Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
Y A R G I T A Y
Ondördüncü Hukuk Dairesi

E.	1996/1064
K.	1996/1459
T.	7.3.1996

*  TAPU İPTALİ VE TESCİL
*  ESER SÖZLEŞMESİ
*  ALACAĞIN TEMLİKİ

ÖZET : Arsa sahibinin yüklenici aleyhine açtığı dava sonunda verilen; eser
 sözleşmesinin iptali isteğinin reddine, tesbit edilen edim noksanlığı
 miktarının yükleniciden alınarak arsa sahibine ödenmesine ilişkin kararın
 kesinleşmesi halinde; yüklenici tesbit edilen bu miktarı arsa sahibine
 ödediği takdirde, sözleşme ile kendisine bırakılan dairelerin adına tescilini
 istemek hakkını kazanacağı gibi, yüklenicinin haklarına halef olan davacı
 için de, yükleniciden satın aldığı ve kendisine teslim edilen dairenin
 tapusunu istemek hakkı doğar.
Bu nedenle, miktarı kesinleşmiş ilamla belirlenen edim noksanlığı  yüklenici
 tarafından arsa sahibine ödenmemişse, mahkemece bu husus üzerinde durulmalı;
 edim noksanlığı miktarının yükleniciden daire satın alan davacı tarafından
 ödenmesi halinde, tescil isteğinin kabulü yoluna gidilmelidir.

(818 s. BK. m. 162, 163)

Taraflar arasındaki şahsi hakka dayalı tapu iptali ve tescil davasından
 dolayı, mahal mahkemesinden verilen hükmün; Dairemizin 12.12.1995 gün ve
 1995/7593-9368 sayılı ilamiyle onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde
 davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; dosya
 içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek, gereği düşünüldü:

Dava, arsa sahibi ile yüklenici arasında yapılan eser sözleşmesi uyarınca
 yükleniciye bırakılan dairelerden nizalı olanı yükleniciden aldığını ve
 nizalı taşınmazın kendisine teslim edildiğini de ileri süren davacının,
 tescil isteğinden ibarettir. Davalı yüklenicinin edimlerini yerine
 getirmediğini ve davanın reddine karar verilmesini savunduğu görülmüştür.
 Arsa sahibi yükleniciyi dava ederek, eser sözleşmesinin iptalini talep etmiş,
 dava nihayete ermiş ve o davada fesih isteği yerinde görülmediğinden red
 edilmiş ve de noksan kalan işlerden dolayı yüklenicinin arsa sahibine karşı
 borçlandırıldığı ve de bu edim noksanlığının miktarının tesbit edildiği,
 böylece edim noksanlığının yükleniciden alınarak davalı arsa sahiplerine
 verilmesine karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Şu hale
 göre arsa sahibi artık akdin feshini isteyemez. Arsa sahibi ile yüklenici
 arasındaki bahsedilen o davada, edim noksanlığından dolayı yüklenicinin arsa
 sahibine ödeyeceği miktar tesbit edildiğine göre, bu miktar yüklenici
 tarafından ödenirse, yüklenici edimlerine karşılık arsa sahibinden kendisine
 bırakılan dairelerin tapularını isteyebilir. Bu cümleden olarak, yükleniciden
 daire alan davacının da ona halef olarak istemde bulunma imkanı doğar.

Nevar ki, arsa sahibi açmış bulunduğu davayı kazandığı ve lehine ilam aldığı
 halde o ilamı infaz ettirmediği anlaşılmıştır. Yüklenici de ilamı infaza
 koymamaktadır. Bu durumda, yükleniciden daire alan kişilerin bu dairelerin
 tapularını istemeleri hakkı engellenmektedir. Yükleniciye halef olan kişiler
 ya toplu olarak hareketle arsa sahiplerine karşı yükleniciye edimlerini
 yerine getirmeye  ve borcunu ödemeye zorlamaları veya onun yerine geçerek
 kendileri arsa sahiplerine karşı yüklenicinin borçlarını eda etmeleri
 gerekir. Ya da davacı arsa sahiplerine karşı yüklenicinin halefi olarak o
 sözleşmeden doğan yüklenicinin borçlarını alacaklı arsa sahibine karşı
 ödemeleri halinde yükleniciden daire alan kişinin tescil isteği kabul
 edilebilmelidir. Yükleniciden daire alan kişilerin halefi oldukları
 yüklenicinin bu sözleşmeyi yerine getirmemesi halinde onun iyiniyetli
 olmadığı ve dolayısıyle kendi haklarını kullanmalarını engelledikleri
 düşüncesiyle, bu durumda yükleniciden daire alan kişilerin lehine hareket
 etmek gerekir. O halde, şu hali yükleniciden daire alan kişiye hatırlatmak ve
 de yüklenicinin arsa sahiplerine karşı olan edimlerinin yerine getirilmesi
 hususunun sağlanıp sağlanmıyacağı üzerinde durulmak, eğer yüklenicinin
 edimleri onlar tarafından ve olayda davacı tarafından yerine getirilirse,
 tescil talebinin kabulü cihetine gitmek gerekirken, bu husus noksan
 bırakılarak mahkemece dava rededilmiş ve Dairemizce karar sehven onanmış
 olduğundan, düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 12.12.1995 gün,
 1995/7593-9368 sayılı onama kararının kaldırılmasına ve bozmaya uyulmasına
 rağmen gerekleri yukarıda yazılı olduğu üzere eksik yerine getirilmiş
 olmasından dolayı, 25.7.1995 gün ve 1993/1014-1995/731 sayılı kararın
 (BOZULMASINA), peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 7.3.1996
 gününde oybirliği ile karar verildi.


    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini