 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Onbirinci Hukuk Dairesi
E. 1996/1002
K. 1996/1398
T. 4.3.1996
* TAŞIMA SÖZLEŞMESİ
* TAŞIYICININ SORUMLULUĞU
ÖZET : Gümrüğe tabi malların, Gümrük İdaresine teslimi ile bu malların, aynı
zamanda gönderilene de teslim edilmiş sayılacacğına ilişkin bir yasal
düzenleme yoktur. Taraflar arasında düzenlenen taşıma sözleşmesinde de,
teslimin gümrüğe yapılması ile taşıyıcının sorumluluğunun sona ereceğine
ilişkin özel bir düzenleme de bulunmadığı gibi, sigorta korumasının, malların
gönderilene belli bir sürede teslimine kadar devam edeceği de öngörülmüştür.
Ayrıca gümrük tutanağında, "her türlü sorumluluğun" taşıyıcı tarafından
benimsendiği de açık olmasına nazaran, davalı taşıyıcının sorumlu olduğunun
kabulü ile davacı tarafın iddia ettiği zararın saptanarak, sonucu
çerçevesinde bir karar verilmesi gerekir.
(6762 s. TTK. m. 768, 781)
Taraflar arasındaki davadan dolayı, (İstanbul Asliye Sekizinci Ticaret
Mahkemesi)'nce verilen 28.9.1995 tarih ve 253-1100 sayılı hükmün temyizen
tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi
içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği
konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili şirkete nakliyat poliçesi ile sigortalı malların
davalı şirket tarafından Finlandiya'dan İstanbul'a tam ve sağlam olarak
yüklendiği halde, 22.2.1993 tarihinde diğer davalının gümrük sahasına
bırakıldığını, 10.3.1993 tarihinde sigortalı tarafından gümrükten çekilmesi
sırasında hasarlı olduğunun tesbit edildiğini ileri sürerek, sigortalıya
ödenen 41.876.000 TL. hasar tazminatının 22.4.1993 tarihinden itibaren
reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini
talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili savunmasında; davacının isteminin zamanaşımına
uğradığını, taşınan malların gümrüğe sağlam olarak teslim edildiğini,
teslimden 18 gün sonra ortaya çıkan hasardan müvekkilinin sorumlu
olamayacağını, istenen miktarın fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddini
istemiştir.
Davalı Tasfiye İşletme Müdürlüğü vekili savunmasında; zamanaşımı, yetki ve
işbölümü itirazında bulunmuş, esas hakkında ise malların taşıyıcı firma
tarafından İdareye ait açık ambar sahasına alındığını, 20 gün kadar sonra da
ihtirazi kayıtsız olarak İdarenin denetimine tabi ambarından alındığını,
hasar tutanağının sonradan tutulduğunu ileri sürerek, davanın reddini
istemiştir.
Mahkemece; toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, malların gümrüğe
hasarsız ve noksansız olarak taşıyıcı tarafından teslim edildiği, bu nedenle
sigortanın rizikosunun söz konusu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar
verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı taşıyanın karayolu ile taşımış olduğu
sigortalı malları, tam ve hasarsız olarak gümrüğe teslim ile sorumluluktan
kurtulmuş sayılıp, sayılmayacağına ilişkindir. Davacı sigorta şirketine,
taşıma rizikolarına karşı sigorta edilen mallar, ithal suretiyle geldiği
için, bu malların gümrük işlemlerine tabi olması zorunludur. Gümrüğe tabi bu
malların, gümrüğe teslimi ile gönderilene de teslim edilmiş sayılacağı
hususunda, bazı yabancı hukukların aksine, Türk Hukukunda herhangi bir yasal
düzenleme yoktur. Ayrıca, davalı taşıyıcı da savunmalarında, taşıma
sözleşmesinde, taşınan malların gümrüğe teslimi ile taşımanın sona ereceğine
ilişkin hükümlerin öngörüldüğünü belirtmemiş ve bu husus için bir delil
getirmemiştir.
Öte yandan davaya dayanak yapılan sigorta poliçesinin genel şartlarına ilişkin
8/son maddesinde, malların teslim yerinde gönderilene teslimi ile fakat en
geç tahliyeyi takip eden 30 günün geçmesi ile sigortanın sona ereceği hükme
bağlanmıştır. Yani, sigorta genel şartlarına göre, sigorta koruması,
sigortalı malların gönderilene teslimi veya engeç tahliyeden sonra 30 gün
daha devam edecektir. Bu durumda gönderilene teslim edilmeyip de, gümrüğe
bırakılan malların sigortası, tahliyeden belli bir süre için dahi sürecektir.
Yukarıdan beri açıklanan bu nedenlere göre, gümrüğe tabi malların, Gümrük
İdaresine teslimi ile, bu malların aynı zamanda gönderilene de teslim edilmiş
sayılacağına ilişkin bir yasal düzenleme yoktur. Taşıma sözleşmesinde de,
teslimin gümrüğe yapılması ile, taşıyıcının sorumluluğunun sona ereceğine
ilişkin özel bir düzenleme de bulunmamaktadır. Sigorta korumasının, malların
gönderilene belli bir sürede teslimine kadar devam edeceği de öngörülmüştür.
Ayrıca, 22.2.1993 günlü gümrük tutanağında, "her türlü sorumluluğun" taşıyıcı
tarafından benimsendiği de açıktır. Hal böyle olunca, davalı taşıyıcının
sorumlu olduğunun kabulü ile davacının iddia ettiği zararın saptanması ve
sonucu çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde davanın reddi
doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerekmiştir.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının
kabulü ile yerel mahkeme kararının (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin
harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 4.3.1996 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
|