Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



      T.C.                                   
 Y A R G I T A Y                              
Ceza Genel Kurulu

      S A Y I 
Esas            Karar           Tebliğname   
1996/1-11	1996/75	 1/104331                 

                   Y A R G I T A Y  K A R A R I

Bozma kararı veren 
Yargıtay Dairesi         : 1. Ceza Dairesi
Mahkemesi                : BURSA 2. Ağır Ceza
Günü                     : 7.9.1995
Sayısı                   : 211/186
Davacı                   : K.H.
Davaya katılan           : Mehmet Ali Özey 
                           vekili Av. Necdet ve Hakan Öztürk
Sanık                    : Tekin Tekinalp
	 	   vekili Av. M.Metin Başbay

	Adam öldürmek suçundan sanık Tekin Tekinalp'ın TCY.nın 448, 281, 51/1,
 59. maddeleri gereğince 17 yıl 6 ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına,
 fer'i ceza tayinine ilişkin Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen
 27.12.1994 gün 105/341 sayılı re'sen temyize tabi olan hükmün sanık vekili
 tarafından da temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesi
 21.6.1995 gün 1318/1895 sayı ile;
	"... Her türlü kuşkuyu yok eden ve sübutu netleştiren kanıtlar
 bulunmadıkça "şüpheden sanığın istifade ettirilmesi gerektiğine ilişkin"
 evrensel kurala dayanılmak zorunluluğunun ortaya çıkması karşısında, sanığın
 beraeti yerine mahkumiyetine hükmedilmesi" isabetsizliğinden oyçokluğuyla
 bozmuş,
	Yerel Mahkeme 7.9.1995 gün 211/186 sayı ile;
	"Olay yeri küçük bir oda olup kanape büyük bölümünü kapsamaktadır. Bu
 nedenle, bitişik atış olması zorunludur. Maktulenin sağ elini kullanarak ateş
 etmesi halinde mermi çekirdeğinin bulunduğu radyatör altında değil tam
 karşıda duvar dibinde olması gerekir. Kurşun giriş deliğinin bulunduğu yer
 de, cinayet olduğunu göstermektedir. Savunma aşamalarda çelişkilidir.
 Maktulenin intihar edebileceğine ilişkin sözlerini anlatan tanıklar, sanığın
 yakın arkadaşları olup inandırıcılığı kuşkuludur. Tanıkların beyanında geçen
 olaylardan, sanık bahsetmemiştir. Savunmaya itibar edilemez." gerekçesiyle
 önceki hükümde direnmiştir.
	Bu hükmün de Yargıtayca incelenmesi sanık vekili tarafından süresinde
 istenildiğinden dosya; Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli 8.1.1996
 günlü tebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca
 okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

