 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
ESAS KARAR YARGITAY İLAMI
995/8663 996/1047
Mahkemesi :Hacıbektaş Kadastro Mahkemesi
Tarihi :29.7.1993
Numarası :1993/5-25
Davacı :Osman Kılıç ve ark
Davalı :Hazine vs
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen
hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin yasal süresinde
olduğu anlaşıldı. Tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu. Gereği
görüşüldü:
Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararı gereğince mahalline uygulanan
Teşrinisani 1310 gün 26 ve 27 sayılı tapu kayıtlarının temyiz konusu 4143,
4144 ve 4145 sayılı parselleri kapsadığı ve bu parsellerin adlarına tescil
kararı verilen kişiler tarafından özel harman yeri olarak kullanıldığı
gerekçe gösterilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de davacı tarafın dayandığı
2 dönüm yüzölçümlü tapu kayıtları doğuda ve güneyde hali, kuzeyde dere sınırı
itibariyle genişletilmeye elverişli kayıtlardandır. Bu niteliği ile tapu
kaydının kapsamının 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20/C maddesi hükmü
gereğince yüzölçümüyle belirlenmesi zorunludur. Tapu kaydında batı sınır
olarak yazılı Hamuşoğlu Musa bağının davacı taraf adına zilyetlikle tesbit
edilen 184, 191 ve 188 sayılı parsellerin batısında bulunan derenin
batısındaki taşınmazlar olduğu, mahkemece getirtilen kadastro tutanaklarının
içeriğinden anlaşılmaktadır. O halde sözkonusu tapu kayıtlarının sabit
sınırının Hamuşoğlu Musa'nın bağı olarak kabul edilmesi gerekir. Bu sınır ile
çekişmeli parseller arasında dere ve tapu kayıtlarının yüzölçümünden fazla
miktarda olan 184, 191 ve 188 sayılı parseller bulunmasına göre tapu
kayıtlarının dava konusu taşınmazları kapsaması olanaksızdır. Bu nedenle
taşınmazların tapu kayıtlarının kapsamında kaldığı yolundaki mahkeme
gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. Diğer taraftan yerel bilirkişi ve
tanıklar davacıların senenin belirli günlerinde yani yalnız harman dökme
zamanı taşınmazları harman yeri olarak kullandıklarını, senenin diğer
aylarında köy hayvanlarının serbestçe dolaştıkları, hali yerler niteliğinde
bulunduğunu bildirmişlerdir. Bir taşınmazın genel harman yeri olarak
nitelendirilebilmesi için bir köy halkının tümünün harman yapmaları için
tahsis edilmesi ya da kadimden beri bu şekilde kullanılmış olması gerekir.
Olayda sözkonusu unsurlar bulunmamaktadır. Taşınmazların özel harman yeri
olarak kabul edilebilmesi için ise ya tapu kaydı kapsamında olması ya da uzun
süre ve ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğin harman yeri niteliğiyle
sürdürülmesi gerekir. Sadece yılın belirli bir ayında harman dökmek suretiyle
kullanma taşınmazın özel harman yeri olarak kabulünü ve zilyetlik yoluyla
kazanılmasını gerektirmez. Şu hale göre davacılar yararına kazandırıcı
zamanaşımı yoluyla iktisap koşulları dahi gerçekleşmemiştir. Bu nedenlerle
dava ve temyiz konusu 4143, 4144 ve 4145 parsel sayılı taşınmazların hazine
adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken delillerin
değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması
isabetsiz, hazinenin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile
hükmün BOZULMASINA, 6.2.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
H.Örmeci İ.Haznedaroğlu M.Yıldız A.Alyaz Y.Büken
|