Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 



     T.C.
Y A R G I T A Y
4. Ceza Dairesi	 	 	 BOZMA

	 	Y A R G I T A Y   İ L A M I

Esas       No:1995/7323
Karar      No:1995/8258
Tebliğname No:4/33009

	Aile bireylerine kötü davranma suçundan sanık Nail Arslan hakkında
 TCY.nın 478, 80. maddeleri uyarınca sanığın takdiren ve teşdiden 7 ay hapis
 cezasıyla hükümlülüğüne ilişkin ANKARA Asliye 13. Ceza Mahkemesinden verilen
 1994/1076 Esas, 1994/1471 Karar sayılı ve 13.12.1994 tarihli hükmün temyiz
 yoluyla incelenmesi sanık Nail Arslan ve müdafii tarafından istenilmiş ve
 temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay C.Başsavcılığının 13.11.1995 tarihli
 bozma isteyen tebliğnamesiyle 20.11.1995 tarihinde daireye gönderilen dava
 dosyası başvurunun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü.
	Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
	Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler
 ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde
 görülmemiştir.
	Ancak; 
	1-Yükletilen aile bireylerine kötü davranma suçunda eylemlerde
 sürekliliğin bu cürmün yasal yapısında var olduğu gözetilmeden cezanın T.C.
 Yasasının 80. maddesiyle arttırılması,
	2-Kabule göre, yakınanın iddiasına göre zorla işlenen ters cinsel
 ilişkinin tıbbi bulgu bırakıp bırakmayacağı Adli Tıp Kurumundan sorulmadan,
 yetersiz rapora dayanılarak eksik araştırma ile hüküm kurulması,
	Yasaya aykırı ve sanık Nail Arslan ve müdafiinin temyiz nedenleri ile
 tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın
 bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın
 esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 5.12.1995 tarihinde oyçokluğuyla karar
 verildi. 18.12.1995

Sami Selçuk Yücel Kocabay Hulusi Öğütçü Birol Kızıltan Fadıl İnan
Başkan	         Üye	 Üye	     Üye	   Üye
K.

	 KARŞIOY:

	 Oluşa uygun olarak kabul edilen eylem, evli olduğu mağdurenin
 iradesine karşın, manevi zorla ters (anal) ilişkide bulunmadır.
	Mahkeme, yerleşik yargısal görüşler doğrultusunda, eylemi
 "sevecenlikle bağdaşmayan suç" olarak nitelemiş ve TCY.nın 478. maddesine
 göre hüküm kurmuştur.
	Sanığın eylemi, manevi zor bulunduğu takdirde, TCY.nın 416/1.
 maddesine gireceğinden, kanıtları değerlendirme ve eylemi niteleme Ağır Ceza
 Mahkemesine aittir. Bu nedenlerle, kararın görev açısından bozulması
 gerekmektedir.
	Gerçekten, ırza geçme suçu, kamu ahlakı sınırları içinde cinsel
 yaşamını kendi iradesiyle ve özgürce düzenleme hakkı bulunan bireyin, cinsel
 özgürlüğüne ve iradesine karşı bir cürümdür. Evlilik içinde de bu değer
 korunmaktadır. Kuşkusuz evliliğin doğal sonuçlarından biri de cinsel
 ilişkidir. Eşler, karşılıklı rızaya dayalı evlilik bağıtıyla, yalnızca rızaya
 dayalı cinsel ilişkiye razı olmuşlardır. Bunun dışındaki cinsel ilişkiler,
 kişinin hem cinsel özgürlüğünü ve hem de kamu ahlakını ihlal edecektir. 
	Karşılaştırmalı hukuka bakıldığında, ırza geçmede, bu konuda üç
 sistemin benimsendiği görülmektedir. Bir sisteme göre, kimi yasalar, açıkça
 karı koca arasında ırza geçme suçunun oluşmayacağını öngörmüşlerdir. 1871 ve
 1975 tarihli Alman (md. 177), Avusturya (md. 125) ve 1937 tarihli İsviçre
 (md. 187) Ceza Yasalarında durum böyledir. Irza geçmenin evlilik dışında
 olması gibi olumsuz bir koşulu yasal metinde öngören bu sistemlerde, evliler
 arasında zorla ve olağan yoldan cinsel ilişki ırza geçme suçunu
 oluşturmayacağından, ortaya yukardaki gibi bir sorun çıkmamaktadır.
	Bir başka sistem ise, ırza geçme suçunu, mağdur ve suçun işleniş
 biçimine göre ele almaktadır. Buna göre, ırza geçmenin mağduru yalnızca kadın
 ve bu suç sadece olağan cinsel organlar yoluyla işlenebilir. Anüs ya da ağız
 yoluyla yapılan eylemler ırza geçme kavramının dışındadır. İsviçre'de,
 Zaire'de (Bolongo, Droit penal special zairois, T.I, 1985, s. 329-333) ve 23
 Aralık 1980 tarihli Yasadan önce Fransa'da durum böyledir (Logoz, s.297;
 Garçon, md. 331-333; Goyet, n.705; Merle-Vitu, 1852). Bu yasalara göre, anüs
 yoluyla zorla cinsel ilişki, elbette bir başka suçu oluşturacaktır. 
	Yukarıdaki iki sistemde de, inceleme konusu eylem, ırza geçme
 açısından ele alınamayacağına göre, yalnızca, karısını zorla olağan yoldan
 cinsel ilişkiye zorlayan kocanın eyleminin ne olduğu tartışılmış, İsviçre'de
 bunun etkili eylem (Zürcher, Gautier) ya da manevi zorlama (koşullu tehdit)
 (Logoz, s.298); 18 Aralık 1980 tarihli Yasadan önce Fransa'da etkili eylem
 (Garçon, n.23, Goyet, n.305, Merle-Vitu, n.1853, Garraud, n.2084) olduğu
 ileri sürülmüş; 19.3.1910 ve 28.4.1887 tarihli kararlarında Fransız Yargıtayı
 da bu görüşü benimsemiştir. Doğaya aykırı ilişki ise kimilerince ırza tasaddi
 olarak görülmüştür (Garraud, n.2084).
	Üçüncü bir sistemde ise, eşler arasında olağan yolla ilişkinin bile
 zorla ırza geçme cürmünü oluşturacağı açıkça benimsenmektedir. Sözgelimi,
 Kanada Ceza Yasasının 271. maddesi ırza geçme, 272. maddesi silah, tehdit
 v.b. araçlar kullanarak ırza geçme, 273. maddesi ise en ağır ırza geçme
 cürümlerini cezalandırmış; aynı Yasanın 278. maddesinde ise, birlikte
 yaşamanın (oturmanın) suçun oluşmasında etkisi bulunmadığı, evli eşin 271,