                      CEZA GENEL KURULU KARARI

	Sanık hakkında kasten adam öldürmek suçundan açılan davada, Özel Daire
 ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık suçun sübutuna ilişkindir.
	Olaydan sonra hastahaneye kaldırılarak ameliyata alınan ölenin,
 ifadesi alınamamıştır.
	Sanık, karakolda alınan ifadesinde, üç dört ay önce tanıştığı ölenin;
 evine sık sık geldiğini, onunla evlenemeyeceğini söylediğini, olay günü son
 bir defa görüşmek için geldiğinde evde kız ve erkek arkadaşları olduğunu,
 tartıştıklarını ve sonra cin içtiklerini, içkinin etkisiyle sızdığını,
 tabancasını komidinin üzerine koyduğunu, silah sesine uyandığında yatakta
 yatan ölenin başından kan geldiğini görünce paniğe kapıldığını, postahaneye
 gidip güvenlik görevlisinden polise haber vermesini istediğini söylemiştir.
	Aynı gün C.Savcılığında ise, ölenle arkadaş olup değişik zamanlarda
 cinsel ilişkide de bulunduklarını, ölenin aşırı ilgisi nedeniyle ayrılmak
 istediğini, evde diğer kızları gördüğünde sinirlendiğini, kız arkadaşları
 bulaşık yıkarken ölenin "ayrılırsak kötü şeyler olacak, kendimi de seni de
 öldürürüm" dediğini, daha sonra polis arkadaşlarının geldiğini, cin
 içtiklerini, sızdığını, silah sesine kalktığında paniğe kapıldığını ve silahı
 ölenin yanından alıp komidinin üzerine koyduğunu beyan etmiş, aşamalarda
 benzer anlatımda bulunmuştur.
	Tanık polis memurları, oturmaya sanığın evine gittiklerinde üç kızı
 gördüklerini, içki içtiklerini, ölenin "bu beni son görüşünüz" dediğini,
 sanığın ise tabancasındaki mermileri boşaltıp silahı komidinin üzerine
 koyduğunu, içki içince sızdığını ve 19.30 sıralarında evden çıktıklarında
 sanığın zorla ayağa kalkıp tokalaştıklarını bildirmişler, sanıkla aynı evde
 kalan tanık Zafer ise saat 18.00 sıralarında eve gelip üzerini
 değiştirdiğini, evden ayrılırken ölenin "hakkını helal et, belki bir daha
 görüşemeyiz" diyerek ağladığını, olayı 22.30'da duyduğunu söylemiştir.
	Tanık Çiğdem ile Tülin ise, saat 16.00 sıralarında sanığın evine
 gittiklerini, daha sonra ölen ile sanığın arkadaşlarının geldiğini, içki
 içildiğini, sanığın sarhoş olduğunu ve koltuğa uzandığını, ölenin "bir daha
 buraya gelmeyin" diyerek sanıktan bahisle onunla evleneceğini söyleyip elbise
 dolabından aldığı tabancayı kendilerina tevcih ettiğini ve tabancanın boş
 olması nedeniyle patlamadığını, uyanan sanığın tabancayı alıp sehpanın
 üzerine bıraktığını ve koltuğa oturunca sızdığını, evden ayrıldıklarını
 bildirmişlerdir. Gece 03.30'da düzenlenen tutanakta, "olay yerine gidildiği,
 ölenin hastahaneye gönderildiği, cin içen sanığın rahatsızlanıp lavobaya
  gittiği sırada silah sesi duyup döndüğünde maktuleyi yatakda vurulmuş olarak
 gördüğünün öğrenildiği" yazılı ise de, tutanağı düzenleyen polis memurları
 eve gidip inceleme yapmadıklarını, şok içinde olan sanığa sordukları sorulara
 aldıkları cevaba göre tutanak düzenlediklerini belirtmişler ve haklarında
 görevde yetkiyi kötüye kullandıklarından suç duyurusunda bulunulmuştur.
	Ölende, sağ temporal ön bölümde mermi giriş deliği ve sol parietal üst
 arkaya doğru mermi çıkış deliği mevcut olup, atışın bitişik atış mesafesinden
 yapıldığı otopsi ve Adli Tıp Kurumu Bursa Grup Başkanlığı raporlarıyla
 saptanmıştır.
	Sanıktan 22.45 ve ölenden 00.20 sıralarında svab örneği alınmış,
 İstanbul Bölge Polis Laboratuvarının 12.4.1994 günlü raporunda atış
 artıklarına rastlanmadığı, ancak ateş edilmesinden sonra ellerin silinmesi ve
 yıkanması durumunda atış artıkları elde çok az miktarda kaldığı gibi silahın
 tutuş pozisyonuna bağlı olarak da atış artıklarının svab numünelerinde
 bulunmamasının mümkün olduğu belirtilmiştir.
	Evde yapılan incelemede etrafın karışık olduğu, sehpada tabanca ile
 fişeklerin ve yer hizasında mermi çekirdeğinin bulunduğu, yatakta ve yerde
 kan izlerinin olduğu saptanmıştır.
       Emniyet müdürlüğünde yapılan inceleme sonucu düzenlenen ekspertiz
