) davasında,
karşı dava olarak davalının yapım bedelini daha önceki dönemde açılan davada
istemediği gerekçeyle eldeki dava da yapım bedelini isteme hakkına engel
teşkil etmez ve davalının karşı dava olarak dava açma hakkını ortadan
kaldırmaz.
Sözü edilen davalar arasında ilişki bulunmamasının ilk itiraz olarak ileri
sürülmesi halinde, karşılık davanın reddini gerektirmeyip bu hal davaların
tefriki sonucunu doğurur.
(1086 s. HUMK. m. 45, 187/3, 205/2)
Dava dilekçesinde, 13.000.000 lira ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte
davalı taraftan ve karşılık davada ise yapım bedelinden 20.000.000 lira
alacağın davacı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece, asıl davanın
4.558.333 liralık bölümünün kabulü ve karşılık davanın ise reddine dair
verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalı ve
karşı davacı vekili tarafından istenilmekle; dosyadaki bütün kağıtlar
okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenerek, gereği düşünüldü:
Asıl davada, tarafların paydaşı oldukları arsada davalı tarafından yapılan ve
kiraya verilmek suretiyle işgal edilen iki dükkanı da içerecek şekilde
ecrimisil, karşılık davada ise bu dükkanların yapım bedeli istenilmiştir.
Mahkemece; asıl davanın sabit olduğu ölçüde kısmen kabulüne ve karşılık
davanın ise, aynı davacılar tarafından yine aynı yere ilişkin olarak davalı
aleyhine daha evvel açılıp hükme bağlanan ve onanarak kesinleşen önceki
döneme ait ecrimisil davası sırasında bu karşılık davanın açılmamış olması ve
iki dava arasında yakın ilişki bulunmaması nedenleriyle reddine karar
verilmiştir.
Oysaki; anılan önceki ecrimisil davası sırasında davalının, bu karşılık davayı
açmaması olgusu, onun (haksız zenginleşmeye dayanan) böyle bir dava hakkını
ortadan kaldırmaz asıl dava ile karşılık dava arasında, HUMK.nun 205.
maddesinin 2. cümlesi ve dolayısıyla aynı Kanunun değişik 45. maddesinin 3.
fıkrası anlamında tam bir irtibat bulunmaması da (ancak 187. maddesinin 8.
bendi uyarınca ilk itiraz olarak öne sürülmüş olmak kaydıyle) karşılık
davanın reddini gerektirmeyip, asıl davadan ayırma sonucu doğurur.
O halde; belirtilen nedenlerle ve davacı ve karşı davalı tarafın ilk itirazda
bulunmadığı da gözetilerek, karşılık davanın esasının incelenip hükme
bağlanması gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı olduğu gibi reddine karar
verilmesi doğru değildir.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde
hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan
kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve Yargıtay
duruşmasında vekille temsil edilen davalı ve karşı davacı taraf için dava
tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre
takdir edilen 250.000 lira vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınıp
davalı ve karşı davacıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek
halinde temyiz edene iadesine, 5.3.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|