 272 ve 273. maddeleriyle suçlanabileceği öngörülmüştür (Alain Dubois et
 Philip Schneider, Code criminel annote et lois connexes, 1990, Cowansville
 (Quebec) Lesed. Yvon Blais Inc.).
	Bu üçüncü sistemde, eşler arasında ırza geçme cürmünün oluşup
 oluşmayacağı tartışmasına Yasa son vermiştir.
	İtalya'da, Türkiye'de ve 18 Aralık 1980 Yasasından sonra Fransa'da
 ise, ırza geçme; rızasına karşın bir başkasının vücuduna cinsel organla nüfuz
 etme olarak tanımlanmıştır. Fail ve mağdurun erkek ve kadın olması, ilişkinin
 vajinal, anal ya da ağza değgin yoldan olması ayırımı yapılmamıştır. Bu
 ülkelerde konu, ilkin olağan ilişki açısından ele alınmış; her eşin diğer
 eşle cinsel ilişkiye hazır olması gerektiği; ilişki ağız ya da anüs yoluyla
 değilse, eylemin suç olamayacağı, bu yollarla zorla olursa ırza geçme suçunun
 oluşacağı görüşü benimsenmiştir (Maggiore, 549, Pannain, 347, Vannini, 171,
 Manfredini, 130). Ne var ki, yeni görüş, eylemin suç olacağı yönündedir.
 İtalyan Yargıtayı da (III. Daire) 16.2.1976, 4.12.1976 ve 13.7.1982 tarihli
 kararlarında  normal yoldan ilişkide de suçun oluşacağına karar vermiştir
 (Manzini, 1984, s. 312; Contieri, s.60 vd.; Brignone, s. 74-78; Franco-
 Bricola- Zagrebelsky, 1984, p.s.II, s. 872; Lemme, Liberta sessuale, Enc.
 dir. XXIV, 1974, s. 556, Marini, 957; Zuccala, Commentario al Codice penale,
 Padova, 1986, s. 865).
	Sorun, 23 Aralık 1980 tarihinde Fransız Ceza Yasasının 332. maddesinin
 değiştirilmesinden sonra, öğretide tartışılmış, Puech (D. 1981) ve Daniele
 Mayer (D. 1985), Veron s. 208), Vouin (n.305), Vitu, (n.1853) eylemin suç
 olacağını belirtmişlerdir. Daha sonra Fransız Yargıtayı, 5.9.1990 tarihinde,
 eşler arasındaki zorla cinsel ilişkiyi, ırza geçme suçu olarak
 nitelendirmiştir (La semaine Juridique, 6.2.1991, n.6, s. 38-41; Levasseur,
 Revue de science ciriminelle et de droit compare, 1991, n.2, s.348-349).
	Konu Latin Amerika ülkelerinde de gündeme gelmiş, yazarların çoğunluğu
 eşler arasında ırza geçme suçunun işlenebileceği görüşüne katılmışlardır
 (Celestino Prote Petit Candandap, En sayo dogmatico sobre el delito de
 violacion, Mexico, 1966; Carranca y Trujillo, Codigo penal anatado, Mexico,
 1962, s. 616; Cuello Calon, Derecho penal, II, Barcelona, 1955, s. 552,
 Soler, Derecho penal argentino, III, Buenos, Aires, 1956, s. 345).
 Yazarlardan, Gonzales Blanco (Delitos sexules en la doctrina y en el derecho
 positivo mexicano, Mexico, s. 167-168) ise eylemin beden bütünlüğüne karşı
 bir suç olduğunu ileri sürmüştür. 
	Olağan yolla ilişkide bile ırza geçme suçunun oluşacağını benimseyen
 bir anlayışın, anal birleşmede bunun öncelikle gerçekleşeceğini savunması
 doğaldır. Nitekim yazarlar, maddi ya da manevi (tehdit) zorla karısıyla anal
 ilişkide bulunan kocanın eyleminin zorla ırza geçme olduğunda
 birleşmektedirler (Manzini, 1922, VI, s. 513; 1984, VII, s. 312). Nitekim,
 1.2.1900, 17.8.1914, 19.12.1933 tarihinde İtalyan Yargıtayı, hem 1889 ve hem
 de 1930 tarihli Yasa dönemlerinde bu yolda karar vermiştir. 15.3.1936'da
 Cenova Üst Mahkemesi de, karısından ayrı yaşayan kocanın, sağlıklı koşullar
 içinde olmadığı bir sırada, cinsel ilişkiye karısını zorlaması ve fakat onun
 karşı koyması sonucu başaramaması eylemini, ırza geçmeye kalkışma olarak
