 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
ONBİRİNCİ HUKUK DAİRESİ
ESAS KARAR
1995/8322 1996/1655
YARGITAY İLAMI
MAHKEMESİ :Ankara Asliye l. Ticaret Mahkemesi
TARİHİ :6.7.l995
NUMARASI :1065-619
DAVACI :Wiener Messen, Congress Gmbh Av. Bülent Ensari
DAVALI :Reysaş Endüstriyel Ürünler İth. İhr. Paz. ve Müm.
AŞ Av.Kayahan Özden
Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye l. Ticaret
Mahkemesince verilen 6.7.l995 tarih ve 1065-619 sayılı hükmün temyizen
tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi
içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği
konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında alacak borç ilişkisi
olduğunu, davalının borcunu ödememesi üzerine Viyana Bölge Mahkemesinde
açılan davaya ilişkin dava dilekçesinin davalıya tebliğ edildiğini, ancak
davaya katılmadığını fakat vekili vasıtasıyla davadan haberdar olduklarını,
mahkemece müvekkili lehine (358.492.63) Avusturya Şilini faizi ile birlikte
davalıdan tahsiline karar verildiğini ve kararın 26.5.l996 tarihinde
kesinleştiğini ileri sürerek, mezkur ilamın tenfizine karar verilmesini talep
ve dava etmiştir.
Davalı vekili savunmasında, mahkeme ilamında davalı olarak gösterilen
Reysaş Corp. ile müvekkili arasında uzaktan yakından bir ilgi olmadığını,
yabancı ülkede açılan davadan haberdar olmadıklarını kimseye davayı takip
için vekaletname verilmediğini, kararın da kendilerine tebliğ edilmediğini
ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın husumet açısından reddine karar verilmiş olup,
davacı vekilinin temyizi üzerine dairemizce bu karar, 20.l0.l994 tarih ve
94/5l22 E. 94/7672 K. sayılı kararı ile davalının Reysaş Corp. ile
ilişkisinin bulunmadığı konusunda bu ünvan altında başkaca bir şirket varsa
bunun sicil numarası veya ilgili defterlerini ibraz etmesi ve öne sürülen
savunmanın kanıtlanmasına temsilcilerinin aynı olması nedeniyle olanak
tanınması gerekçesiyle davacı yararına bozulmuş olup, bozmaya uyularak
yapılan yargılama sonunda, davalının iştigal konusunun pazarlama ile ilgili
olduğu gibi yetkili temsilcilerinin de aynı kişiler olduğu, başkaca Reysaş
Corp. adında şirketin varlığının kanıtlanamadığı yabancı mahkeme kararının
tenfizine ilişkin koşulların oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, Viyana
Merkez Bölge Mahkemesinin 25 Mart l986 tarihli kararının tenfizine karar
verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Davacı vekili, Viyana Merkez Bölge Mahkemesinin 25 Mart l986 tarihli
kararının tenfizini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 2l.8.l992 tarihli cevap ve daha sonraki dilekçelerinde
Viyana Merkez Bölge Mahkemesinin gıyap kararının tebliğ edildiği Avusturya
l0l0 Linz Marien Strasse No:4'de mukim Av. Dr. Johannes İntermayer isimli bir
kişiye şirket olarak bir vekaletname vermediklerini, kaldı ki mahkemenin
gerekçeli kararının da kendilerine tebliğ edilmediğini savunmuşlardır.
Bilindiği gibi "Türkiye Cumhuriyeti ve Avusturya Cumhuriyeti Arasında
Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizi Hakkında" 23 Mayıs l989 tarihli
sözleşmenin l4. maddesinde davalı kararın verildiği davaya katılmamışsa,
davanın açıldığının kendisine usulüne uygun bir şekilde tebliğ edildiğini
gösterir bir belgenin tenfizi istenen mahkemeye sunulacağını amirdir.
Keza 2675 sayılı Yasanın 38/d. maddesine göre davalının, Avusturya
kanunları uyarınca usulüne uygun olarak mahkemeye çağrılmamış veya temsil
edilmemiş veya kararlara aykırı şekilde gıyapta hüküm verilmiş olması
sebebine dayanan tenfiz şartının tetkiki ilgili bend gereğince, davalı
tarafın bu yönden itiraz etmesi şartına bağlanmıştır. Davalı yukarıda
açıklandığı şekilde bu yönlere itiraz etmiş ancak mahkemece bu itiraz gereği
gibi araştırılmamış, gerekçeli kararda da bu savunma değerlendirilmeden
davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece davalının bu savunması üzerinde durularak, 2675 sayılı
yasanın 38/d maddesinin şartlarının incelenmesi bakımından Türkiye ve
Avusturya Devleti arasındaki 23 Mayıs l989 tarihli sözleşme, tebligat ve
savunma hakkı ile ilgili Avusturya Hukukuna ait kanun maddeleri ibraz ve
tercüme ettirilmek ve Avusturya Hukukuna göre ilgili bentte yer alan usulüne
uygun davet, tebligat ve gıyap şartının ve savunma hakkının kısıtlanıp
kısıtlanmadığının incelenmesi gerekçeli kararın tebliğ edilip edilmediğinin
araştırılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken
davalı savunması üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru
olmamış bu nedenle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı gerekçelerle davalı vekilinin temyiz
itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz
peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, ll.3.l996 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
|