 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Dördüncü Hukuk Dairesi
E. 1995/9908
K. 1995/118
T. 15.1.1996
* ISLAH
* HUKUKİ MUAMELE (Ehliyetsizlik nedeniyle geçersizliği)
* TAPU İPTALİ VE TESCİL
* ŞAHSİ HAK
ÖZET : Başlangıçta gösterilen dava nedeninin, daha sonra ıslah edilmesi
halinde, mahkemenin davayı, ıslahta dayanılan hukuki neden çerçevesinde
çözümlemesi gerekir.
Mümeyyiz olmayan bir kişinin yaptığı hukuki muamele nedeniyle hakları haleldar
olan üçüncü kişi, o hukuki muamelenin geçersizliğini ileri sürerek dava
konusu yapabilir.
Ancak, gerçekleşecek tazminat alacağını tahsil edebilmek amacıyla, tapu
kaydının temlikine ilişkin hukuki muamelenin kendisi yönünden geçersizliğini
sağlamak isteyen davacının bu hakkı, ayni değil, şahsi sonuç doğuracağından,
davanın sonunda, tapu kaydının iptali ile ehliyetsiz davalı adına tescile
karar verilemez. Davacı alacağı kararla, davalının üzerindeki kaydın
tashihine mahal olmadan, o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir.
(743 s. MK. m. 15) (818 s. BK. m. 18)
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası üzerine yapılan yargılama
sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davacıların davanın açılması
tarihinde henüz doğmuş hukuki bir yararları olmadığından, muvazaa hukuksal
nedenine dayanan tapu iptal ve tescil davasının davacıların hukuki
yararlarının yokluğu sebebiyle reddine, davalı mahcur eski malik Mustafa'nın
satış tarihinde hukuki ehliyetinin olmadığı nedeniyle açılan tapu iptali ve
tescil davasında, davacıların, davacı sıfatları olmadığından ve henüz doğmmuş
bir hukuki yararları bulunmadığından reddine ilişkin hükmün süresi içinde
davacılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; tetkik hakimi
tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi, gereği
görüşüldü:
1- Davasının dayanağı olan davalı Mustafa hakkında açtığı tazminat davası
reddedilmiş olan davacı Ümmühan'ın, temyiz itirazlarının dosyadaki yazılar ve
hukuki gerektirici nedenlere göre reddi gerekir.
2- Davacı Salih'in temyizine gelince:
Davacı vekili, davalılardan Mustafa tarafından 17.1.1993 tarihinde
müvekkilinin öldürülmek amacıyla yaralandığını ve bu nedenle davalı Mustafa
hakkında tazminat davası açtıklarını, davalı Mustafa'nın ise bu tazminatı
ödememek amacıyla 12.2.1993 tarihinde iki parça tapulu taşınmazını diğer
davalıya muvazaalı olarak tapuda intikal ettirdiğini ileri sürerek, (davalı
Ayşe adına olan tapunun iptali ile davalı Mustafa adına tesciline karar
verilmesini) talep ve dava etmiş; ancak, 26.1.1995 günlü dilekçe ile
davalarını (davalı Mustafa'nın akıl hastası olup, MK.nun 15. maddesine göre
tapudaki satışının hukuki hüküm ifade etmeyeceği için iptaline karar
verilmesi) şeklinde ıslahta bulunmuş ve muvazaa hususunun ayrıca
incelenmesine gerek bulunmadığını açıklamış ve 22.3.1995 günlü oturumda da
ıslah durumunu tekrarlamıştır.
Mahkemece; dava açıldığı tarihte davacı yan yararına sonuçlanmış tazminat
davası olmadığı için muvazaa sebebiyle iptal davası açmakta davacıların
hukuki yararlarının bulunmadığı, ehliyetsizliğe dayanan iptal davasında da
sıfatları (aktif husumet ehliyetleri) olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.
Dava nedeni ehliyetsizlik olarak ıslah edildiğine göre, mahkemenin davayı
ıslahta dayanılan hukuki neden çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. Gerçekten
mümeyyiz olmayan bir kişinin yaptığı hukuki muamele nedeniyle üçüncü kişinin
(olayımızda davacının) hakları halele uğramışsa, o hukuki muamelelerin
geçersizliğini, üçüncü kişiler de ileri sürerek dava konusu edebilirler.
Ehliyetsizin hukuki muamelesi nedeniyle üçüncü kişi ehliyetsizden alacağını
alamayacak durumda kalmışsa, hakkı halele uğramış demektir. Bu durum ise
yargılama ile tesbit edilebilecektir. Davacının, bu davadan önce davalı
Mustafa hakkında açtığı tazminat davası mevcut olduğuna göre, mahkemece bu
dava sonucu beklenmeli ve davacının varsa böylece tazminat alacağı
belirlenmeli ve adı edilen davalının diğer mal varlığı araştırılmalı ve hasıl
olacak sonuç uyarınca istem hakkında karar verilmelidir.
Davacının bu davadaki amacı, gerçekleşecek tazminat alacağını tahsil edebilmek
için hukuki muamelenin kendisi yönünden geçersizliğini sağlamaktır. Davacının
bu hakkı ise, ayni değil şahsi sonuç hasıl eder. Bu bakımdan, dava sonucunda
tapunun iptali ile davalı Mustafa adına tesciline karar verilemez. Davacı
alacağı mahkeme kararı üzerine (işlemin üçüncü şahsın) davalının üzerindeki
kaydın tashihine mahal olmadan o taşınmazların haciz ve satışını isteyebilir.
Aynı esaslar BK.nun 18. maddesine dayanan muvazaa nedeniyle hukuki muamelenin
iptaline yönelik davalar için de geçerlidir. Dairemizin, muvazaaya dayalı
davalardaki uygulaması da aynı yöndedir (27.3.1995 gün, 2197/2577 ve
21.3.1995 gün, 596/2387 sayılı kararları).
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeden sıfat yokluğu
nedeniyle davacı Salih'in davasının da reddedilmiş olması, yasaya aykırı olup
bozmayı gerektirmiştir.
S o n u ç : Temyiz olunan kararın 2 nolu bentte yazılı nedenlerle davacı Salih
yararına (BOZULMASINA), davacı Ümmühan'ın temyiz itirazlarının ise 1 nolu
bentteki nedenle reddine ve temyiz eden davacılardan Salih'ten peşin alınan
harcın istek halinde geri verilmesine, 15.1.1996 gününde oybirliğiyle karar
verildi.
|