 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
Onbirinci Hukuk Dairesi
E. 1995/8828
K. 1996/842
T. 8.2.1996
* BONO
* ZAMANAŞIMI
ÖZET : Davada esas ilişkiye dayanılmadığına, davaya konu senetler TTK.nun 690.
maddesinin yollamasıyla aynı Yasanın 661. maddesi uyarınca, vade
tarihlerinden itibaren üç yıllık sürenin geçmesiyle zamanaşımına uğradığına,
bu süre içinde zamanaşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadığına ve davalı
zamanaşımının dolduğunu savunduğuna göre, mahkemece hukuki dayanağı
bulunmayan davanın reddine karar verilmesi gerekir.
(6762 s. TTK. m. 690, 661)
Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Zonguldak Birinci Asliye Hukuk
Mahkemesi)'nce verilen 28.9.1994 tarih ve 983-471 sayılı hükmün temyizen
tetkiki taraflar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi
içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği
konuşulup düşünüldü:
Davacı; davalının beş adet bonodan doğan borcunu ödememesi sebebiyle zarara
uğradığını ileri sürerek, asıl alacak faizi ve munzam zarar toplamı
107.490.569 TL.'nin reeskont faizi ve inkar tazminatıyla birlikte davalıdan
tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; zamanaşımının dolduğunu, müvekkilinin davacıya olan borcunu
ödediğini, davacının munzam zararının bulunmadığını ve zararın fahiş olduğunu
savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, 7.12.1983 tarihli bonodan doğan alacağın
10 yıllık süre geçtiği için istenmesinin mümkün olmadığı, davacının diğer
bonoları icra yoluyla tahsile koymayarak zarara kendi tutum ve davranışları
sonucu yol açtığı, bonolar kambiyo senedi vasfını kaybettiğinden icra inkar
tazminatı istenemeyeceği ve ancak diğer bonolar dolayısıyla asıl alacak ve
faizlerinin verilebileceği gerekçesiyle, toplam 14.565.000 TL.'nın
bonolardaki vade tarihlerinden itibaren reeskont faiziyle davalıdan
tahsiline, diğer istemlerin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı ile davalı vekili temyiz etmişlerdir.
1- Davada esas ilişkiye dayanılmadığına, davaya konu senetler TTK.nun 690.
maddesinin yolmasıyla aynı Yasanın 661. maddesi uyarınca vade tarihlerinden
itibaren üç yıllık sürenin geçmesiyle zamanaşımına uğradığına, bu süre içinde
zamanaşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadığına ve davalı zamanaşımının
dolduğunu savunduğuna göre, mahkemece hukuki mesnedi bulunmayan davanın
reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde 10 yıllık zamanaşımı
süresine tabi oldukları gerekçesiyle kısmen kabule dair hüküm tesisi doğru
olmamış ve kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2- Davacının temyizine gelince, bozma sebep ve şekline göre davacının temyiz
itirazlarının reddi gerekmiştir.
S o n u ç : Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle hükmün davalı
yararına (BOZULMASINA), 2 numaralı bentte yazılı nedenle bozma sebep ve
şekline göre davacının temyiz itirazlarının reddine, bakiye 188.300 lira
temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin
harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 8.2.1996 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
|