 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C
Y A R G I T A Y
18.HUKUK DAİRESİ
ESAS KARAR
1996/11044 1997/225
Y A R G I T A Y İ L A M I
Mahkemesi : Kartal 2. Sulh Hukuk Mahkemesi
Tarihi : 17.11.1995
Nosu : 1992/114-1015
Davacı : Yaşar Paker Vek.Av. Mehmet İpek
Davalı : Bayram Ali Gezmiş vs.
Dava dilekçesinde sonradan kazanılan bağımsız bölümlerin tescili
istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün temyiz
incelemesi davacı ile davalılardan Bayram Ali Gezmiş vekilleri tarafından;
incelemenin duruşmalı olarak yapılması ise davacı vekili tarafından yasal
süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan
tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde taraflar adına gelen olmadı.
Evrak üzerinde inceleme yapılarak tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip,
gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
1-Davalı Bayram Ali Gezmiş 24.5.1996 tarihinde tebliğ edilen kararı
4.6.1996 tarihinde temyiz etmektedir. HUMK'nun 437. maddesine göre temyiz
süresi geçmiş bulunduğundan 1.6.1990 gün ve 1989/3 esas, 1990/4 karar sayılı
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca temyiz isteminin REDDİNE,
Davacının temyizine gelince;
2-Davadan önce ruhsatsız ve proje dışı inşa edilmiş olan 4. katta yer
alan bağımsız bölümlerin mülkiyeti de ihtilaflıdır. Mahkemece müteahhit olan
davalı ile davacı ve taşınmazda paydaş olan diğer davalıların murisleri
arasında mevcut inşaat sözleşmesi dikkate alınarak mülkiyet tespit edilmiş ve
ondan sonra 2981 Sayılı Kanunun 16. maddesine 3290 Sayılı Kanununla eklenen
fıkra hükmü uygulanarak arsa payı verilmek suretiyle dava konusu katın
1/4'ünün davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Görüldüğü gibi taraflar arasındaki uyuşmazlık biri mülkiyete diğeri de
tescile ilişkin olmak üzere 2 yönlü ve ayrı ayrı davalar niteliğindedir.
Bunlardan birincisi 2981 Sayılı Kanunun 16. maddesine eklenen fıkra hükmüne
göre ve sulh mahkemesinde; mülkiyete ilişkin ikincisi müddeabih de dikkate
alınarak, genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde çözümlenecektir.
Dairenin 31.1.1992 gün ve 1991/202-280 sayılı bozma ilamında her ne
kadar uyuşmazlığın, mülkiyetin tespiti ile ilgili bölümüne değinilmemiş ve bu
konuda Mahkemenin görevi açıkca tartışılmamış ise de, görev kamu düzeni ile
ilgili bulunduğundan yargılamanın her aşamasında dikkate alınabilir ve her
nasılsa dikkate alınmadığı bozma ilamlarında da, taraflar için usulen
kazanılmış hak teşkil etmez.
19.4.1984 tarihli dava dilekçesinde mülkiyet ihtilafına konu olan
tescili istenen yerin 2.250.000 TL. değerinde olduğu açıklanmıştır. Bu
durumda mahkemece yapılacak iş dava konusu yerin aidiyeti konusundaki davanın
tefriki ile ona Asliye Hukuk Mahkemesince bakılmak üzere görevsizlik kararı
vermek ve sözü edilen 16. maddenin son fıkrasına göre tescil istemine ilişkin
davanın o davanın sonucuna kadar bekletilmesine ve ondan sonra hasıl olacak
sonuca karar vermek olmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı
şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde
olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK'nun
428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde
temyiz edenlere iadesine, 23.1.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Sait Rezaki S.Erçoklu V.Canbilen A.Nazlıoğlu İ.N.Erdal
|