 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Onbirinci Hukuk Dairesi
E. 1995/8932
K. 1996/704
T. 5.2.1996
* DÖVİZE ENDEKSLİ KONUT KREDİSİ SÖZLEŞMESİ
* SÖZLEŞMENİN UYARLANMASI
ÖZET : Davalı bankanın, davacıya açmış olduğu dövize endeksli yuva kredisini,
"Türk Lirası" bazında açmış olsa idi, hangi miktar ve koşullarda geri ödemeli
olarak açabileceği, kredinin ilk açılışından dava tarihine kadar ne durumda
olabileceği davalıdan sorularak saptanmalı; davalı bankaca önerilen dört ayrı
seçenek üzerinde tarafların anlaşamaması halinde, banka kayıtları üzerinde
bilirkişi incelemesi yaptırılarak, dava konusu kredi ile aynı miktarlı
kredilerdeki geri ödemeleri "Türk Lirası" olan ve fiilen açılmış kredilerin
bilirkişi raporunda gösterilmesi istenmeli ve ondan sonra bu rapordaki
tesbitlerin değerlendirilmesi yapılarak sonucu çerçevesinde davalının sunduğu
seçeneklerin makul ve kabul edilebilir olup olmadığı hususunda bir karar
verilmelidir.
(743 s. MK. m. 1, 2)
Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Samsun Birinci Asliye Hukuk
Mahkemesi)'nce verilen 9.11.1995 tarih ve 689-648 sayılı hükmün duruşmalı
olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenilmekle; dosyanın
incelenmesinde duruşma için gerekli tebligat giderinin yatırılmamış olması
nedeniyle HUMK.nun 2494 sayılı Kanunla değiştirilen 438/1. maddesi gereğince
duruşma isteğinin reddiyle tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar
verildikten ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan
sonra dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin 28.10.1993 tarihli sözleşmeyle dövize endeksli
yuva kredisini TL. olarak aldığını, geri ödemelerin döviz cinsinden
yapıldığını, ancak sonradan başgösteren ekonomik kriz sonucu döviz cinsinden
ödemenin imkansız hale geldiğini ileri sürerek, hakimin sözleşmeye
müdahalesiyle yeni koşullara uyarlanmasını, kredinin TL. olarak alınması
nedeniyle sözleşmenin imzalandığı tarihteki döviz kuru üzerinden borcun
TL.'na çevrilmesini ve basit faiz uygulanmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; sözleşmeye bağlılığın esas olduğunu, edimler arasında fahiş bir
dengesizlik oluşmadığını, döviz kurlarındaki yüksek oranlı artışlar üzerine
müvekkili bankaca yeni ödeme planı seçenekleri hazırlanarak müşterilere
sunulduğunu, uyarlama koşullarının mevcut olmadığını savunarak davanın
reddini istemiştir.
Mahkemece; mübrez belgelere, yapılan keşfe ve bilirkişi raporuna dayanılarak,
uyarlamayı gerektiren koşulların oluştuğu davacıya yazılı olarak ödeme
seçenekleri sunulduğu savunmasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın
kabulü ile dava tarihi itibariyle davacının kredi borcunun (8.343) USD.
olduğunun tesbitine, bu borcun sözleşmede belirtilen ödeme süresine göre
bankaca yapılacak yeni ödeme planına göre ödemesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece; davalı banka tarafından, 1994 yılında başgösteren döviz
kurlarındaki yüksek oranlı artışlar üzerine, davacının dövize endeksli kredi
borcunu ödemekte güçlük çektiğinden bahisle yaptığı başvurular sonrasında
herhangi bir yeni ödeme seçeneği sunulmadığı gerekçe gösterilerek, davanın
kabulüne karar verilmiş ise de; dosya kapsamından, davalı bankanın, geri
ödeme koşullarında kendiliğinden iyileştirme yaparak 1,4 olan aylık faiz
oranını 1'e indirerek aylık taksit tutarını (309) USD.'den (280) USD.'a
düşürdüğü ve bunun yanısıra, davacı kredi borçlusuna 4 ayrı seçenek sunduğu
anlaşılmaktadır. Davalı bankanın davacı ve diğer kredi borçlularının durumu
gözetilerek önerdiği bu seçenekler, kredi borçlularının aylık ödeme
güçlerinin farklılığı dikkate alınmak suretiyle hazırlanmış ve başlangıçta
aynı miktar krediyi TL. olarak alan borçlu kişilerle aynı seviyeye getirme
düşüncesi esas alınmıştır.
Bu durumda mahkemece, davalı bankadan sorularak, eğer bu krediyi TL. bazında
açmış olsa idi, hangi miktarda ve hangi koşullarda geri ödemeli olarak
açabileceği, kredinin ilk açılışından dava tarihine kadar ne durumda
olabileceği saptanmalı; davalı bankanın önerdiği dört ayrı seçeneğe göre,
tarafların anlaşamaması halinde banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi
yaptırılarak, dava konusu kredi ile aynı miktarlı kredilerdeki geri ödemeleri
TL. olan ve fiilen açılmış kredilerin bilirkişi raporunda gösterilmesi
istenmeli ve ondan sonra bu rapordaki tesbitlerin değerlendirilmesi yapılarak
sonucu çerçevesinde davalının sunduğu seçeneklerin makul ve kabul edilebilir
olup olmadığı hususunda bir karar verilmesi gerekirken, bu yönler üzerinde
durulmaksızın davanın kabulü biçiminde hüküm kurulması doğru olmamış, davalı
bankanın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı tarafın temyiz itirazlarının
kabulü ile hükmün davalı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın
isteği halinde temyiz edene iadesine, 5.2.1996 tarihinde oybirliğiyle karar
verildi.
|