 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı:
Esas Karar
95/926 95/2327
24.2.1995
Özet:Medeni Kanunun 513. maddesinde gösterilen süre zaman aşımı
süresidir.
Dava harçın ödendiği tarihte açılmış olur.
Adli müzaharet isteği ile açılan davada bu isteğin kabul edildiği
tarihte açılmış olur.
Taraflar arasındaki davanın 1980/123-159 sayılı dosya ile
birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün
temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin
olunan bugün duruşmalı temyiz eden davalılar vekili Av. Şükrü Salkaya ile
diğer temyiz eden davacılar vekili Av. Ali Uğur Çağal geldi. Gelenlerin
konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için
duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar
okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacılar dava dilekçesinde murisleri Kamber'in 18.12.1979 tarihinde
öldüğünü murisin sağlığında 1975 yılında davalılarla yaptığı ölünceye kadar
bakma akdi ile bütün gayrımenkullerini davacıların mahfuz hisselerini
haleldar etme kastı ile davalılara devrettiğini bu sebeple tenkise karar
verilmesini istemişlerdir.
Her iki davacının ayrı ayrı açtıkları davalar mahkemece
birleştirilmiş, ve davalara birlikte devam edilmiştir.
Davalılar 12.5.1982 tarihli dilekçeleri ile zamanaşımı def'inde
bulunmuşlar, zamanaşımı def'inin süresinde olmadığı yolunda bir karşı koyma
olmamıştır.
Tenkis davası, mirascıların mahfuz hisselerine tecavüz edildiğini
öğrendikleri tarihten itibaren bir sene ve her halde vasiyetnameler hakkında
açıldıkları günden, diğer tasarruflar hakkında ise mirasın açılmasından
itibaren beş sene geçmesiyle düşer. (MK. 513) Bu süre zamanaşımı süresidir.
Ölüme bağlı olmıyan tasarruflarda zaman aşımı, murisin sağlığında temlikin
öğrenilmiş olması halinde ölüm gününden, aksi taktirde mahfuz hisseye tecavüz
edildiğinin öğrenildiği tarihten başlar. Tenkis davasının her iki halde de
bir yıl içinde açılması lazımdır.
Bu durumda davanın açılış tarihinin tesbiti önem kazanır.
Harca tabi olmıyan davalarda, hakimin dava dilekçesini havale
tarihinde, harca tabi davalarda ise, harcın ödendiği tarihte dava açılmış
sayılır. (6.2.1984 tarih E. 1983/7 K. 1984/3 sayılı içtihadı birleştirme
kararı)
Davacı Suzan Sancarın dava dilekçesi 18.11.1980, Diğer davacı
Fikriyenin ise 15.8.1980 tarihli olup her iki davacıda Adli Müzaharet
talebinde bulunmuşlar bu nedenle de dava harcını yatırmamışlar, Mahkemece
10.2.1982 tarihli celsede davacıların adli müzharet taleplerinin kabulüne
karar verilmiştir.
Medeni Kanunun 5. maddesinde Borçlar Kanununda yazılı kuralların
Medeni Hukuk ilişkilerinede uygulanacağı öngörülmüştür. O halde borçlar
Kanununda zamanaşımının kesilmesine ilişkin hükümlerin Medeni Kanunun 513.
maddesinde de göz önünde tutulması gerekmektedir. Borçlar Kanununda
zamanaşımının dava ile veya icra takibine başlama, yahut iflas masasına
müdahale ile kesileceği açıklanmıştır. (BK. 133/2) Görülüyorki kanun koyucu
Adli müzaharete nail olma için yapılan başvuruyu zaman aşımını kesen sebep
olarak kabul etmemiştir. (2.H.D. 15.10.1973 gün 5879/5587 ve 4.H.D.
15.6.1972 gün 3710/5743 sayılı kararları)
Olayda davacı her ne kadar dava dilekçesinde adli müzaharet talebinde
bulunmuş isede, dava adli müzaharet talebinin kabulüne karar verildiği
10.2.1982 tarihinde açılmış sayılır.
O halde davacılar murisin tasarrufunu engeç 18.11.1980 ve 15.8.1980
tarihlerinde öğrenmiş olmalarına göre davada 10.2.1982 tarihinde açılmış
sayılacağından Medeni Kanunun 513. maddesinde açıklanan bir yıllık süre
dolduktan sonra dava açılmıştır.
Bu durumda davanın zamanışımı sebebi ile reddi gerekirken kabulü usul
ve kanuna aykırıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple
BOZULMASINA temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oyçokluğuyla
karar verildi.24.2.1995
Başkan Üye Üye Üye Üye
Tahir Alp Ş.D.Kabukcuoğlu Hakkı Dinç Ferman Kıbrıscıklı A.İhsan Özuğur
(muhalif) (muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
Adli yardım talebi kabul edilen davacı geçici olarak yargılama
giderlerinden muaf tutulur. (HUMK. m. 466-469)
Adli Yardım, henüz dava açılmadan istenilmiş ve Hukuk Usulü
Muhakemeleri Yasasının 465. maddesinde gösterilen şartların bulunmaması
sebebiyle gerekli araştırmaya başlanmış ise, Hukuk ve Ticaret Mahkemesi Yazı
işleri Yönetmeliğinin 19. maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürünün, davacıya
adli yardımdan istifade etmesi konusunda henüz daha karar verilmediğini ve
bu sebeplede dilekçenin harçsız kabul edilemiyeceğini anlatması gerekir.
Ancak Davacıyı işleyen zamanaşımı konusunda dikkate sevketmektir.
Her iki davacı dilekçelerinde açıkca adli yardım isteğinde
bulunmuşlardır. Dilekçeleri hakim tarafından havale edilmiş herhangi bir
harç alınmadan esas defterine gerekli olan kayıt yapılmıştır. Hakim yahut
onun denetimi altındaki yazı işleri müdürü, davacılara adli yardım istekleri
konusunda karar alınmadığını, bu sebeplede dilekçelerin harçsız kabul
edilmeyeceğini bildirmemiştir. Bu açıklama karşısında davanın mahkeme esas
defterine kayıt tarihinde açıldığının kabulü zorunludur. (HUMK. m. 178)
Davanın açıldığı bu tarihtede zamanaşımı kesilmiştir. (BK. m. 133/1)
Mahkeme yasanın açık hükmüne aykırı olarak adli yardımın şartlarını
yargılama sırasında araştırmış ve aradan bir yılı aşkın süre geçtikten sonra
10.2.1982'de adli müzakeret kararı vermiştir. Davacıların harç yatırmaya ve
diğer yargılama giderlerini de karşılamaya güçlerinin olmadığı bu kararla da
sabittir. Mahkemenin kusurlu davranışının sonuçlarını davacılara yükleyip,
davanın adli müzakeret kararının verildiği 10.2.1982'de açıldığının kabulüne
imkan yoktur. Davanın hakiminin havalesi ve esas defterine kayıt tarihi
itibariyle zaman aşımına uğramadığı açıktır. İşin esasının incelenmesi
gerekir. Açıklanan sebeplede değerli çoğunluğun bozma doğrultusunda oluşan
kararlarına iştirak edilmemiştir.
Üye Üye
Hakkı Dinç A.İhsan Özuğur
|