 raporunda, tabancanın namlu uç kısmında kan izlerinin bulunduğu ve tabancanın
 top kısmının mili ile namlu uç kısmının bağlantı yerindeki arada saç kılının
 olduğu belirtilmiştir.
	Deliller ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, 2.4.1994
 günlü olay tutanağının mahallinde düzenlenmediği, şok halinde bulunan sanığa
 sorular sorulup düzenlendiği, tutanağın yetersiz olduğu saptanmıştır. Olay
 günü sanık ve tanıklar evde toplanıp içki içmişler ve sarhoş olmuşlardır.
 Ölen, sanıkla evlenmek istediğini söylemiş ve evde bulunan sanığın diğer kız
 arkadaşlarını kıskanmış, onları evden kovmuştur. Sanığın arkadaşı olan diğer
 tanıklara da, belki bir daha görüşemeyeceklerini söyleyip helallaşmıştır. Bu
 durum ölenin, intiharı düşündüğünü göstermektedir.
	Ölenin ellerinden alınan svabda, barut izine rastlanmaması, onun ateş
 etmediğini kesin olarak göstermemektedir. Çünkü hastahaneye kaldırılması, ilk
 tedavisi veya ameliyatı sırasında kaybolabileceği gibi, silahın tutuş şekli
 ve kullanılan barutun cinsine göre hiç iz kalmaması da mümkündür. Ayrıca
 sanıkda da atış artığına rastlanmamıştır. 
	Olayda kullanılan toplu tabanca doldurulması ve boşaltılması kolay
 olan bir silahdır. Tabanca daha önce boşaltılmış ve sehpaya konulmuştur. Bu
 boşaltma sırasında veya olaydan sonra tabancanın yataktan alınıp sehpaya
 konması sırasında sehpadaki mermilerin yere düşmesi ve odaya dağılması da
 mümkündür. Bu itibarla, mermilerin çok ve dağınık olması suçun, sanık
 tarafından işlendiğinin delili değildir.
	Olay, 3.20 x 3.50 m. ebadındaki bir odada geçmiştir. Çekirdek, yatağa
 90 cm. uzaklıkta bulunmuştur. Kalorifer radyatörünün altında bulunması olayın
 cinayet olduğunu göstermemektedir. Olaydan çok sonra, mahkemece yapılan keşif
 sırasında duvar ve tavanda bir iz görülmüştür. Mermi çekirdeğinin buralara
 çarparak bulunduğu yere düşmesinin olanaksız olduğu Adli Tıp Kurumu raporu
 ile saptanmıştır. Henüz ölmemiş olan yaralının hastahaneye götürülmesi
 sırasında çekirdeğin yatakdan yuvarlanması veya odaya girenlerin ayaklarıyla
 çarpması vesair çeşitli dış etkenler sonucu yer değiştirmesi mümkündür.
 Yaralı taşınırken deliller aynen muhafaza edilmemiş, delillerin kaybolmaması
 yönünden bir özen gösterilmemiştir. Yatak ve dışındaki mevcut kan izlerinin
 bu sırada oluşma ihtimali de bulunmaktadır.
	Ölüme neden olan atış, bitişik atış olup yaralının bulunduğu
 pozisyonun olay anı yani atış yapıldığı sıradaki durumunu göstermemesi
 mümkündür. Kurşunun giriş ve çıkış yolu, olayın vukubulduğu yer, atışın
 bitişik atış olması nazara alındığında, sanığın savunmasının aksini gösterir
 cezalandırılmasına yeterli ve kesin kanıt bulunmamaktır. Her türlü kuşkuyu
 yok eden ve suçun sanık tarafından işlendiğini gösteren kesin kanıt
 bulunamadığından, sanığın mahkumiyetine ilişkin direnme hükmünün bozulmasına
 karar verilmelidir. 
	Çoğunluk görüşüne katılmayan kurul üyeleri, "Dosya kapsamına ve
 mahkemece gösterilen gerekçeye göre direnme hükmünün onanması" doğrultusunda
 oy kullanmışlardır.
	SONUÇ	: Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkeme direnme hükmünün
 BOZULMASINA, 13.2.1996 günlü ilk oturumda çoğunluk sağlanamadığından 2.4.1996
 günlü ikinci oturumda oyçokluğuyla ve tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak
 karar verildi.



Birinci
Başkanvekili	1. C.D.Bşk.	10.C.D.Bşk.	7.C.D.Bşk.
Mehmet UYGUN	T.GÜVEN	     H.DOĞAN         S.GENÇAY
	 	 	  Onama

8.C.D.Bşk.	11.C.D.Bşk.	9.C.D.Bşk.	6.C.D.Bşk.
M.N.ÜNVER       S.KANADOĞLU     D.TAVİL	 N.MUTİŞ
Onama	 Onama	 Onama

M.M.DİNÇ        R.SÖNMEZ        M.Z.TURAN	C.ÖZDİKİŞ
	 	 Onama

C.YILMAZ	O.K.KESKİN	V.SAVAŞ	 A.ÖNCÜL
Onama

G.DEMİRBİLEK    N.APAYDIN       Y.KALAY	 B.KIZILTAN
	 	 Onama	 Onama

Y.TURAN	 İ.KÜRÜMOĞLU	S.YETKİN	A.İSAOĞLU
Onama	 	 Onama  	 Onama

H.GERÇEKER
Onama
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini