Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
Y A R G I T A Y
Onüçüncü Hukuk Dairesi

E.	1995/9277
K.	1995/10817
T.	5.12.1995

*   AKİT BENZERİ GÜVEN İLİŞKİSİ
*   SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİNDE 
     SORUMLULUK
*   MUHDESAT BEDELİNİN İSTENMESİ
*   MUHDESAT BEDELİNDE FAİZ

ÖZET : Tapulu taşınmazdaki hissesini noterlik sözleşmesi ile satarak, yerini
 ayırıp teslim eden davalı, haricen sattığı bu hissesini, tapuda üçüncü kişiye
 satması halinde, aynen, akitten doğan yükümlülüklerini ihlal etmiş
 sayılacağından, taşınmaz üzerinde ilk alıcının yaptığı muhdesatlar bedelinden
 müstakil olarak sorumludur. Diğer paydaşlardan haksız iktisap kurallarına
 göre, edindiklerini isteyebilir.

Muhtesatlar yönünden taşınmaza yapılan faydalı giderin, ihale bedeline yansıma
 miktarı uzman bilirkişilerce belirlenmelidir.

Davalı, muhdesat bedelinin tahsili için gönderilen ihtarnamenin tebliği ile,
 veya tebliğde belirlenen sürenin sonunda mütemerrit duruma düşeceğinden
 faize, bu tarihten itibaren; tebliğ yoksa, dava tarihinden itibaren
 hükmolunmalıdır.

  (818 s. BK. m. 61, 96, 101/1, 213)  (743 s. MK. m. 619,649)  (2644 s. Tapu
 K. m. 26)  (1512 s. Noterlik K. m. 60/3)

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda,  ilamda
 yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik
 olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmasız ve davalı avukatınca da
 duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin süresinde
 olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşuldu:

Davacılar, miras bırakanlar Hasan'a davalının miras bırakanı Fatma'dan
 kendisine irsen intikal eden Mezitli Köyü Kızılyer Mevkii'nde, 953 parsel
 numaralı taşınmaz mal içinde bulunan Doğan vasisi, batısı mülazımlı varise,
 kuzeyi ark, güneyi Ali Baba vasisi olarak sınırlandırılmış 1500 M2 alanında
 taşınmazını Mersin İkinci Noterliği'nin 2.7.1962 tarih ve 5719 yevmiye nolu
 satış vaadi sözleşmesi ile satıp teslim ettiğini, üzerine iki ev inşa
 edildiğini, su kuyusu açıp ağaç diktiklerini, daha sonra davalının tüm payını
 25.3.1972 tarihinde üçüncü kişiye tapuda sattığını öne sürerek, taşınmazın
 zemin değeri 450.000.000 TL. ile üzerindeki muhtesatların toplam değeri
 650.552.318 TL. nin 15.2.1992 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile
 birlikte tahsilini istemiştir.

Davalı, tapulama mahkemesi kararıyla tesbitin kesinleştiği 3.10.1979
 tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, ayrıca davanın
 reddine ilişkin bu hüküm ile kesin hüküm oluştuğunu, taşınmazda başka
 paydaşlar da bulunduğu için nedensiz zenginleşme hükümlerince onlara davanın
 açılması gerektiğini savunmuş, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, davalının 11/192 payına tekabül eden taşınmazın 506 m2'lik
 sahasının ikame değeri 126.857.270 TL.'nin davalıdan tahsiline, taşınmaz
 üzerindeki muhtesatların izaleyi şuyu davası sonucu üçüncü kişilere satılması
 nedeni ile ancak diğer paydaşların haksız iktisaplarının sözkonusu
 olabileceği, davanın onlara yöneltilmesi gerektiği kabul edilmiş, bu bölüm
 isteğinin reddine karar verilmiştir.

Hüküm, her iki tarafça temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici
 nedenlere ve özellikle delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına
 göre davacılar ve davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz
 itirazlarının reddi gerekir.

2- Davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesinde:

Davacıların miras bırakanları ile davalı arasında düzenlenen Mersin İkinci
 Noterliği'nin 5719 yevmiye nolu ve 2.7.1962 günlü taşınmaz satış vaadi
 sözleşmesi ile davalının muayyen bir bölümünü ayırmak suretiyle taşınmazı
 satıp teslim ettiği ve o tarihten beri miras bırakanın ve davacı mirasçıların
 zilyetlikleri altında bulunduğu ve üzerine de muhtesat yaptıkları dosyadaki
 delil ve belgelerle kanıtlandığı gibi, mahkemenin kabulü de bu doğrultudadır.
 Her ne kadar davalı anılan akitle paylı taşınmazın bir bölümünü satmış
 görünmekte ise de, az yukarıda açıklandığı şekilde davalı akidi davacıların
 miras bırakanı Hasan, muhtesatların yapıldığı taşınmazı ayırıp teslim etmiş
 olması altında bu bölümün diğer paydaşlar yönünden hukuki yükümlülüklerini
 kaldırıp iştiraki çözerek, tapuda ferağını sağlamayı da yükümlendiğinin
 kabulü gerekir. Gerçekte de sözleşme içeriğinden ve tarafar arasında gelişen
 ve oluşan maddi olaylardan, davalının taşınmazın bu bölümünü tefrik edip
 teslim etmesi olgusu muhtesatların yapımı yönünden davacıların miras
 bırakanına güven verdiği, böylece davacıların miras bırakanı ve davalı
 arasında akit benzeri bir güven ilişkisinin doğduğunun kabulünü zorunlu
 kılmaktadır. Hal böyle olunca, bu güveni davalı ihlal etmeme yükümlüğü
 altındadır. Taşınmaz mal üçüncü kişiye satılmakla davalı bu yükümlülüğünü de
 ihlal etmiş sayılır ve aynen akitten doğan bir yükümlüğün ihlali gibi akdi
 sorumluluğunun kabulü kaçınılmaz olur. O nedenle, davalı açıklanan hukuk
 kuralı ışığında muhtesatlar yönünden halefiyet yolu ile akidi davacılara
 karşı BK.nun 96. maddesi uyarınca sorumlu olacağında kuşku ve duraksamaya yer
 olmamalıdır. Burada davalının diğer paydaşlara haksız iktisap kurallarınca
 başvurma hakkından söz edilebilir.

Mahkemenin kabul şeklinden sonuca kavuşulsa dahi muhtesatlar yönünden
 davalının payı oranında satış parasına hükmedilmesi de kabul biçimi
 bakımından isabetsizidir.

3- Davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde:

a) Muhtesatlar yönünden taşınmaza yapılan faydalı giderlerin konusunda uzman
 bilirkişilerce inceleme yaptırılarak, bu giderlerin yapılmış olması ve
 yapılmamış olması halleri için ayrı ayrı olmak üzere, tşınmazın ihale gününde
 ve aynı koşullarla satılmasından elde edilecek değerler arasında bir fark
 hasıl olduğunda, bu farklar bir birine oranlanmalı, bu oran ihale ile yapılan
 satış bedeline uygulanmalı, davacıların yaptığı faydalı giderlerin ihale
 bedeline yansıma miktarı tespit edilmeli bu yöntemle bulunacak miktara
 hükmedilmelidir. Sonuçta, faydalı giderlerin yapılmış olması haliyle
 yapılmamış olması halinde belirlenen değerler arasında bir fark olmadığının
 anlaşılması durumda ise, giderlerin satış bedeline etkisi olmadığı, kabul
 edilmeli ve istemin reddine karar verilmelidir.

b) Yine mahkemenin ihalenin yapıldığı tarihten itibaren faiz yürütmesi de
 yanlıştır. Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur
 (BK. md 101/1). Bu durumda davacıların davalıya  gönderdikleri 14.5.1993
 tarihli ihtarnamenin davalıya tebliğinden 7 gün sonra davalı mütemerrit olur
 ve davacılar bu tarihten itibaren alacaklarına faiz istemeye hak kazanırlar.
 O halde, ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihi araştırılmalı, sonucuna göre
 faiz başlangıcı tayin edilmelidir. Tebliğ edilmediği belirlenirse dava
 tarihinden itibaren faiz yürütülmelidir.

Mahkemece açıklananlar düşünülmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm
 kurulması usule ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.

S o n u ç : Birinci bent gereğince davacı ve davalının diğer yönlere ilişkin
 temyiz itirazlarının reddine, Yerel Mahkeme kararının 2. bent gereğince
 davacı, 3/a-b bentleri gereğince davalı yararına (BOZULMASINA), istek halinde
 peşin harcın iadesine, 6.000.000 lira duruşma avukatlık parasının karşılıklı
 birbirlerine ödenmesine, 5.12.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini