 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
4. Ceza Dairesi
Y A R G I T A Y İ L A M I
Y.EMİR
Esas No:95/8128
Karar No:95/8757
Tebliğname No:Y.E.117959
Görevli memura hakaret ve etkili eylem suçlarından sanık Lütfi
Kabalcı'nın TCY.nın 258/1. ve 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca
1.800.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin ANKARA Asliye
Ceza Mahkemesince verilip kesinleşen 22.6.1995 günlü karar aleyhine Adalet
Bakanlığından verilen 5.12.1995 gün ve 27495 sayılı yazılı emri içeren
C.Başsavcılığının 11.12.1995 gün ve 117959 sayılı tebliğnamesiyle dava
dosyası, daireye gönderilmekle incelendi ve gereği görüşüldü.
Tebliğnamede: "Ankara C.Başsavcılığının 28.11.1994 gün ve 1994/28269
sayılı iddianamesinde eylem, görevli memura hakaret ve etkili eylem olarak
nitelendirilmiş ve duruşmada C.Savcısının esas hakkındaki mütalaasında sanık
hakkında TCY.nın 258. maddesinden hüküm kurulması istenmiş bulunulması
karşısında, CYY.nın 258. maddesi gereğince ek savunma hakkı verilmeden
değişik nitelikte, görevli memura mukavemet suçundan mahkumiyet kararı
verilmesinde isabet görülmemiştir" denilmektedir.
İddianamede T.C.Yasasının 266/1. ve 456/4, 271. maddeleriyle
hükümlünün cezalandırılması istenmiş ve kendisine değişen nitelemeye göre ek
savunma hakkı verilmemiş ise de; aynı iddianamede eylem "vergi memuru
müştekinin tutanak düzenlememesi için ona etkili eylemde bulunduğu ve "benden
rüşvet istediler, haysiyetsizler" diye hakaret ettiği" biçiminde açıklanmış
ve hükümlü de bu eylemlere göre savunmasını yapmıştır.
İddianamede açıklanan eylemler, bütünüyle T.C.Yasasının 258/1. madde
ve fıkrasında tanımlanan suçtaki maddi öğeye uyduğundan, hükümlüye ayrıca ek
savunma hakkı tanınmasına gerek bulunmamaktadır.
Belirtilen nedenlerle, yazılı emir doğrultusunda düzenlenen C.
Başsavcılğının bozma isteğinin reddine, 22.12.1995 tarihinde oyçokluğuyla
karar verildi.
Sami Selçuk M.Dinç Yücel Kocabay Hulusi Öğütçü Birol Kızıltan
Başkan Üye Üye Üye Üye
K. K.
KARŞIOY :İddianamede açıklanan eylemin sonsoruşturmada nasıl
nitelendirileceğini sanığın/hükümlünün bilme/öğrenme hakkı vardır. Bu hak
kullanılmadan, iddianamede gösterilen nitelemenin dışında bir yasa hükmü ile
faili cezalandırmak olanaksızdır.
Olayımızda, hükümlü bu hakkını kullanmamıştır. Kurulan hüküm bu
nedenle yasaya aykırıdır. Ancak yazılı emir yoluyla kurulan hükmü, hükümlünün
savunma hakkını kullandığı nitelemelere göre düzelterek ve hükümlü yararına
değiştirmek olanaklıdır. Buna göre hükümlü, ilk mahkemenin öngördüğü biçimde
en alt cezalar verilerek T.C. Yasasının 266/1. ve 456/4, 271. maddelerine
göre cezalandırılmalı ve hüküm bu biçimde değiştirilmelidir. Çoğunluk
görüşüne bu nedenle katılmıyoruz.
Sami Selçuk Yücel Kocabay
Başkan Üye
K. K.
|