 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
Y A R G I T A Y
13. HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI
SAYI
1995
ESAS KARAR
7992 7292
YARGITAY İLAMI
Mahmut Toker vekili avukat Hülya Kayam ile Salim Ünal vekili avukat
Özkan Dinçer aralarındaki dava hakkında Silifke Asliye Hukuk Hakimliğinden
verilen 21.10.1994 tarih ve 612-695 sayılı hükmün Dairenin 12.6.1995 tarih ve
5634-5723 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı
avukatı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi
gereği konuşuldu.
KARAR
Davacı, mal bedeli karşılığı olarak tanzim ettiği çeki almasına rağmen
davalının malları teslim etmediğini öne sürerek karşılıksız kalan 14.300.000
Tl.lık çekin iptaline çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tesbitine
karar verilmesini istemiştir.
Davalı çekin önceden teslim edilen mal bedeli olduğunu beyanla davanın
reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne çek bedeli üzerinden 40 tazminatın
davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı
tarafından temyiz edilmiş, Dairemizce onanmış bu defa davalı karar düzeltme
isteminde bulunmuştur.
1- Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında
benimsenen gerektirici sebeplere göre HUMK.nun 440. maddesinde sayılan
nedenlerden hiç birisine uygun olmayan davalının diğer karar düzeltme
isteğinin reddi gerekir.
2-Borçlu icra takibinden önce veya takipten sonra borçlu olmadığını
isbat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi
tesbit davasına bakan mahkeme talep üzerine alacağın 15'inden aşağı olmamak
üzere gösterilecek teminat mukabilinde icra takibinin durdurulması hakkında
ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit
davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durulmasına karar verilemez. Ancak
bu halde borçlu icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini mahkemeden
talep hakkına sahiptir. (İcra İflas Yasasının 72. maddesinin 1, 2 ve 3.
fıkraları) Aynı maddenin 4. fıkrasında ise borçluyu menfi tesbit davası
açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetle olduğu anlaşılırsa talebi
üzerine borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline
karar verilir. Takdir edilecek zarar haksızlığı anlaşılan takip konusu
alacağın 40'ından aşağı olamaz yazılıdır. Maddenin çok açık metninden
anlaşıldığı üzere borçlu lehine hükme bağlanan bir menfi tesbit davasında
lehine 40 tazminata karar verilebilmesi öncelikle alacaklının bir icra
takibi yapmış olması bu takibin de kötü niyetle yapıldığının anlaşılması
koşuluna bağlanmıştır. Davacı tarafından aleyhine icra takibi yapıldığına
ilişkin bir iddia bu davada ileri sürülmemiş mahkemece de varlığı tesbit
edilmemiştir. Bu davada davacının aldığı ihtiyati tedbir kararı ise sadece
muhatap bankaya yönelik olup çek konusu meblağın dava sonuna kadar
başkalarına ödenmemesini bildiren ödeme yasağı niteliğinde bir karardır. Bu
nitelikteki bir karar alacaklının hamili bulunduğu çekten dolayı icra takibi
yapmasına mani olamayacağı gibi, kararın varlığı da icra takibinin yapılmış
olduğunun kabulünü gerektirmez. Bu durumda da anılan yasanın 72/4
maddesindeki 40 tazminata hüküm için gerekli yasal koşullarının
gerçekleştiğinden söz edilemez. Mahkemenin açıklanan bu yönleri gözardı
ederek davacı alacaklı lehine çek bedeli üzerinden 40 tazminata karar
vermesi usul ve kanuna aykırıdır. Ne var ki bu yanlışlığın düzeltilmesi
yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması
HUMK. 438/7 maddesi hükmü gereğidir. Dairemizce temyiz aşamasında mahkeme
kararı bu gerekçelerle düzeltilerek onanacak iken zuhulen aynen onandığı bu
kere yeniden yapılan incelemeyle anlaşıldığından davalının karar düzeltme
istemi kabul edilmeli, dairemiz onama kararı kısmen kaldırılıp hüküm
düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer karar
düzeltme istemlerinin REDDİNE, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının
karar düzeltme isteminin kabulü ile dairemizin 12.6.1995 gün 5634-5723 sayılı
onama kararının kaldırılmasına mahkeme kararının hüküm fıkrasındaki "çek
bedeli üzerinden 40 tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine"
sözlerinin karardan tamamen çıkarılmasına, bunun yerine aynen "koşulları
oluşmayan tazminat isteminin reddine" sözlerinin yazılmasına mahkeme
kararının bu şekilde düzeltilerek ONANMASINA, peşin harcın istek halinde
iadesine, 7.9.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
A.İ.Arslan M.Yüksel Ş.Yüksel A.E.Baççıoğlu S.Özyörük
|