 nitelemiş, etkili eylem ya da kendiliğinden hak alma nitelemelerini
 benimsememiştir. Öte yandan, kadının ya da çocuklarının sağlığına zararlı bir
 dönemde cinsel ilişkiyi zorla ve vajinal yoldan gerçekleştirmenin de bu suçu
 oluşturacağı belirtilmiş; örnek olarak da kocanın sarhoş ya da firengili,
 kadının aybaşı olması durumları gösterilmiştir (Manzini, VI, s. 513, VII, s.
 312). Buna karşılık maddi ya da manevi zor (tehdit) olmaksızın ve fakat
 gönülsüz gerçekleştirilen anal cinsel ilişkinin, aile bireyi olan kadına
 karşı kötü davranma suçunu oluşturacağı ileri sürülmüş ve 17.8.1914'te
 İtalyan Yargıtayı bu görüşü benimsemiştir (Manzini, s. 933).
	Evliliğin zorla ırza geçme suçunun hukuka aykırılık öğesini
 kaldırmadığı açıktır. TCY.nın 434. maddesi, hukuka aykırılık öğesini kaldıran
 bir hüküm olmayıp, oluşup tamamlanmış suç sonrası (post delictum) etkin
 pişmanlıktır. Sorumluluğu önlediği halde, isnadiyeti kaldırmaz. Tersi olsa ve
 suçun hukuka aykırılık öğesini kaldırsaydı, cezadan bağışık tutulma değil,
 beraat kararı verilmek gerekirdi. Üstelik, bu maddenin uygulanması failin
 iradesine bağlı değil, karşı tarafın evliliği kabulüne de bağlıdır. Nitekim,
 kaynak İtalyan Ceza Yasasında (md. 352) ve hükmü kaldıran 5 Ağustos 1981
 tarihli Yasaya değin 1930 tarihli İtalyan Ceza Yasasında da (md. 544) aynı
 madde yer almaktaydı ve uygulama bu yöndeydi (Manzini, VI, s. 530, VII, s.
 933).
	Hukukta hiç bir norm, aile içinde şiddet ya da tehdit kullanmaya izin
 vermemiştir. Evlilik içi cinsel ilişki için de aynı şey söz konusudur. Cinsel
 ilişkiye razı olmayan eş karşısında, öbür eşin yalnızca ayrılma ya da boşanma
 istemeye hakkı vardır. Eşler arasındaki ilişkilerde cinsel dokunulmazlık
 menfaati ya da değeri benimsenmezse, cinsel özgürlüğün korunması
 olanaksızlaşır. Irza geçme suçu, mağdurun rızasızlığı bir ödev ihlali dışında
 kaldığında, elbette eşler arasında da oluşur. Evliliğe rıza gösterme,
 evliliğin olağan gereklerine ve sonuçlarına rıza göstermedir (Aynı görüş:
 Contieri, La Congiunzione Carnale Violenta, Milano, 1980, s. 63-64).
	Yargıtayımız da ikinci kez zorla ters ilişkide bulunmaya kalkışan
 kocayı öldüren karının TCY.nın 49. maddesinde öngörülen özsavunmadan
 yararlanacağına karar vermiştir (C.G.K. 18.2.1991, 4/39).
	Yukarıda sergilenen karşılaştırmalı hukukun ve Türk yazılı hukukundaki
 ırza geçme cürmüne özgü öğelerin ışığında, son çözümlemede ulaşılan yargılar
 şöylece özetlenebilirler;
	A-1)Maddi ya da manevi zor kullanmaksızın ve fakat gönülsüz olarak
 gerçekleştirilen ters cinsel ilişkinin TCY.nın 478. maddesine;
	  2) Maddi ya da manevi zorla işlenen olağan (vajinal) ya da ters
 cinsel ilişkinin, zorla ırza geçme suçunu oluşturacağı, böyle bir hüküm
 olmasaydı, bu hükme göre daha genel ve yardımcı hüküm olan TCY.nın 188/2.
 maddesine uyacağı açıktır.
	B-İnceleme konusu olayda sanığın eşiyle tehdit (manevi zor) kullanarak
 ters ilişkide bulunduğu ileri sürülmesine göre, eylemin TCY.nın 416/1.
 maddesinin uygulanmasını gerektirebileceği, kanıtları tartışmanın ve eylemi
 nitelemenin Ağır Ceza Mahkemesinin görev alanına girdiği kanısındayım.
	Sunduğum nedenlerle kararın bozulması görüşündeyim.

	 	 	Sami SELÇUK
	 	 	   Başkan
	 	 	     K.
    
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini